09 Şubat 2010 00:00
Aliağalı emekçilerin yüreği TEKEL işçileriyle atıyor
Aliağada Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, TEKEL işçileri için Ankarada yapılan mitingin ardından İzmire döner dönmez eylemlere başladılar.
Aliağada Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, TEKEL işçileri için Ankarada yapılan mitingin ardından İzmire döner dönmez eylemlere başladılar.
Artık onlar her akşam Aliağanın göbeğinde toplanıyor, ateş yakıyor, çadır kuruyor, sinevizyondan TEKEL direnişindeki dostlarını izliyorlar, izletiyorlar. Aliağadaki emeklisi, öğrencisi, işsizi, işçisi, dulu-yetimi evlerindeki bereleri, battaniyeleri TEKEL işçilerine gönderiyorlar. Onlar bu görevi can-ı gönülden, yürekten yapıyorlar ve herkesin gerektiği gibi davranmasını istiyorlar. Platformun en büyük bileşeni olan Petrol-İş Aliağa Şubesinin Başkanı İsmail Doğanla eylemleri ve TEKEL mücadelesi üzerine görüştük.
TEKEL işçilerine destek için akşam Aliağada eylem yapıyorsunuz. TEKEL direnişine nasıl bakıyorsunuz?
Krizin faturası biz işçilere kesiliyorken, açlık, yoksulluk, işsizlik gün geçtikçe artıyorken, çalışma hayatımız cehenneme çevriliyor, örgütlülüğümüz tasfiye edilmeye çalışılıyorken ancak TEKEL işçilerinin mücadelesi sayesinde birleşebildik. Bu birliği de daha da güçlendirmek, öncelikle ve ivedi olarak TEKEL işçilerinin mücadelesini kazanmak zorundayız. Bütün bu sorunlarımız için daha ileri bir mücadele TEKEL işçilerinin kazanmasına bağlıdır. TEKEL işçileri kazandığında ne sefalet düzeyindeki asgari ücret, kiralık işçilik, ne işsizlik sorununa karşı bu kadar çaresiz oluruz. Bütün bu sorunların mutlak bir suretle çözümü bulunur. Bu anlamda TEKEL işçilerinin mücadelesi bu kadar önemlidir, bu anlamda biz Aliağalı işçiler bu mücadeleyi bu kadar önemsiyoruz. Onun için bu mücadeleyi kendi mücadelemizin bir parçası olarak görüyoruz, böyle de görmek zorundayız. Bizim 4-cye giden arkadaşlarımız da Aliağadaki Emek ve Demokrasi Platformuyla birlikte her akşam yaptığımız eylemlerde bizimle beraber. Onlar da umutla Ankaraya bakıyor. Bizi de bir araya getiren TEKEL direnişidir. Aliağada, Ben de bu işin bir parçasıyım ve ben de bir şeyler yapmalıyım diyenleri bir araya getirdi. Aliağada esnaf ve sanatkarlar da, kahveciler de işsizler de büyük bir dikkatle izliyor.
TEKEL işçilerine destek amacıyla yapılan 1 günlük işbırakma eylemine özel sektörde katılan sayılı şubelerdensiniz. Sendikalar özel sektörde iş bırakmanın zorluğunu ileri sürerek gerektiği gibi hayata geçirmiyor. Bu konuda neler söylersiniz?
Türk-İşin aldığı 1 gün işe gitmeme kararını olumlu bulan ve TEKEL işçilerinin bir adım daha ileri gitmesi için kararlılıkla mücadele eden bir şubeyiz. Petrol-İş bir bütün olarak bütün gücüyle elinden geldiğince çaba sarf ediyor bu süreçte. Biz alınan karara uyduk ve genel merkezimizin bize gönderdiği kararlara uygun davranmaya devam edeceğiz. Sizin aracılığınızla diğer sendikacı arkadaşlara da seslenmek istiyorum. Sonuç olarak verilen mücadelenin bir adım daha öteye götürülmesinin yolu alınan kararın eksiksiz olarak yerine getirilmesine bağlıdır. Alttaki kadrolar armudun sapı üzümün çöpüyle uğraşmak yerine TEKEL kazanırsa biz kazanırızbilinciyle hareket etmelidir. Çünkü TEKEL bu ülkede yaşanan olumsuzluklara karşı mücadelede bir sıçrama tahtasıdır.
