13 Şubat 2010 00:00
AB, Yunanistanı neden kurtarmıyor?
Bugüne kadar, özellikle Türkiyede, Avrupa Birliği (AB), genellikle bir demokratik haklar birliği olarak lanse edildi, öyle algılandı.
Bugüne kadar, özellikle Türkiyede, Avrupa Birliği (AB), genellikle bir demokratik haklar birliği olarak lanse edildi, öyle algılandı. Bu birliğin temelinde asıl olarak ekonomik çıkarlar, büyük devletlerin egemenlik sahasını genişletme olduğu ise genellikle gözden kaçırıldı. Bu yüzden de ABnin siyasi standartlarını ifade eden Kopenhag Kriterlerinden söz edilirken, ekonomik standartları belirleyen Maastrich Kriterlerinden pek bahsedilmez.
Keza; geçen yıl aralık ayında yürürlüğe giren Lizbon Sözleşmesi de aynı şekilde daha çok karar alma biçimleri, siyasi hedefleri bağlamında ele alındı, AB ekonomisine nasıl bir yön vermek istendiğine ise neredeyse hiç değinilmedi.
Ama, ekonomik krizin dünya genelinde etkisini daha açık bir şekilde hissettirmeye başlamasıyla birlikte, ABnin ekonomik karakteri daha açık bir şekilde görülmeye başlandı. Hem de komşu ülke Yunanistana dayatılan ağır şartlarla...
YUNAN EKONOMİSİ ABNİN DENETİMİNDE
Borç krizinin ortaya çıkmasıyla birlikte Euro Bölgesindeki ekonominin ve ABnin belirlediği şartların yerine getirilmesi adı altında Yunanistanın ekonomisi fiilen ABnin denetimine girmiş bulunuyor. Hazırlanan tasarruf planının hayata geçirilmesi doğrudan Brüksel tarafından denetlenecek. Önceki gün yapılan AB Zirvesinden sonra basına bir açıklama yapan AB Başkanı Hermann Von Rumpy, Yunanistan ekonomisinin Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) uzmanları tarafından kontrol edileceğini, ilk analizlerin ise önümüzdeki mart ayında kamuoyuna açıklanacağını ilan etti.
Bu durumun kendisi bile, Yunanistan hükümetinin artık ekonomi politikalar konusunda devre dışı bırakıldığını, bütün denetimin AB ve IMFye geçtiğini gösteriyor.
AVRONUN GELECEĞİ TEHLİKEDE
Fiili olarak 1 Ocak 2002de kullanılmaya başlanan ABnin ortak para birimi avronun farklı ekonomilere sahip ülkelerde yürürlüğe konulması, asıl olarak geniş bir coğrafyada ABnin dünya ekonomisine daha etkili bir şekilde yön vermesini amaçlıyordu. Ancak, gelecekte aynılaştırılmak istenen Euro Bölgesi ülkelerinin farklı ekonomik yapısı, ekonomik krizin etkisiyle hedeflenen amacına ulaşılmasının çok zor olduğunu Yunanistanın büyük bütçe açığıyla kendini gösterdi.
Bir avro ülkesi olan Yunanistanın toplam ekonomisi Euro Bölgesinde çok büyük bir önem taşımasa da bu ülkenin içine girdiği dalgalanma avronun dolar karşısında değer kaybetmesine neden olabiliyor. Son verilere göre, Yunanistandaki bütçe açığı kriziyle birlikte dolar değer kazanmış ve 1.37 avroya kadar çıkmıştı. En son 1.36 avroya düştü.
Şu anda 16 AB ülkesi Euro Bölgesinde yer alıyor. Bunlar arasında Yunanistan ile birlikte İtalya, İspanya, İrlanda ve Portekizin ekonomilerinin de zorda olduğu, dolayısıyla bu beş ülkenin avronun geleceğini tehlikeye düşürdüğü son bir kaç haftadır Avrupa basınında ayrıntılı bir şekilde yer alıyor.
