07 Şubat 2010 00:00
Türkiye kadına yönelik şiddet ülkesi
TÜRKİYEnin kadına yönelik şiddet konusunda uluslararası alanda bir şiddet ülkesi olarak görüldüğünü belirten Prof. Dr. Yakın Ertürk, Kadın mücadelesi sonucunda şiddet, artık Türkiyenin gündeminde dedi.
TÜRKİYEnin kadına yönelik şiddet konusunda uluslararası alanda bir şiddet ülkesi olarak görüldüğünü belirten Prof. Dr. Yakın Ertürk, Kadın mücadelesi sonucunda şiddet, artık Türkiyenin gündeminde dedi. 2004-2009 yılları arasında BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörlüğü yapan ve şimdi de Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) Türkiye Temsilciğine seçilen ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakın Ertürk, Türkiyede kadına yönelik şiddeti değerlendirdi.
Türkiyede kadına yönelik şiddetin boyutları ne durumda ve bunun uluslararası alana yansımalarını nasıl görüyorsunuz?
Türkiye ne yazık ki şiddet ülkesi olarak görülüyor. Tabi bu sadece Türkiyeye özgü değil. Ancak çok sistematik ve gündelik yaşamı kapsayan bir olay kadına yönelik şiddet ve başka tür şiddet biçimleri. Yani Türkiyede bütün sorunlar şiddetle çözülme yoluna gidiliyor. Fakat artık şiddet, kadın mücadelesi sonucunda Türkiyenin gündeminde. Yani bu özel bir mesele, Kocasıdır döver de söver de anlayışı, artık yıkılmış ve sarsılmış durumda. Ben, ataerkil toplumun fay hatlarındaki kırılmalardan birisi olarak görüyorum bunu.
Kadına yönelik şiddet Türkiyenin gündemine ne zaman girdi ,bu anlamda ne tür düzenlemeler yapıldı?
Şiddet Türkiyede 1980lerde kadın hareketinin ilk gündem maddelerinden birisiydi. O yıllarda kadınlar şiddete karşı bir bilinçlenme uyandırmak için sokaklara dökülmüştü. Fakat ne yazık ki bu politikaya yansımadı. Ta ki yakın zamana kadar. TCK reformu bence bu açıdan çok büyük bir hizmet sağlamıştır. Reformun yarattığı toplumsal dinamizmi kadınların son derece becerili olarak kullanmış olmaları, kafaları bu yönde aydınlattı. Artık kadına yönelik şiddet Türkiyede bir siyaset konusudur. Göz ardı edilemeyecek bir sorundur. Devlet ister gönüllü, ister zoraki bu konunun üstesinden gelmek zorundadır. Çünkü artık Türkiyenin meşruluğunu tanımlayan göstergelerden birisidir. TCKda yapılan değişikliklerin içeriğine bakacak olursanız, bunlar zorla kabul ettirilmiş değişikliklerdir. Evlilik içi tecavüze kadar. Evlilik içi tecavüz mü olur?, aydın insanlar dahi böyle tepki gösteriyordu. Evlilik erkeğin kadın üstündeki tüm hakkını vesikalayan bir şey olarak görülüyordu. Ama bugün bu değişti. Uygulama tabii ki çok daha geriden gelir.
Namus cinayetleri sadece doğunun sorunu mu?
Namus kavramı Türkiyenin geneli için kadın üzerindeki denetimi sağlayan bir kavram. Bu nasıl yorumlanıyor? Tabi çeşitli bölgelerde veya kültürel gruplarda farklılık gösterebilir. Her ne kadar kadına yönelik şiddet bütün Türkiyede ortaya çıksa da, cinayet dediğimiz kadın hayatına son verme, istatistiki olarak bildiğimiz kadarıyla, bizi Güneydoğu eksenine götürüyor. Ama yapılan araştırmalar, sadece namus cinayetleri değil, genel olarak aile içi şiddeti de içeren araştırmalar. Dolayısıyla biraz daha olayın düzlemi konusunda bilgi sahibiyiz. Bunlar da gösteriyor ki, Türkiyenin her yerinde kadına yönelik şiddet var ve bu şiddetin sebebi de kadını yerinde tutmayı amaçlıyor. Yani ataerkil toplum yapılanmasında kadının ikincil konumunu yerine getiren bir süreci ifade ediyor. (Ankara/DİHA)
Nagihan Akarsel / Alper Atalay