18 Şubat 2010 00:00

Erdemli değil israfçı belediyecilik!

Sancaktepe, İstanbul’un en yeni ilçelerinden. Seçimlerden önce üç ilçenin birleştirilmesiyle oluşturulan Sancaktepe’nin nüfusu 230 bin.

Paylaş

Sancaktepe, İstanbul’un en yeni ilçelerinden. Seçimlerden önce üç ilçenin birleştirilmesiyle oluşturulan Sancaktepe’nin nüfusu 230 bin.
İşbaşına gelen AKP’li yönetim, seçimlerin ardından geçen 1 yıl içinde pek çok kez “Erdemli belediyecilik” sloganıyla televizyon ve gazetelerde yer aldı. Biz de bu geçen sürede Sancaktepe’de neler yapıldığını, nelerin değiştiğini, Sancaktepe ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi CHP’li Özgen Nama’ya sorduk. Söyleşimizin hemen başında, Sancaktepe’yi “İstanbul’un Güneydoğu’su” şeklinde tanımlayan Nama, AKP’li yönetimin yaptıklarının da erdemli değil israfçı belediyecilik olduğunu söyledi.

Seçimlerin üzerinden 1 yıl geçti. Bu bir yılda Sancaktepe’de neler değişti?
AKP İstanbul’da 17 yıldır iktidarda. Bizim bölgemizde ise 20 yıldır iktidarlar. 20 yıl önce köy olan bu bölgeler, ne yazık ki adı ilçe olduysa da aslında köy olmaktan kurtulamadı. Bunu içimiz acıyarak izlemekteyiz. Tabii şehircilik öngörü ister. Kent bilinci biraz düşünce ve zihniyetle ilgilidir.

‘Köy olmaktan kurtulamadı’ dediniz. Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
İlçemizin İstanbul’un kenar bir ilçesi olması sebebiyle vatandaşlarımız ilçe dışında çalışmaktalar. Ulaşım için ilçemiz ana arterlere yakın olmasına rağmen iyi planlama yapılmadığı için, belediye otobüslerine binilemiyor. İnsanların işlerine gidebilmek için otobüslere üst üste binmek zorunda kalmaları utanç verici. En yakın yere gidebilmek için 1 saat önceden yola çıkmak zorunda kalıyorlar. İnsanlar İstanbul’da saat 07.00’de uyanırken bizim ilçemizde sabah 05.00’te uyanmak zorunda kalıyor; akşam ise 21.00-22.00’de ancak evlerine gelebiliyorlar. Şehircilik ve belediyecilik, insanın hayatını kolaylaştırmak için olmalı, zorlaştırmak için değil.
20 yıldır çamur bizim kaderimiz olmuş. Artık Kadıköy’e inildiğinde ayağındaki çamurdan o kişinin bizim oralardan geldiği belli oluyor.
Çocuklarımız 21. yüzyılda hâlâ 70 kişilik sınıflarda öğrenim görmektedir, teneffüslerde çamur içinde oynamaktalar. Çocuklar ülkenin geleceğidir. Eğitim, kültür, ulaşım ve sosyal alanlara baktığımızda, nasıl Türkiye’nin Güneydoğu’su varsa biz de İstanbul’un Güneydoğu’su gibiyiz.
Bizim ilçemizde birkaç yıl önce, okuldan eve giden bir çocuk donarak öldü. Hafriyatı alınmış göle dönmüş inşaat çukurlarında boğuldu. İstanbul’un kenti değil, köy bile olamayız.

6 ay kadar önce Belediye Başkanı İsmail Erdem, televizyonlara çıkarak İŞKUR’la anlaşma yaptıklarını, işsizlere iş bulduklarını söyledi. Kaç kişiyi işe yerleştirdi, işsizlik için neler yaptı?
İlçemizin en önemli sorunu işsizlik. Biz bu konuda belediyeye soru önergeleri verdik. Hâlâ yanıt almış değiliz. Ben halkın içindeyim. Esnafla, halkla, muhtarlarla görüşüyorum. Meslek edinen ya da çalışmaya başlayanlar konusunda duyum dahi almadım. İsmail Erdem, popülist politikaları seven bir şahıs olduğu için bir iş yapılıyorsa faydasından daha çok reklam, afiş ve yemek parası gider. Halkın parası yandaş reklamcılara, restoranlara verilir. Yani erdemli değil israfçı belediyedir. Belediye borç batağına sürüklenmektedir. Üretken olmayan sürekli tüketen belediye yönetimine baktığımızda, her bir odada 1 güvenlik, 2 sekreter, arabasında da 1 şoför 1 koruma beklemektedir. Zaten belediye girişinde onlarca güvenlik görevlisi xray cihazları var. Bunun üzerine bir de özel güvenlik var. Halktan niye bu kadar korktuklarını anlamış değilim.