BÜYÜK ÜLKELER YUNANİSTANA ORTAK
AB Zirvesinde bir taraftan borç batağına itilen Yunanistanın kurtarılması için merkezi düzeyde bir yardımın yapılmayacağından söz edilirken, diğer taraftan isteyen ülkelerin Yunanistana yardım edebileceğine dikkat çekildi. Bu aynı zamanda, parası olan büyük ülkelerin Yunanistanın bütçesine ortak olması anlamına geliyor. Bunu isteyenlerin başında da Almanya geliyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, zirveden sonra basına yaptığı açıklamada, Her ülke belirlenen kurallara uymak zorunda dedi. Bu da, avronun geleceği söz konusu olunca Yunanistanın gözyaşına bakılmayacağı anlamına geliyor. Financial Times Deutschland gazetesinde yer alan bir habere göre, Almanya hükümeti, Yunanistanda devlet tahvili satın almak için yardım paketi hazırlamış durumda. Bunun hayata geçmesi için Yunanistan hükümetine ağır şartlar getiriliyor. Bu durumda, Almanya başta olmak üzere parası olan ülkelerin devlet tahvili yoluyla Yunanistana ortak olması söz konusu olabilecek. Duruma göre, bu tahvil gerektiğinde artabilir. O zaman da günün birinde belki Yunanistan ekonomisi tamamen Almanyanın denetimine geçebilir. Tıpkı bir şirkete hisse yoluyla ortak olmak gibi...
Bu arada Yunanistanın para karşılığında devlet tahvillerini Çine satmayı planladığı da basında yer aldı. Bütün bunlardan ötürü, AB ülkeleri hasta adam halindeki Yunanistanı bir taraftan, kendi halkına, emekçilere karşı açı reçeteler hazırlamaya zorlarken, diğer taraftan daha fazla bağımlı hale getirmenin siyasetini yapıyor. Avronun geleceği ve istikrarı ise bu siyasetin hayata geçirilmesi için Demoklesin kılıcı gibi sallandırılacak. Yunanistanın başına gelenlerin kendisi bile AB ve avronun bir ülke üzerinde nasıl etkili olduğunu, geleceğini nasıl ipotek altına aldığını çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. (Köln/EVRENSEL)
YUNANİSTAN EKONOMİSİ NE DURUMDA
ABnin hasta adamı olarak nitelendirilen Yunanistan gerçekten de borç batağında. Bütçe açığı 300 milyar avro ile yüzde 12.7ye kadar dayanmış durumda. Maastrich Kriterlerine göre bir AB ülkesinde bütçe açığı en fazla yüzde 3 olabilir. Bu sınırı aşanlara uyarı anlamına gelen Mavi Mektup gönderiliyor.
AB şimdi Yunanistandan ilk etapta bütçe açığını yüzde 3e düşürmesini istiyor.
Ekonomideki felaketi gösteren bir başka durum ise yüksek borçlanma. 2009da ülkenin dış borcu Yurtiçi Gayri Milli Safi Hasılanın yüzde 112.6sı idi. AB Komisyonunun tahminlerine göre bu oran 2011 yılına kadar yüzde 135.4e çıkacak.
AB tarafından Yunanistana dayatılan bütçe açığının en kısa zamanda kapatılması planı, öncekilikli olarak kamu alanlarında kesinti yapılmasını öngörüyor. Bunların başında kamuda işe alımların durdurulması, memur maaşlarının düşürülmesi, alkol ve tütün ürünlerine uygulanan verginin artırılması, sosyal güvenlik reformu yapılması ve emeklilik yaşının 67ye yükseltilmesi geliyor. Ekonomik kriz ve bütçe açığı ülkedeki işsizliği zaten alabildiğince yükseltmiş bulunuyor. AB Zirvesinin yapıldığı gün açıklanan resmi rakamlara göre ülkede işsizlik yüzde 10.6. Bu da 2005ten bu yana en yüksek oranı ifade ediyor.
IMF: DESTEĞE HAZIRIZ
IMF, artan borç krizini kontrol altına alma mücadelesinde, Yunanistan uygun gördüğü takdirde bu ülkeye desteğe hazır olduğunu bildirdi. IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, Hindistanın Mumbai kentinde düzenlenen bir konferansta gazetecilere yaptığı açıklamada, Yunanlı yetkililerin uygun olduğunu düşündükleri bir biçimde Yunanistana desteğe hazırız dedi.
Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Jean-Claude Trichet de Yunanistanın çabalarının izlenmesinde ve Euro Bölgesinde istikrarın korunması için gerekli ek önlemlerin alınmasında Avrupa Komisyonu ile çalışacağını açıkladı. Trichet, AMBnin, Yunanistanın tavsiyelerin uygulanmasının izlenmesinde Avrupa Komisyonu ile çalışacağını teyit ediyorum dedi.
Yücel Özdemir