Emekliye reva görülen sefalet ücretidir

Günler öncesinden e-meklilere zam verileceği haberi yayılarak emekliler ciddi bir zam beklentisine girdikten sonra; nihayet Başbakan’ın büyük bir gururla açıkladığı ve sermaye basınının “emekliye müjde” başlığı ile verdiği maaş zamları emekliyi tam anlamıyla hayal kırıklığına uğratmıştır.
Başbakan Erdoğan, 2010 yılının ilk altı ayında en düşük SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklisinin maaşına yüzde 20.4, en yüksek emekli aylığına da yüzde 4.5 artış yapacaklarını açıkladı. Buna göre, ilk 6 ay için işçi emekli aylıklarında en az 63, en yüksek 101 lira artış olacak. Buna göre en düşük SSK emeklisi aylığı bu artışla 683 lira olurken, en düşük tarım SSK emekli aylığı 480 liraya, en düşük esnaf emeklisi aylığı 555 liraya, en düşük Bağ-Kur tarım emeklisi aylığı da 380 liraya çıkacak.
Şimdi Başbakan yüzdelere vurup, hatta daha önceki hükümetleri zamanında verilen zamları karşılaştırıp, her yıl yapıldığı gibi bu yıl da “Emeklileri enflasyona ezdirmedik” nakaratını tekrarlıyor. Hatta ‘düşük aylık alan emekliye daha fazla, yani yüzde 20.4, yüksek maaş alana daha az, yüzde 4.5 vererek emekliyi koruduklarını’ söylüyor. Halbuki en düşük maaş alana verdiği yüzde 20.4 ün karşılığı 63 lira, yüksek maaş alana verilen yüzde 4.5’un karşılığı ise 101 liradır.
Ancak Başbakan ne kadar yüzdelere vursa, ne kadar eski tarihlerdeki zamlarla karşılaştırsa hatta matematiğin tüm formüllerini kullansa da emekliler için değişmeyen bir sonuç çıkıyor: Biz bu maaşla nasıl geçineceğiz? Çünkü Türk-İş’in yaptığı araştırmaya göre, asgari ücretin 527 lira olduğu Türkiye’de, ocak ayı itibariyle dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 2 bin 395, açlık sınırı 735 liradır.
Şimdi bu durumda Başbakan’ın kendi ağzından yaptığı açıklamaya göre yeni artışlarla 683 lira alan SSK emeklisi, 480 lira alan tarım SSK emeklisi, 555 lira alan Bağkur Emeklisi ve 380 lira alan Bağ-Kur Tarım emeklisi nasıl geçinecektir? Bu emeklilerin hepsi açlık sınırının da altında maaş almaktadırlar. Ülkenin Başbakanı, maaşlarını açlık sınırına bile çıkaramadığı emeklilerin gözlerinin içine bakarak, “Emeklileri enflasyona ezdirmedik” diye övünebilir mi?
Emekli maaşlarına yapılan zam; yeni yılda akaryakıta, elektriğe, vergilere ve hatta ekmeğe yapılan zamlarla nasıl geçineceğini düşünen emeklinin ağzına bir parmak bal çalmaktan başka bir şey değildir.
Biz Emekli-Sen olarak emeklilerin maaşlarının iyileştirmesi amacıyla ülke çapında yürüttüğümüz imza kampanyası ile topladığımız 36 bin imzayı 18 Kasım 2009’da Meclis’te grubu bulunan partilerin grup başkan vekilliklerine vermiştik. Bu dilekçedeki taleplerin başında 2000 yılından önce emekli olan SSK emeklisi ile şimdiki emekliler arasındaki farkın giderilmesi vardı. Hizmet yılı aynı, prim gün sayısı aynı olan önceki SSK emeklisi 600-700 lira alırken yeni emekliler 1200-1300 lira alıyor. Ancak yapılan bu yeni düzenleme bu aradaki farkın giderilmesinden çok uzaktır.
Memur emeklilerine ise bu düzenlemeden zam çıkmadı. 2010 yılında memurlara enflasyon oranında yüzde 2.5+2.5 zam verilmişti ancak enflasyon yüzde 6.5 çıktı.
Doğalgaza, elektriğe, akaryakıta vb. temel ihtiyaç maddelerine yıllık yüzde 80’lere varan zamlar yaparken enflasyon oranını gözetmeyen hükümet, emekliler, çalışanlar ve asgari ücretli söz konusu olunca enflasyon oranından fazla zam yapamam diyor.
Halbuki emekliler çağdaş gereksinimlerini karşılayacak kadar ücret ve yaşam standardı istemektedirler. Bu ise modern toplumlarda emeklilerin sendikalarıyla yapılacak toplusözleşme ile mümkün olabilir. Hükümetlerin keyfine kalmış sadaka kabilinden yapılacak zamlarla değil.
HALİT KATKAT Emekli-Sen İskenderun Şube Başkanı