Başbakan Tayyip Erdoğan direnişin başından beri olan tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Başbakanı televizyonlardan izliyoruz. Biraz da kontrolsüz davranarak kendisini iktidara getirenleri yok sayan bir tutum ve davranış içindedir. TEKEL işçisine, Siz mi beni iktidara getirdiniz, Ben yetim hakkı yedirmem diyerek işçileri tahrik ettiğinin farkında değil sanırım. Sonuçta hepimiz bu ülkede olup bitenleri biliyoruz. Kimlere krediler çıkartıldığını, kimlerin yolsuzluk yaptığı biliniyor, kimin ne kadar varlığının olduğu ve TEKEL işçisinin ne kadar ücret aldığı ortada. İşçi, emekli, dul-yetim, çiftçi, esnaf, sanatkar bunların hiçbiri yetim hakkı yemedi. Başbakanın saldırganlığı, yaptığı işin yanlışlığını bilmesinden ve işçilerin kararlılığını bozamamasından kaynaklıyor. Başbakan telaş içerisinde.
Aliağalı işçiler Türk-İşten daha fazla çaba bekliyor, kararlı bir tutum istiyor. Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlunun genel grevle ilgili yaptığı açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kumlunun genel grev kararı hakkındaki açıklamalarını talihsizlik olarak değerlendiriyorum. İşçilere ve kamuoyuna karşı konfederasyon genel başkanı olarak yapıcı, birleştirici, direnişi bir adım ileri götürme sorumluluğunun bilinciyle hareket etmeliydi.. Alınan kararı hayata geçireceksin, eksikleri söyleyeceksin. Kararı hayata geçirmeden eksikleri söylemek olmaz, yok öyle yağma. Kaldı ki eksik davranan sendikalar olacaktır. Sen bir konfederasyon başkanı olarak toparlayacak, eksiği kapatacak, bir bütün olarak hareket edilmesini sağlayacaksın. Mustafa Kumlu AKPye yakınlığıyla bilinen bir insandır. Belki de kendisi de istemiyor TEKEL direnişinin bu noktaya gelmesini ama iradesi dışında gelişen bu olayı engelleyemez noktaya gelmiştir. Mustafa Kumlu TEKEL direnişinin kaybedilmesini ve yenilgiyi mi istiyor da böyle konuşuyor. Onun o düşüncesini de ortadan kaldıracak aşağıdan bizim gibi mücadeleci öğelerin daha kararlı hareket etmesi gerekir. Ayağı titreyerek, bir ileri bir geri giderek mücadele edilmez. Eğer kararlı bir mücadeleye girişemeyecekse bulundukları yeri daha fazla işgal etmemelidirler. İşçilerin aşağılardan baskısıyla, zorla hareket eder bir pozisyondadır Türk-İş. İşçiler bu mücadele sürecinde herkese gereken cevabı verecektir. Çünkü, işçi hareketi büyüyerek ve ilerleyerek geliyor, ayağı titreyene, bulunduğu yeri fuzuli işgal edene, işçilerden yana tutum almayanlara artık daha fazla tahammül etmeyecektir. Küçücük şeyleri yapamayanlar büyük şeyleri hiç yapamazlar. 1 saat, 8 saat, 3 gün 5 gün her neyse... Kumlu ve benzerlerini harekete geçirmek, alınan kararları hayata geçirmekle mümkündür. Biz Aliağa şubemiz olarak işçilerimizden, genel merkezimizden aldığımız güçle bu kararlılığı göstermeye hazırız.
Ankaradayken Gittiğimiz her yeri direniş alanına çevireceğiz dedik. Yaklaşık 2 haftadır her akşam demokrasi meydanında 1saatlik eylemimizle Aliağalı emekçilerin sesini dosta düşmana ulaştırmaya çalışıyoruz. (İzmir/EVRENSEL)
Turan Kara