28 Ocak 2010 00:00

‘Örgütlü gücümüzü artık gösterelim’

TEKEL işçisi, Tekgoda-İş İskenderun İşyeri Temsilcisi Cemalettin Özden, çadırlarında gazetemize hem 6 konfederasyonun aldığı 3 Şubat üretimden gelen gücün kullanılması...

Paylaş

TEKEL işçisi, Tekgoda-İş İskenderun İşyeri Temsilcisi Cemalettin Özden, çadırlarında gazetemize hem 6 konfederasyonun aldığı 3 Şubat üretimden gelen gücün kullanılması kararını hem de direnişlerini anlattı. Özden’in sorularımıza yanıtları şöyle:

Direnişiniz Başbakan’ı da öfkelendirecek bir hale geldi; kararlılıkla sürüyor, bu direnci nereden buluyorsunuz?
TEKEL işçilerinin mücadele geleneği 12 yıldır özelleştirmeyle birlikte devam etti. TEKEL işçisi bu mücadeleye alışkın yani. Başbakan’ın söylemleri bizleri biraz daha kamçılıyor. ‘Yetimin hakkını kimseye yedirmem’ dediği zaman buradaki arkadaşlar daha çok hırslanıyor. Biz yetimin veya bir garibanın hakkını istemiyoruz. Özlük haklarımızı birileri elimizden almaya çalışıyor. Haklarımız elimizden alındığı için daha da hırslandık ve mücadele ediyoruz.
Zaten bu, yalnız TEKEL işçisinin eylemi olmaktan da çıktı. TEKEL işçisi bir ateş yaktı, bu ateş büyüdü ve dünyanın her tarafına yayılmaya başladı. Bu mücadelenin daha çok kitleler, işçi sınıfı ve emekçiler tarafından sahiplenilmesi bize ayrı da bir güç vermeye başladı.

Bundan sonrası için mücadelenin boyutu ne olacak?
TEKEL direnişiyle birlikte, taşeronlaştırma, işten atmalar, yoksul halka yönelik saldırılara karşı topyekun mücadele ve duruş sergilenmek zorunda. Bu nedenle, 6 konfederasyonun birlikte aldığı 3 Şubat kararı önemli. Yalnız sadece kararı almak yetmiyor, tüm konfederasyonların, bağlı sendikaların şube ve temsilcilikleriyle birlikte şimdiden hummalı bir çalışma başlatmaları gerekiyor. Eğer Başbakan’la görüşmeden istediğimiz sonuç çıkmazsa, 3 Şubat’ta hayatı durdurmalıyız. Çünkü bu, sadece TEKEL işçilerinin sorunu değil, itfaiye, maden, şeker işçileri ve tüm 4/C, 4/B adaylarını da kapsıyor. Tüm Türkiye işçilerine ve halka yönelik bir saldırı var; sağlığın, eğitimin özelleştirilmesi devam ediyor. Saldırı tek cepheden yapılıyor biz de karşı duruşu tek cepheden yapmalıyız.
Destekler ne durumda?
Ankara halkı ve esnafı bizi sahiplenmiş durumda, yardımlar yapıyorlar. Emekli biri, maaşıyla bize battaniye almış gelmiş, bunlar bize güç veriyor, gururlandırıyor. O nedenle bu mücadele zaferle sonuçlanmalı, kazanamazsak hepimiz bunun vebali altında kalacağız. Çünkü, köylü, esnaf, işçi, kamu çalışanı, taşeron işçiler, sendikasız çalışanlar, ataması yapılmayan öğretmenler, mezun olmuş sokakta işsiz gezen öğrenciler herkes bize bakıyor. O nedenle destekleri sadece TEKEL işçilerine değil, tüm mağdurlara yapılan destek diye değerlendiriyoruz. O nedenle bu mücadele zaferle sonuçlanmalı, aksi halde işçi hareketi çok büyük bir sekteye uğrayacak.

Aranızdaki dayanışma, bağ nasıl?
22 il 43 işletmeden gelmişiz buraya. Kürdü-Türkü, Alevisi-Sünnisi her inançtan, her dilden insanlar var. Burada dayanışmayı, paylaşmayı; birlikte iş yapmayı öğrendik. Burası bizim okulumuz oldu. Adını koymasak da komünal bir yaşam sürüyoruz. Nasıl bir makinanın çalışmasını öğreniyorsak, burada da direnmeyi öğrendik. Biz burada hangi partilerin özelleştirmeden, taşeronlaştırmadan yana olduğunu öğrendik örneğin.
Tabii yanımıza gelip, ‘biz de sizi destekliyoruz’ demeleri önemli, ama biz kimlerin gerçekten yanımızda olduğunu ve gerçek destek verdiğini de biliyoruz. Emeğin iktidarı, halkın refahı için kimin çalıştığını da öğrendik.
Bize Abdi İpekçi de saldırılmasına gerekçe olarak ‘provokatörler vardı’ dendi. Kim vardı yanımızda, parasız bilimsel eğitim isteyen öğrenciler, emekten, özgürlükten yana siyasi partiler vardı. Eğer bu ülkede emekten yana politika yapanlar provokatörse, ülkenin kaynaklarını kendi yandaşlarına satanlara ne diyeceğiz? Asıl onlar provokatör değil mi?

