12 Şubat 2010 00:00

DURUM

Milliyet Yazarı Taha Akyol’un 9 Şubat tarihli yazısının başlığı “TEKEL Grevi ve Sol”du.

Paylaş

Milliyet Yazarı Taha Akyol’un 9 Şubat tarihli yazısının başlığı “TEKEL Grevi ve Sol”du. Akyol, bugünkü TEKEL eylemi ile madencilerin 1990’daki grevini karşılaştırıyor, o dönemde Özal’ın aldığı tutumu onaylıyor ve bu tavrı “iktisadi akıl” olarak niteliyordu. Yani “iktisadi akıl” o zaman madenlerin özelleştirilmesi tehdidi altında, maden işçilerine düşük ücret dayatmada kendisi gösteriyordu. Akyol, kendi ifadeleri ile durumu şöyle anlatıyor:
“TEKEL işçilerinin eylemi benzerlerinden uzun sürdü ve benzerlerinden çok daha geniş bir ilgi uyandırdı. Aralık 1990’daki Zonguldak grevi de böyle olmuştu. Yine Türk-İş’e bağlı işçiler ‘Çankaya şişmanı, işçi düşmanı’ sloganlarıyla Cumhurbaşkanı Özal’ı protesto ediyor, devletten yüksek aylık istiyorlardı. Özal buna karşı çıkıyor, öyle bir ücret zammının ekonomik dengeleri mahvedeceğini söylüyordu... Özal’ın tavrı ‘iktisadi akıl’ açısından doğruydu. Gerçekten Zonguldak grevi, onu izleyen KİT grevleri, arkasından Demirel’in ‘erken emeklilik’ yasası gibi uygulamaları sonucunda ‘1994 krizi’ patlayacaktı.”
O zaman madenciler karşısında bu tutumu alan “iktisadi akıl”, bugün TEKEL işçileri karşısında nasıl bir tutum alıyor? Aldığı tutum şu; kazanılmış haklarınızı gasp ediyorum, ücretlerinizi düşürüyorum, 11 ay dışında çalışmanız konusunda herhangi bir garanti vermiyorum, emeklilik filan gibi şeyleri de unutun vb!.. Bu “iktisadi akıl” kimin aklı ki, işçileri bu hak mahrumiyetlerine ve yoksunluğa mahkum ediyor?
Bu “iktisadi akıl” sermayenin, kapitalizmin aklıdır. Dünyanın her tarafında büyük kapitalistlerin çıkarlarını savunan hükümetler, ülkede AKP Hükümeti ve öncesinde gelen diğer hükümetler, işçilere ve emekçi kitlelere hep benzer vahşice uygulamaları dayatmıştır ve dayatmaya da devam ediyorlar. Bu “iktisadi akla” göre halkın alın teri ile kurulan kamu işletmelerini kapitalistlere yok pahasına peşkeş çekmek, oralarda çalışan işçileri sokağa atmak ya da kazanılmış haklarını gasp ederek daha kötü koşullarda çalıştırmak, son derece “akılcı ve rasyoneldir”.
Çünkü bu “iktisadi aklın” temelinde, kapitalistin, sermaye sahibinin kârını güvenceye almak, kâr alanları daralmışsa özelleştirme vb. yollarla bu daralan alanları genişletmek yatmaktadır. TEKEL işletmelerinin, diğer kamu işletmelerinin yok pahasına satılması, bunları satın alanların kısa sürede bunları “tatlı kârlar vurarak” elden çıkarmaları, krizde “zarar” eden özel banka ve işletmelere dünyanın her tarafında devletlerin milyarlarca dolar akıtarak bunları kurtarmaları, kurtulamayacakları devletleştirerek zararları halkın sırtına yıkmaları, hep bu “iktisadi aklın” sonucudur.
Sermayenin bu “iktisadi aklını” savunan kapitalizmin sözcüleri, kapitalist üretimin kendi içinden çıkan krizlerin nedenini de işçilere verilen haklarda ararlar ve işçileri suçlarlar. İşçiler işten atılır, ücretleri düşürülür ama dev alışveriş merkezleri peş peşe açılır! Patronlar işçileri aşırı sömürü altında, düşük ücretle çalıştırıp malları depolara yığarlar ama kölece çalıştırdıkları işçi ve emekçileri bu malları tüketmedikleri için krize sebep oluyorsunuz diye suçlarlar, vb. vb... Akıl bunun neresinde diye safça sormak gereksizdir. Kapitalizmin aklı budur!
Diğer taraftan Akyol, ülkede bir sosyal demokrat hareketin bulunmamasından yakınıyor. Batı ülkelerinde sosyal demokrat partilerin hükümette oldukları ülkelerin hiçbirisinde, işçi sınıfı ve emekçi yığınlar yukarıda sayılan halk düşmanı uygulamalardan kurtulamadılar. Bu nedenle bazı ülkelerde sosyal demokrasi bölündü, bazılarında yeni “sol” partiler kuruldu vb... Ama bunlar, kapitalizmin derdine, amansız hastalığına çare bulamadılar ve bulamıyorlar. Milyonlarca emekçinin ürettiği zenginliklere, bir avuç sömürücü tarafından el konulmasına dayalı “iktisadi akıl” devrilmeden, bu hastalıklara bir çare bulunamıyor ve bulunamayacak. Mücadeleye atılan her işçi, bu gerçeği daha iyi görüyor ve anlıyor.
Ahmet Yaşaroğlu
ÖNCEKİ HABER

Ümraniye’den tam destek

SONRAKİ HABER

Albaya ‘9 askeri öldürdün mü’ sorgusu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...