27 Ocak 2010 00:00

Senaristler: Görevimiz terbiye etmek mi?

Dizilere yönelik “ahlaka aykırı” eleştirisi, tartışma yarattı. Cihan Haber Ajansı’nın sorularına yanıt veren senaristler, “Sanatın terbiye etmek diye bir işlevi olmaz” dediler.

Paylaş

Dizilere yönelik “ahlaka aykırı” eleştirisi, tartışma yarattı. Cihan Haber Ajansı’nın sorularına yanıt veren senaristler, “Sanatın terbiye etmek diye bir işlevi olmaz” dediler.
Aldatma olaylarının sıkça gösterilmesine tepki gösteren doktorlar, doğru modeller yerine kötü karakterlerin örnek gösterilmesinin, psikolojik problemlerin artmasına sebep olduğunu öne sürdü. Doğru modellerin insanı kötülüklerden alıkoyacağını belirten Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Psikiyatrist Uzm. Dr. İsmail Yavaş, televizyon, internet ve gazetelerin toplumu kolaylıkla yönlendirebildiğini, devletin resmi denetim organlarının ise bu konuda sessiz kaldığını söyledi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), toplum değerlerine ters düşen senaryolara geçit vermemesini öneren Uzm. Dr. Yavaş, aksi takdirde toplum yapısının hızla değiştiğini ve kan kaybettiğini savundu.
Toplumun kötü örneklerden etkilendiğini savunan Başhekim Yardımcısı Yavaş, bugüne kadar binlerce hastayı incelediğini ve bu örnekleri sıkça gördüğünü kaydetti. İsrail’in bile işine gelmediği için bazı dizilerin yayından kaldırılmasını istediğini hatırlatan Yavaş, bu konuda RTÜK’ün elini taşın altına koyarak bilimsel bir heyet kurmasını, “toplumun ahlaki ve ruhi yapısını bozan filmlere vize vermemesini” önerdi.
Birçok hastasının, dizilerdeki yakışıklı erkekler veya güzel kadınlardan etkilenerek eşini beğenmemeye başladığına dikkat çeken İsmail Yavaş, “RTÜK dediğimiz bir müessese, devletin diğer kurum ve kuruluşları var. Belirli kriterler olacak” dedi. Hiç kimsenin reyting uğruna toplumun ahlaki yapısıyla oynamaya hakkı olmadığını vurgulayan Psikiyatrist İsmail Yavaş, “Sonuç olarak iyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir. O onun hanımına, o onun beyine bakarsa, bugünkü toplum ortaya çıkar. Bunun için modellerimiz iyi olacak. Toplum, iyi örneklerin peşinden koşar” iddiasında bulundu.
Senaryo Yazarlar Derneği (SENDER) Genel Sekreteri Haluk Ünal ise bütün suçun senaristlere yüklenmesine tepki gösteriyor. Ünal, melek ve şeytan karakterleri inceleyerek metin yazıldığını, iyiliği insanların kendisinin ayırması gerektiğini belirtti. Sanatın, toplumu terbiye etmek üzerine kurulmadığını belirten SENDER genel sekreteri, şöyle konuştu: “Sanatsal hiçbir ürün, toplumu terbiye etmek üzere yapılmaz. Sanatın, toplumu terbiye etmek diye bir görevi yoktur. Sanat, topluma çok güçlü sorular sormak diye bir görev edinebilir, ancak doğruyu anlatması gerekmez.”
(İzmir/CİHAN)
ÖNCEKİ HABER

İtiraf: Seyirciyi kandırıyoruz!

SONRAKİ HABER

Aynı film, aynı senaryo...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...