Başbakan’la görüşmeden olumlu yanıt gelmezse...?
Olumlu bir yanıt olmazsa, 3 Şubat için alınan karar tüm ülke çapında uygulanmalı.
Üretimden gelen gücümüzü kullanarak topyekun bir karşı duruş sergilememiz gerekiyor. TEKEL işçisi bundan sonra her hak alma mücadelesinde yerini alacaktır. TEKEL işçisi bunu öğrendi. Bundan sonra TEKEL işçileri için ‘itinayla eylem yapılır’ diyebilirsiniz.

Şartlar giderek ağırlaşıyor?
Kar, kış soğuk bizi yıldırmaz. Biz yola çıkarken battaniyelerimizle geldik ve dedik ki ‘ölmek var dönmek yok’. 31 Ocak’ta iş haklarımızı elimizden alacaklar ama biz 31’inden sonra da burada olacağız. Sendikamız bugün üzerine düşeni yapıyor bunu Türk-İş’ten, diğer konfederasyonlardan da bekliyoruz. Yoksa bundan sonra onların da altından kalkamayacağı şeyler olur ve bu işçi onun da önüne geçer.

‘ Mücadele tüm üretim alanlarına yayılmalı’ diyorsunuz?
TEKEL işçileri olarak bizim üretimden gelen gücümüz yok, ama Türk-İş’in örgütlü olduğu enerji, sanayi, ulaşım ve Telekom gibi alanlarda bu gücü harekete geçirirsek netice alınabilir. Artık bu alandan çıkmalı mücadelemiz ve tüm Türkiye’ye yayılmalı. Buraya gelmeyen TEKEL işçileri, Adana’da, Antep’te, Adıyaman’da, İzmir’de, İstanbul’da da; oraları eylem alanlarına çevirmeli, oralarda da oturma eylemleri başlamalı.
(Ankara/
EVRENSEL)

TEKEL İŞÇİSİYLE DAYANIŞMA ARTARAK SÜRÜYOR

Sinop’un hamsisi TEKEL direnişine güç kattı’
Sinop Emek Güçleri, Sinop’tan getirdikleri 350 kilo hamsiyi pişirip, TEKEL işçilerine dağıttılar. “Karadeniz’in bütün hamsileri TEKEL işçilerinin yanında” pankartıyla TEKEL işçilerine destek veren Sinop Emek Güçleri, TEKEL işçilerinin “çadırkent”inin yanına ocaklarını kurup, memleketlerinde temizleyip getirdikleri balıkları, TEKEL işçileriyle birlikte pişirdi, tüm işçilere dağıttılar. Getirdikleri 350 kilo hamsinin tümünü pişirip işçilere dağıtan Sinoplular, dayanışmaya değişik bir renk kattılar

Muayenehane işçisi kadınlarda destek verdi
“Tam Gün Yasa Tasarısı” ile kapatılacak olan muayenehane işçisi kadınlar da aynı gün TEKEL işçilerine destek ziyaretinde bulundular. Kadınlar adına konuşan Fatoş Bay, “AKP Hükümeti doktorları köleleştirirken bizleri de işsiz bırakıyor.” dedi. Hükümete tepkisini “Biz kadınları sadece üç çocuk doğuran kuluçka makinesi olarak görüyor” diye dile getiren Bay, TEKEL işçilerinin mücadelelerinin yanında olduklarını söyledi

‘Petlas’ta aynı süreci yaşadık’
TEKEL işçilerinin önceki gün akşam ziyaretçilerinden biri de benzer süreci Petlas’ta yaşayan Petrol-İş Kırıkkale Şubesi oldu. Makine Kimya ve Tüpraş işçileriyle TEKEL işçilerini ziyaret eden Şube Başkanı Recep Sefer’e Petrol-İş Ankara Şube Başkanı Mustafa Özgen ve şube yöneticileri de katıldı.
TEKEL işçilerine seslenen Sefer, TEKEL işçilerinin yaşadığını, Kırşehir’de Petlas’ın özelleştirilmesi sırasında yaşadıklarını, soğukta, karda, kışta oturma eylemi yaptıklarını, Ankara’ya gelmek için çoluk, çocuk, aileleriyle binlerce işçinin yürüdüğünü ve Kırıkkale’de durdurulduklarını anlattı. Sefer daha sonra, çadırları gezerek işçilerle sohbet ederken, Kırşehir Petlas özelleştirildiğinde, özlük haklarıyla Samsun TEKEL’e gönderilen işçilerle de buluştu. Sefer, şimdi “imkansız” diye bakılan özlük haklarıyla başka kurumlara aktarılmayı Petlas’ta başardıklarını ifade etti.

‘Hep yanınızdayız’
Tezkoop-İş Genel Merkez ve Ankara Şubeleri üye ve yöneticileri de TEKEL işçilerine kitlesel ziyarette bulundular. Genel Başkan Gürsel Doğru’nun da bulunduğu ziyarette işçilere, “Her zaman yanınızdayız, mücadeleniz mücadelemizdir” mesajı verildi.
(Ankara/EVRENSEL)



Sultan Özer - Abidin Çınar - Şiar Can Şener
ÖNCEKİ HABER

Kömür yardımı işkenceye döndü

SONRAKİ HABER

AVRUPA GERÇEĞİ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...