18 Ocak 2010 00:00
Hrantı yanlış anlamaya çalıştılar
ERMENİ Yazar Mıgırdiç Margosyan, yalnızca barış ve kardeşlik isteyen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dinkin, özellikle yanlış anlaşılmak istendiğine dikkat çekti.
ERMENİ Yazar Mıgırdiç Margosyan, yalnızca barış ve kardeşlik isteyen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dinkin, özellikle yanlış anlaşılmak istendiğine dikkat çekti. Dinkin lise döneminde öğretmeni olan Margosyan, Dinkin neden hedef haline getirildiğini anlattı:
Hrant, son zamanlarda birçok Ermeni yazarın, birçok Ermeni düşünürün dile getiremediği konuları açık yüreklilikle dile getirmek için gayret etti ve bu gayreti başkaları tarafından özellikle yanlış yorumlandı, ya da yanlış yorumlanmak istendi.
Dink neden kendini ürkek bir güvercin olarak tanımladı? Öldürülmeden önce aldığı tehditler mi, yoksa tarihsel süreçten kaynaklanan sıkıntılardan dolayı mı?
Gerek medyada, gerekse bazı yerlerde bu ülkedeki insanların hoşuna gitmeyecek düşünceleri rahatlıkla ifade etmeye çalıştı. Fakat onun düşüncelerinden bazı insanlar rahatsız oldular, rahatsız olmak istediler, işlerine geldiği gibi anlamak istediler. Hrantın söylemek istediklerini değil de, kendi söylemek istediklerini Hranta atfetmek için uğraştılar ve bir yerde Hrantı yanlış anladılar, yanlış anlamaya çalıştılar. Tabi ki ölmeden önce aldığı tehditlerin bunda bir etkisi olması gerekir ve tehdit alan herkes kendini ürkek bir güvercin halinde hissedebilir. Belirttiğim nokta Hrantın düşünceleri insanlara zarar vermek amaçlı değildi, fakat bazı insanlar özellikle kendi düşünmek istediklerini Hranta atfettiler. Yani Hrantın söylemediğini, söylemek istemediğini ve düşünmediğini sanki Hrant söylüyormuş gibi kendi düşüncelerini Hranta mal ederek onu bir yerde suçlu görmek istediler.
Türkiyede son zamanlarda yeniden yaygınlaşan linç kültürü sizi tedirgin ediyor mu?
Tabii ki tedirgin ediyor. İnsanlar hukuk devletinin kural ve kanunlarını kendi inisiyatiflerinde görüp, kendi düşünceleri doğrultusunda olmayan insanlara karşı bunu bir cezai işlem gibi görüp, linç halinde sürdürmeleri olacak şey değildir. Tabii bu linç kültürün gelişmesinde sadece o insanlar değil, o atmosferi hazırlayan politik davranışlar da çok önemlidir. Eğer siz dolaylı ve direk yollarla kalkıp da linç kültürünün sizin düşünceniz doğrultusunda olmayan insanlar için mubah olduğunu hissettirirseniz, o zaman o insanlar bir yerde birilerini linç etmeye kalktıkları zaman, devletin eksik bıraktığı yerde, sanki kendi görevlerini yerine getiriyormuş gibi hissederler. Bu da tabi asla kabul edilebilir bir davranış değildir. Yani linç kültürü başlı başına bir dramdır. Hele bir hukuk devletinde olmaması gereken bir durumdur.
Hrantın ölümünden sonra kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kimi zaman öldürülmek için Kürt ve Ermeni olmak yeterli olabiliyor, peki siz bu nedenle tedirgin oluyor musunuz?
Bende bir tedirginlik olmadı, yani tedirginlik olmaması ben kahraman olduğumdan değil, böyle bir tedirginlik duymadım. Ama benim duymamam, bir başka Ermeninin duymaması için bir sebep değil. Benim varsa problemim, düzenle. Onun etnik kökeni, kimliği, dini, imanı var mı, yok mu, beni hiç ilgilendirmiyor. Ne istiyorum, bu ülkede yaşayan insanlar mutlu mesut olsun. Bu belki bir ütopya gibi gelebilir, ama elimden geldiği kadar o konuda kalem oynatıyorum, yazı yazıyorum. Ben hiçbir zaman insanlar arasında bir kavga çıksın, birbirlerine hükmetsinler, birbirlerini ezsinler, birbirlerini dışlasınlar diye bir yaklaşım içerisinde olmadığım için böyle yazıyorum. (İstanbul/DİHA)