18 Ocak 2010 00:00
EVRİM/DEVRİM
Son güncel tartışma, vesayetin hangisinin tercih edileceğine ilişkin. askeri vesayet mi, sivil mi?
Son güncel tartışma, vesayetin hangisinin tercih edileceğine ilişkin. askeri vesayet mi, sivil mi?
Büyük gazetelerin köşe yazarları, nüanslarıyla birlikte, başlıca iki ekibe ayrıldılar, tartışıyorlar. AKPye biat etmemiş olanlar, eski mevzilerini koruyamaz olunca, o da değil bu da tutumu alıp sanki tarafsızlık pozisyonu tutuyor gibi yaptılar. İlk kez Ruşen Çakır yazdı: Ben bu işte taraf değilim ve olmayacağım. Ardından Nuray Mertin Vatanda söyleşisi çıktı: İktidar, demokrasi adına her icraatında daha da otoriterleşiyor. Sivil faşizme gidiliyordu Bu tez bir biri ardı sıra çoğu Doğan grubunda köşe yazarlığı yapanlar tarafından yaygın biçimde savunulmaya başlandı. Pek yenilik yoktu aslında, başta Baykal olmak üzere, Ergenekon davası dolayısıyla, uzun süredir savunuluyordu Korku toplumu yaratıldığı yolunda görüşler.
AKPnin Tek parti diktatörlüğü kurmakta olduğu yine uzun süredir savunulan bir görüştü. Erdoğanın Babasını bile tanımaz tutumu, önüne gelene küfrü basması, gazı bastırması, faşizme eğilimini göstermiyor değildi. Ne işçi tanıyordu ne köylü ya da memur. Neyse ki koşulları yoktu! Faşist bir diktatörlük geçer akçe görünmüyordu, en azından moda değildi.
Peki tersi söylense yanlış mı olur? Ergenekoncuların hangisi Kenan Evrenden aşağı kalır? Kışlalarda hâlâ Mustafa Muğlalı ile birlikte adı kazılıdır Evrenin. Ve anayasasıyla ülke yönetilmektedir. İki taraflı da doğrudur. Ne Erdoğandan önce kimse Evrenin adını kışlalardan ve Anayasadan silmeye kalkmıştır, ne de Erdoğan kalkışmıştır bu işe!
Ama işte AKP ve Erdoğanı destekleyip yana yakıla onun demokrasiyi tesis etmekte olduğunu, zaten sandıktan çıktığını ve ne yapsa yeri olduğunu ileri sürenler az değil. Ve diyorlar ki, Askeri vesayeti kaldırıyor, Sistemle mücadele etti, Devletle mücadele ediyor, bazı otoriter eğilimleri eleştirilse bile, bu nedenle yüksek bir demokrasi notu hak etmiştir! Askeri darbeyle mücadele etmektedir, öyleyse Sivil darbe de neymiş?
Bu ekip mevzi kazanmakta oldukları öz güveniyle yüksek perdeden konuşuyor ve İki taraftan da değilim diyenlerle dalga geçiyorlar. Berikilerse, yeni bir uzlaşma tutturma peşindeler, gerilemenin önüne geçmeye uğraşıyorlar.
Demokrasi, iki taraf için de, kendilerinin oyun alanı ve bu oyunda kesinlikle aşağı tabakalara yer yok! Sandıktan çıktın mı, dört yıl rahatsın, istediğin gibi asıp kesebilirsin, diye düşünüyor seçilen sivillerin halkın vesayetini ele aldığını kabul ediyorlar.
Bugüne kadar olduğu gibi son sözü askerin söylemesinde sakınca görmeyen, ama İki taraftan da değilim deme noktasına çekilenlerin ve arkasında durduklarınınsa halkla ilişkileri bakımından sicilleri ortada. Özkökler, Her devletin gizli/kirli işlerini görecek kurumlara ihtiyacından açıkça söz etmemişler miydi? Evren ve arkasından gelenler, sonradan bir türlü varlığını kabul etmedikleri JİTEM türü örgütlenmeleriyle, Kontrgerillayla az mı asıp kesmişlerdi? Hâlâ kazılardan bulunan kemikleri bile inkar etmiyor mu mutemet adamları?
Peki açılan davalar, o propagandası en yüksekten yapılan Ergenekon davası başta olmak üzere, neyi ortaya çıkararak ilerliyor? Hrantın avukatı İki yılın ardından yine en başındayız diye tanımlarken mahkemenin gidişatını haksız mıdır? Ne ortaya çıktı, neyin ortaya çıkarılmasına çalışılıyor? Askeri vesayete atıp tutanlar ve askerlere dava açıp kozmik odalarını arayanlar, hele işlerine geldiğinde şeffaflık nutuklarını attıklarını neden hatırlamıyor ve suç oluşturan bir kıymık bile açıklamıyorlar? Her şey yasal mı, hiç mi halka karşı suç işlenmedi bu memlekette?
Öyle ya da böyle, iktidar ipini çekiştirme dışında, taraflar bir işle uğraşmamaktadırlar. Ve tüm olup biten halkın dışında cereyan etmekte, halk özenle çekişmenin dışında tutulmaktadır. Bu nedenle de kim ne iddia ederse etsin, taraflar arasındaki çekişmenin en ufak bir demokratik yönü yoktur.
MUSTAFA YALÇINER