23 Ocak 2010 00:00
YENİGÜN
100 bin işçi ve emekçinin katılımıyla Ankarada gerçekleştirdikleri mitingden sonra açlık greviyle hak arayışlarını sürdüren TEKEL işçilerinin direnişi, 40. gününe giriyor.
100 bin işçi ve emekçinin katılımıyla Ankarada gerçekleştirdikleri mitingden sonra açlık greviyle hak arayışlarını sürdüren TEKEL işçilerinin direnişi, 40. gününe giriyor. İşçiler, Türk-İş ve diğer 5 konfederasyonun ortak kararıyla açlık grevine 3. gününde son verdiler.
Konfederasyonlar taleplere dikkat çekerek, hükümete süre tanıdılar. Ancak işçilerin de açıkladığı gibi, hak almadan direnişe son vermek, Türk-İş üst yönetiminin vaatlerine kanmak mümkün görünmüyor. İşçiler; hasta olmak, ölmek heveslisi de değil. Sorun işçilerin haklarının tanınması, hükümetin işçileri köle pazarına sunmasını kabul etmemek.
AKP Hükümeti, TEKEL işçilerinin sesini duymazdan gelse de, vicdan sahibi hiç kimse olup biteni görmezden gelemiyor. İşçilerin yanında, arkasında büyük bir destek ve dayanışma var. Sonunda üç maymunu oynayan medyanın bir bölümü bile, işçilerden söz etmek zorunda kaldı.
İşçiler ne istediklerini, ne için direndiklerini biliyorlar: Özelleştirmeden vazgeçilmesini, TEKEL fabrikalarının üretime başlamasını da istiyorlar. Ancak, özelleştirmeci bir peşkeş partisi olarak AKPden böylesi bir girişim beklenemeyeceğine göre işçiler, tüm hakları korunarak başka bir alanda; Orman İşletmeleri, Tarım İşletmeleri gibi alanlarda tüm hakları saklı kalmak koşuluyla istihdam edilmek ve çalışmak istiyorlar. Bundan daha akılcı, daha makul ve daha insani ne olabilir ki?
Ancak önceki akşam, Can Dündarın programına çıkan AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, 4-cde ısrar etti. Artık kimse özelleştirmeye karşı çıkmıyor. Biz iktidara gelirsek, fabrikaları yeniden kamulaştırırız diyen de yok. Bu partiler işçileri suiistimal ediyorlar dedi.
Kapusuzun söyledikleri, kendi partisi gibi sömürü düzeni savunucusu, burjuva partileri için doğrudur. Onların tümü özelleştirmeci. İsimleri farklı ama kumaşları aynı! Tümü sömürüden, kuralsız çalışmadan yana. Halkın ve ülkenin çıkarı değil, sermayenin, uluslararası tekellerin ve onların iş birlikçilerinin çıkarları, kendi ikballeri onlar için daha önemli. Onların hepsi, Globalizm, küreselleşme bunları gerektiriyor diyerek, sömürüyü katmerleştiriyorlar. CHP, MHP, Cindoruku, Şeneriyle, hazırlık halindeki Sarıgülüyle bunların tümü aynı tezgahın kumaşları!
Ancak özelleştirmeci olmayan partiler de var.
Biz söyleyelim. Evet, işçi ve emekçilerin partisi Emek Partisi özelleştirmeye karşıdır. İşçilerin ve emekçilerin iktidarında, peşkeş çekilen tüm işletmeler sömürücü tayfanın elinden geri alınacaktır. Özelleştirme, sömürü ve peşkeş değil kamu çıkarı, işçi ve emekçilerin, halkın refahı ve mutluluğu için işletilecektir tüm işletmeler.
Kapatılan fabrikalar, işletmeler yeniden çalıştırılacak; kotayla, yasakla yok edilen tütün, pancar yeniden ekilecek, tarım ve hayvancılık desteklenecektir. Emperyalist tekellerin ve iş birlikçilerinin elindeki tüm işletmeler, işçilerin ve halkın çıkarları doğrultusunda yeniden çalışacak, onlar kapı dışarı edilecek, dünya işçi ve emekçileriyle dayanışma içinde olunacaktır.
Yeraltı, yerüstü kaynakları üzerindeki sermaye tahakkümü yerini, halkın ihtiyaçları için işletmeye bırakacaktır. İşçilerin iktidarlarında, yetim hakkı yiyenler, yedirenler, tüm ortakları ve iş birlikçileri yargılanacak; halka ve ülkeye karşı suç işleyenler cezalandırılacaktır.
Gemiciklerin, servetlerin, ortaklıkların hesabı bir bir sorulacaktır.
Herhalde işçiler bu yapılanların, çekilen acıların, açlığın ve sefaletin hesabını beylerin, paşaların, düzen partilerinin yanına bırakmayacaktır.
Kendilerini akıllı, işçi ve emekçileri, halkı aptal sananların bu ayrıcalıklı, sefahat düzeni ilelebet sürmeyecektir. Bu dem-i devranının onların başına yıkılacağı günleri de göreceğiz.
AKP, CHP, MHP ve birbirlerinden doğmuş olanların ve yeni kurulacak olanların; özelleştirmeyi, taşeronlaştırmayı savunan hiçbir partinin, haktan, adaletten, yetim hakkından söz etme hakkı yoktur. İşçilerin yanında görünmeleri ikiyüzlülüklerinden, seçim ve oy hesaplarındandır.
TEKEL işçileri, tüm direnen işçiler ve dayanışma içindeki emekçilerin gösterdiği; bu devranın böyle sürmeyeceğidir.
ENDER İMREK