18 Ocak 2010 00:00
Bu yoldan artık geri dönülemez
TÜRKİYE Barış Meclisi tarafından düzenlenen Henüz Geç Değil, Barış İçin Çözüm Ellerimizde konferansında son günlerde artan gerilim, olası sonuçları...
TÜRKİYE Barış Meclisi tarafından düzenlenen Henüz Geç Değil, Barış İçin Çözüm Ellerimizde konferansında son günlerde artan gerilim, olası sonuçları, Kürt sorununda gelinen nokta ve açılım tartışmaları ile çözüm önerileri tartışıldı. Konferansta Kürt sorununda artık geri dönülmez bir noktaya gelindiğine ve bugüne kadar yürütülen inkar ve imha politikalarının çözüm getirmediğinin anlaşıldığına dikkat çekildi.
SİYASİ DİL BARIŞA HİZMET ETMELİ
Ankara Sürmeli Otelde gerçekleşen konferansın Yükselen Toplumsal Gerilim ve Olası Sonuçları oturumu konuşmacılarından Prof. Dr. Serpil Sancar, Barışa hizmet edecek siyasi bir dil geliştirilmeli dedi. İlk defa farklı bir paradigmaya geçildiğini ve ilk defa ilacın değiştirilmeye çalışıldığını söyleyen Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, Türkiyede toplumsal bölünmenin, açılıma karşı çıkanların aksine açılım tartışmalarıyla birlikte değil, son 30 yıllık süreçte meydana geldiğini ifade etti. AKPnin açılım konusunda net olmadığını, öncelikli olanı belirlemede yanlışlık yaptığını ifade eden Özipek yedi binden fazla faili meçhul cinayetin olduğu Ergenekon davasında DTPnin suskunluğunu eleştirdi. Sadece Türkiyede değil, dünyanın her tarafında toplumsal gerilimlerin büyük ölçüde arttığını belirten Yrd.Doç Dr. Nazan Üstündağ, artık mücadele ve mağduriyet söylemlerinin birbirinden ayrıldığını belirterek, Yerele dayalı, bilgili bir siyaset yapmalıyız dedi. 2010da Kürt Sorununda Gelinen Nokta oturumunun konuşmacılarından Prof. Dr. Mesut Yeğen, cumhuriyetin geleneksel siyasetinin kurucu öğelerinden Kürtler tanınmayacak önermesinin artık aşılmaya başlandığını belirtti. Kürt sorununda dünden bugüne nasıl gelindiğini anlatan Yeğen, PKK var oldukça Kürtlerin iç tutumunun güçlendiğini ve taleplerinin çıtasının yükseldiğini ifade etti. Devletin kuvvetli bir asimilasyon ve kalkınma siyaseti için artık geç kaldığını vurgulayan Yeğen, PKKnin yasal siyasete dahil edilerek silahsızlandırılması fikrinin taraflar için daha makul gözüktüğünü söyledi. TRT Şeşin açılmasıyla başlayan 2009un, Kürt siyasetçilere tutuklamalar ve yasaklamalarla son bulduğunu hatırlatan Yılmaz Ensaroğlu ise, her şeye rağmen demokratik açılımın Türkiye siyasetini güçlendirdiğini savundu.
BARIŞ HAREKETİN SORUMLULUĞU ARTI
Hem kaygıların hem de çözüm olanaklarının arttığı bir dönemden geçildiğini söyleyen BDP Grup Başkanvekili Gültan Kışanak, Kürt toplumunun açılımdan, Anadil, yerel yönetimlerin güçlendirilerek, kendilerini yönetebilme erklerini geliştirme, kimliklerinin kabul görülmesi gibi beklentileri olduğunu belirtti. Kürtlerin eşitlik ve özgürlük taleplerine karşılık devletin birlik beraberlik talebinin ortaklaştırılmasının çok kolay olduğunu ifade eden Kışanak, Kürtler, Türkiye sınırları içerisinde eşit yurttaşlık hakkına sahip olarak yaşamayı istiyor dedi.
Mücadelenin geri dönülmez bir noktaya geldiğini söyleyen Aydın Çubukçu, bununla birlikte barış hareketinin sorumluluklarının da arttığını belirtti. İnkar ve imha politikalarının artık sonuç alınamayacağının anlaşıldığını belirten Çubukçu, sorunun artık çözüm yoluna girdiğini söyledi. Çubukçu, toplumsal sinir uçlarıyla oynayan provokatörlere karşı sorumlulukla hareket edilmesi gerektiğini belirtti. (Ankara/EVRENSEL)