07 Şubat 2010 00:00
Bu mücadele bizim için armağan
Emek Partisinin 8 Martın 100. yılının simgesi olarak kendilerini seçmesini armağan olarak değerlendiren TEKEL işçisi kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün bize adanıyor olması bizi çok gururlandırdı.
Emek Partisinin 8 Martın 100. yılının simgesi olarak kendilerini seçmesini armağan olarak değerlendiren TEKEL işçisi kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün bize adanıyor olması bizi çok gururlandırdı. Geçmişten bugüne takip eden herkes mücadelenin nasıl olduğunu görebiliyor dediler. Bu mücadele içerisinde, inanılmaz duygular yaşadıklarını, gururlu ve onurlu olduklarını anlatan TEKEL işçisi kadınlar kararlılıklarını ifade ettiler.
EMEPin kahvaltılı basın toplantısında görüştüğümüz Adıyamandan TEKEL işçisi kadınlar, mücadelelerini ve duygularını gazetemize anlattılar.
BİR 53 GÜN DAHA MÜCADELE VERİRİZ
EMEPin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün 100. yılı kutlamalarını kendilerine adamış olmasının kendilerini duygulandırdığını, çok gururlandığını anlatan Aynur Erbaş, 53 gündür sürdürdükleri mücadeleye vurgu yaptı. İnanılmaz bir duygu. Gururluyum, onurluyum burada olmaktan diyen Erbaş, değil 53 gün, bir 53 gün daha gerekirse direneceklerini, en ufak geri çekilme olmaksızın mücadeleye devam edeceklerini söyledi. TEKELin özelleştirme sürecinde verdikleri mücadelenin kendilerine büyük katkısı olduğunu dile getiren Erbaş, orada öğrendikleriyle bugün mücadeleyi sürdürdüklerini söyledi. İşçinin gerçekten ayaklanmasını yaşıyoruz. Biz burada öğrenirken, öğrettiğimizi de gördük. Çok güzel şeyler öğrendik. Yarın mücadele neredeyse biz orada olacağız. Bundan böyle tüm arkadaşlarımın da böyle davranacağını düşünüyorum dedi. Erbaş, tüm Ankaralılara ve destek veren herkese, kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti.
Ayten Sağır da EMEPli kadınların desteğine teşekkür etti. Tüm emek dostlarına teşekkür eden Sağır, Onların desteği olmasaydı belki de bu zamana kadar burada kalamayabilirdik dedi. Sağır, Ankara halkından, esnafından, hatta sadece Türkiyeden değil yurt dışından gelen desteklerin de çok önemli olduğunu aktardı. Her zaman ezilenin kadınlar olduğunu, artık bunlara dur demenin zamanının geldiğini belirten Sağır, Az önce kızımla konuştum, Anne gel diyor sürekli ve tek söylediği şey bu. Ben bunu bir türlü aklımdan çıkartamıyorum. Ağlamamak için telefonu kapattım dedi.
DAYANIŞMA ÖNEMLİ
Buraya gelmeden önce insanların bu kadar duyarlı olduklarını bilmiyordum diyen Leyla Yiğit ise ilk geldiğinde, Adıyamanda yaptıkları eylemler gibi bir-iki slogan atıp dağılacaklarını düşündüğünü, ancak burada çok farklı anlar, olaylar yaşadıklarını, farklı kişiler tanıdıklarını söyledi. Büyükşehirlerin verdiği bilincin ve gerçekçiliğin daha fazla olduğunu, bu nedenle de, burada Adıyamanda olduklarından daha farklı düşündüklerini belirten Yiğit, Burada kadın dayanışmasını daha farklı gördük. İşçilerin, üretimin, patronların, küreselleşmenin ne demek olduğunu daha iyi öğrenmiş olduk diye konuştu.
CİNSİYET AYRIMCILIĞI
Daha çok şeyler paylaştıklarını, başka illerdeki TEKEL işletmelerinde, İçkide, Yaprakta neler yaşandığını, oradaki kadınların neler çektiğini öğrendiklerini söyleyen Yiğit, Biz Adıyamanda cinsiyet ayrımına çok uğradık, seneler boyunca; hâlâ da uğruyoruz dedi. Fabrikaları açık olduğu halde işten çıkartıldıklarını, diğerlerinin beş-altı ay daha çalışacaklarını belirten Yiğit, cinsiyet ayrımcı tutumu evlerde de yaşadıklarını, evde de erkek çocuğuna, Önce sen otur, O kız çocuğu alışsın dediklerini anlattı. Halbuki yaşam ikisine de aynı şeyi sunuyor. İkisi de aç, susuz yaşayamaz. İkisi için de hastalık, ölüm geçerli. Yaşam gerekli ikisi için de, duygu gerekli. Ama biz bayanları ikinci duruma attığımız için bize yapılan haksızlıkları da normal gibi görüyoruz. Normal görmeyenleri başkaldıranları da asi gibi görüyoruz dedi. (Ankara/EVRENSEL)
İlknur Yılmaz - Selma Ertekin