15 Ocak 2010 00:00
GERÇEK
Salı günü grupta yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan, ekonomideki büyük başarılardan söz etti.
Salı günü grupta yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan, ekonomideki büyük başarılardan söz etti. Ona göre finans sektöründe işler gayet tıkırında, kriz olmamış gibiymiş! Reel sektörde ise kriz biraz delmiş ama onu da hükümet aldığı önlemlerle etkisiz hale getirmiş!
Patron takımı, Başbakanın söylediklerini hoşnut olarak onaylamıştır herhalde. Ama onu izleyen tekstil, gıda, otomotiv, demir-çelik, taşımacılık...her sektörden işçiler, günbegün sayaları artan işsizler, her gün biraz daha yoksullaşan emekçiler öfkeli! Bu nasıl ekonomi ki o iyileştikçe biz kötüleşiyoruz, Bu nasıl teğet geçme, bu nasıl birazcık delmedir ki; TİSlerimiz çiğnendi, ücretlerimiz düştü, ücretsiz izinlere zorlandık, yüz binler halinde sokaklara atıldık ve halen işsizlik büyümeye, üretim daralmaya devam ediyor diye soruyor olmalı! Ve bu sorulara milyonlarca emekçi, İşler iyi gidiyorsa 12 bin TEKEL işçisi ve aileleri Ankarada neden eylemdeler; yarın on binlerce emekçi, neden Ankarada taleplerini haykıracak sorusunu da ekliyor olmalı! Erdoğanın, büyük ekonomik başarısını anlatırken itiraf ettiği patronlara büyük kıyağın sonuçlarını, biraz da ayrıntısını, önceki gün Birleşik Metal-İş Sendikası bir basın bülteniyle kamuoyuna duyurdu. (*)
Birleşik Metal-İşe göre hükümetin ÖTV indirimi, satış teşvikleri, kısa dönemli çalışmayı ve ücretsiz izinleri teşvik ve sendikaların desteği ile otomotiv sanayiinde; 2009 Mart-Eylül arasında fazladan 150 bin aracın satıldığı, bir önceki yıla göre talebin yüzde 23 arttığı belirtiliyor. Ayrıca bu araştırmada, otomotiv sektöründe 2000 yılına göre ihracatın beş kat arttığı da saptanıyor.
Bu gerçeklere Birleşik Metal-İş, TOFAŞın yılın üçüncü çeyreğindeki net kârının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 771 artarak 126.6 milyon lira olduğunu da eklemiş. Bültene göre Hyundainin 2009da satışları yüzde 60 artmış.
Birleşik Metal-İş, TÜİKin verilerine göre 2008in ilk altı ayına oranla işçi ücretlerinin 2009da yüzde 18.8 erimesine de dikkat çekmiştir.
Veriler açıkça göstermektedir ki; kriz, patronları sadece teğet geçmemiş, aynı zamanda hükümet ve hükümet yandaşı sendikacıların desteği ile patronlar krizi bir fırsata dönüştürmüştür. Özellikle metal patronlarının işkolundaki Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları, işçilerden çok patronlarla iş birliği içinde, işyerinin ayakta kalması gerekçesi etrafında; işçi ücretlerinin yüzde 35lere varan düzeyde düşürülmesi, kısa dönemli çalışma ve ücretsiz izinler üstünden krizin yükünün işçilerin sırtına yıkılmasına dayanak oldular.
Şu rakamlar bile gösteriyor ki; kriz, tamamen sınıfsal bir biçimde ilerlemektedir. Krizi fırsata çeviren patronlar için kriz aşılmıştır ama işçilerin, işsizlerin, kamu emekçisinin, esnaf ve zanaatkarların, emeği ile geçinenlerin krizi giderek derinleşmektedir. Şirket bilançoları bunu açıkça gösterdiği halde, patronlar, kamuoyuna da öldük bittik edebiyatı yaparak ücretleri düşürme, esnek çalışmayı yaygınlaştırma, devlet desteğinin devamını ve ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalamayı sürdürmek istemektedir.
Gerçekler, patronların kriz içinde olmadığını, işlerin normal zamanlardakinden bile iyi olduğunu göstermektedir.
Başbakanın salı günü verdiği rakamlar ve Birleşik Metal-İşin kullandığı veriler bunu açıkça göstermektedir.
Bu rakamların işçiler ve sendikalar cephesinden anlamı ise metal sektöründe kriz var bahanesiyle verilen ve geçici olduğu söylenen tavizlerin geri alınması; büyümeden işçilerin de paylarını, atılan işçilerin geri alınmasından başlayarak, almasıdır.
Ve bu konuda da en başta sektörde işçi mücadelelerinin bastırılmasında birinci derecede rol oynayan Türk Metal ve Çelik-İşe şu sözleri yöneltmek gerekiyor: Ey işçi sendikası olduklarını iddia eden sendikalar! Kriz aşıldığına göre verdiklerinizi geri isteyin!
Eğer hâlâ işçilerin sendikasıyız diyorsanız, en azından bunu yapmak zorundasınız.
(*) Dünkü Evrensel gazetesinde, bu bültende yer alan rakamlarla bağlantılı olarak ayrıntılı bir haber yayımlandı.
İ. Sabri Durmaz