10 Şubat 2010 00:00
Sınıftan yana sendika görmek istiyoruz
TEKEL işçilerinin direnişi ile gündeme gelen genel grev isteği, bir şekli ile 4 Şubatta bir günlük iş bırakma eylemine dönüştürüldü.
TEKEL işçilerinin direnişi ile gündeme gelen genel grev isteği, bir şekli ile 4 Şubatta bir günlük iş bırakma eylemine dönüştürüldü.
4 Şubatta bu yazının yazıldığını hemen belirtmek isteriz. Biz 4 Şubat öncesi bir günlük iş bırakma eyleminin ne anlama geldiğini yapılan çalışmalardan gördük. Türk-İş aldığı kararları yerine getirmezken, sendikaların bu kararı tam uygulamalarını zaten beklemiyoruz.
Türk Metalin örgütlü olduğu bir fabrikada çalışan işçileriz. TEKEL işçilerinin direnişini ilk günden beri takip ediyoruz. Biliyoruz ki, bugün onlara olan yarın bizim gibi özelde çalışan işçilere uygulanacaktır. Zaten taşeronlaşmayla, bir şekli ile elimizde olan haklarımız yavaş yavaş geri alınıyor.
Genel grev ya da bir günlük iş bırakma eylemi denilince, tüm üretimin durdurulması, hiçbir işçinin çalışmaması anlaşılmalıdır, biz de öyle anladık. Ve 4 Şubat öncesi sendikamızdan Türk-İşin aldığı kararın uygulanması (Ki Pevrul Kavlak Türk Metal Genel Başkanı, Türk-İş Teşkilatlandırma Sekreteridir) yönünde bir hareket ve bir açıklama bekledik. Bu konuyla ilgili soru sorulduğunda ise işyeri temsilcilerinin kaçamak cevaplarıyla karşılaştık.
Üretimin en alt düzeyde olduğu işyerlerinden işçileri alarak, diğer yerlerde üretimin devam etmesine müsaade edilerek, hangi sınıfa hizmet edilmek istendiğini sormak isteriz.
Evet, 4 Şubatta Türk Metalin örgütlü olduğu bir çok işyerinde üretim durdurulmadı. İş barışını korumak adına, alınan kararlar hiçe sayıldı. Göstermelik işçi katılımı sağlanarak 4 Şubatta yapılan eyleme katılındı.
Aslında bilinmelidir ki, bu iş bırakma, sadece TEKEL işçilerine destek değil, Türkiyede işçilerin elinde kalan haklar için de bir güç gösterisi, üretimden gelen gücümüzü kullanmaktır. Bugün bu bir günlük iş bırakma eylemine göstermelik katıldığınızda, yarın kıdem tazminatlarına ve tüm diğer haklarımıza hangi gücümüzle sahip çıkacaksınız.
TEKEL işçisine destek verildiği söylenerek eyleme geçildiği, İstanbuldaki eyleme de kitlesel katılındığı söylenebilir. Ama görünen odur ki, Türk Metalin örgütlü olduğu işyerlerinde üretim durdurulmamıştır. Üretim durdurulamasa bile fabrikalar önünde ya da içinde 1 saat de olsa eylem yapılamaz mıydı? Elbette yapılabilirdi. Ama bulunduğunuz ortamı ve koltukları o kadar benimserseniz (işçi adına ya da) işçilerle beraber hareket etmeyip hiçbir şey yapmazsınız!
Şunu sormak isteriz; bu hükümet değil midir Türk Metal Genel Başkanını Ergenekoncu deyip cezaevine koyan? O bile bugün için tepkinizi ortaya koymanıza yeterlidir. Genel Merkez Yöneticileri ve şube yöneticileri görevlerini yerine getirme rahatlığı ile Türk-İşin aldığı kararları uyguladıklarını söyleyebilirler. Eğer bugün hükümete bu kadar tolerans verirseniz, yarın sendika yönetimini de onlara ve bu anlayışa terk edersiniz. Üretimden gelen gücümüzü ne zaman kullanmayı, işçiden yana, sınıftan yana olmayı ne zaman planlıyorsunuz? İşçiniz, üyeniz kalmadığı zaman hangi iş barışını sağlayacaksınız? Üyelerinize kulak verin! Bizler sınıftan yana bir sendika görmek istiyoruz.
Bir grup Türk Metal üyesi işçi (İstanbul)