27 Ocak 2010 00:00

Aynı film, aynı senaryo...

Ülkenin dört bir yanında olduğu gibi Uşak’ta da muhalif seslere, farklılıklara karşı yapılan bu saldırının merkezinde sindirme, bastırma ve ötekileştirme yatmaktadır.

Paylaş

Ülkenin dört bir yanında olduğu gibi Uşak’ta da muhalif seslere, farklılıklara karşı yapılan bu saldırının merkezinde sindirme, bastırma ve ötekileştirme yatmaktadır. Kendisine yabancı olmadığımız bu olaylar gerek medya kuruluşlarınca gerek kendini halkın temsilcisi olarak gören devlet erkanındaki kişilerin söyledikleriyle beslenen karşısındaki halkların hak aramasını bastırmak için kullanılan ülkücülerdir. Türkiye halkları 6-7 Eylül’de İstanbul’da, 19-26 Aralık 1978’de Maraş’ta, 1980’de Çorum’da birbirine nasıl kırdırıldıysa bugünde Selendi’de, İzmir’de, Uşak’ta gerek mahallelerde gerekse üniversite kampüslerinde birbirine düşürülmekte, gerçek düşmanı fark edemez hale getirilmektedir. Örneğin geçtiğimiz yıllarda Akdeniz Üniversitesi yerleşkesinde faşistlerin üniversite öğrencilerine saldırmasıyla yaratılmaya çalışılan kutuplaşma ortamı sağlanamayınca ve basın olayların üzerine gidince “Silahı tutan el” tespit edilmiş olayın üzerine gidilmiş fakat silahı verenler fark edilmez hale getirilmiş, olay kız meselesiydi diye sulandırılmaya, kapatılmaya çalışılmıştır. Bu olaylarda kurbanlar, mekanlar ve tarihler değişmektedir, değişmeyen tek şey olayı kurgulayanlar ve silahı tutan ellerdir.
Uşak Üniversitesi’nde Kürtlerin Türklerle, Türklerin Kürtlerle, Sünnilerin Alevilerle, Alevilerin Sünnilerle, okuyan öğrencilerin birbiriyle hiçbir sorunu yoktur ve Türkiye’de herhangi bir etnik kimliğin zarar görmesinin kimseye yararı yoktur. Bunu da TEKEL işçilerinin aylardır Ankara’da süregelen eyleminden anlayabiliyoruz. Türk-İş’in önündeki TEKEL çadırında Kürdü ile Türkü ile omuz omuza verilen emek mücadelesi bunun bir kanıtıdır. Bu suni gündemlerin Türkiye’de yaratılmak istenmesi yükselen sınıf hareketini bölmek ve hak arama mücadelelerinin üstünü örtmektir.
Uşak Üniversitesi’nde okuyan bir Uşaklı olarak sahneye konulmak istenen bu oyunlara alet olmayacağız ve artık birbirimizle değil bizi oyuna getiren sisteme karşı birlikte mücadele edeceğiz.
Bebeklerden katiller, katillerden kahramanlar yaratan devletin Uşak’ta yeni katiller ve yeni kahramanlar yaratmasına izin vermeyeceğiz.
Uşak Üniversitesi Öğrencisi
ÖNCEKİ HABER

Senaristler: Görevimiz terbiye etmek mi?

SONRAKİ HABER

Nükleerdeki oyunlar...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...