İlçemizde yıllardır hastane yapılacak beklentisi var, konuyla ilgili bir gelişme var mı?
İlçemizde son bir yıl içinde proje ve yatırım alanında hiçbir gelişme olmadı. Birleşme öncesi Sarıgazi Belediyesi’nin hastane yapılması için Sağlık Bakanlığı’na verdiği arazinin projesi hâlâ yapılmış değil. Belediyenin bu konuda çabasını da görmüyoruz.

Uzun süre önce Sancaktepe’nin imar planları iptal edildi. Bugünlerde yeni planlar çıktı. Bu planların Sancaktepe’ye getirisi ve götürüsü nelerdir?
Bir kent için en önemli şey, o kentin planlı olup olmamasıdır. Bir planın karşılık bulmasının en önemli göstergesi, uygulanabilir bir plan olmasından geçer. Şehrin plansız kalmaması için ilk önce 1/5000’lik planlara “Evet” oyu verdik. Ama ilçe belediyesinin hazırladığı 1/1000’ik uygulama planlarına yaklaşım biçimi, teknik ve şehircilik ilkelerinden çok uzak. Sandık sonuçlarına ve hatta bazı büyük arazi sahiplerinin çıkar hesaplarına göre yapılmış olduğunu gördük. Kimi yerde 1 liralık arazi 5 kuruşa düşerken, kimi yerde de 1 liralık arazi 50 liraya çıkmıştır. Şehir Planlama Müdürlüğü’nün 2 plan notunun ve 150 parseldeki uygulamayı iptal etmesi de bizim doğruluğumuzun kanıtıdır. Bunun için de daha sonra reddettik. Belediye yönetimi seçildikten sonra, sadece kendisine oy verenlerin değil tüm Sancaktepe’nin belediyesi olmalıdır. Burada vatandaş mağdur edilmektedir. Bu haksızlıktır. Biz buna izin vermeyeceğiz. Ama AKP zihniyeti, bu planların iptal edilmesinde rolü olanları bakan danışmanı yaparken, başını sokacak ev yapan vatandaşın da evini başına yıkmıştır. (İstanbul/EVRENSEL)

SİYASET YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM!

Siz aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesisiniz. Muhalif kimliğinizle tanınıyorsunuz, orada belediyecilikten çok siyaset yaptığınız söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
İBB belediyecilik yaptığı oranda ben de yapıyorum. Siyaset yaptığı oranda da siyaset yapıyorum. İstanbul deniz otobüslerinin bütün vapurlarında ve iskelelerinde sürekli aynı kanal yayını yapılıyorsa ve sadece Ülker’in malları satılıyorsa, ben bunu soruyorum. Bu siyasetse evet yapıyorum. Ya da İstanbul Kültür Başkenti kapsamında 23 tarihi camiye güvenlik ve temizlik kadrosu veriliyorsa, şehirle bütünleştiği için bunların yanına Karacaahmet ve Şahkulu’nun eklenmesini talep etmek midir siyaset? Bu ülkenin, bu kentin gerçek vatanseveri, aydını, yazarı, Sayın Hırant Dink’in adının, can verdiği caddeye verilmesini istemek mi siyaset? Ya da Kadir Topbaş’ın yakınlarının çiftliklerinin kaçak olup olmadığının sorulması mı siyaset? Evet, bunlar siyasetse ben siyaset yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim. Ben bu ülkeyi, bu şehri seviyorum. Sevmeye de devam edeceğim. Bunlar için siyaset yapmak gerekiyorsa yapmaya da devam edeceğim.
Haydar Sağdıç
ÖNCEKİ HABER

Sitelerin ortasında saatli bomba

SONRAKİ HABER

MERCEK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa