19 Şubat 2010 00:00

iHMAL ÇOK SUÇLUSU YOK

Davutpaşa’da 21 kişinin hayatını kaybettiği, 117 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin dava, 2 yıl bir aylık bir sürenin ardından başladı.

Paylaş

Davutpaşa’da 21 kişinin hayatını kaybettiği, 117 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin dava, 2 yıl bir aylık bir sürenin ardından başladı. Davanın dün görülen ilk duruşması, faturanın birkaç kamu görevlisine kesileceğinin sinyallerini verdi. Patlamanın ihmalleri, iddianamenin okunması ve sanık ifadeleriyle bir kez daha ortaya çıkarken, mahkeme karşısına getirilen Zeytinburnu Belediyesi yöneticileri kendilerini, “40 bin işletmelik bir alanı 3 denetim elemanıyla denetlemek mümkün değil” diyerek savundu. Faciaya göz yumanlar, zemin hazırlayanlar, ihmaller karşısında kılını kıpırdatmayanlar, bir iş cinayeti davasında daha, sanık sandalyesinde değildi.
AİLELER DIŞARIDA KALDI
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma, yer sıkıntısıyla başladı. 100’ü aşkın ailenin müşteki olduğu davada aileler, avukatlar ve basın mensupları mahkeme salonuna sığmadı. Birçok aile dışarıda kalırken, bir sonraki duruşmanın daha büyük bir salonda görülmesi istendi. Duruşmaya “görevi kötüye kullanma” ve “taksirle ölüme neden olma” suçundan tutuksuz yargılanan; Zeytinburnu Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü Rüstem Tekin, Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü Feruz Kutsal, Zeytinburnu Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Hatice Küçükakyüz, bir önceki İmar ve Şehircilik Müdürü Şevket Yıldırım, Zeytinburnu Belediyesi Başkan Danışmanı Servet Kırma ve maytap atölyesinde işçi olarak çalışan Hasan Altay katıldı. Tutuksuz sanıklar, patlamanın yaşandığı Emek İş Hanı’nın sahipleri Resul ile Remzi Koçyiğit, duruşmaya katılmadı. Ailelere, Kocaeli Depremzedeler Derneği de destek verdi.
TOPU BİRBİRLERİNE ATTILAR
Savunma yapan belediye görevlileri, topu birbirlerine attı. Zeytinburnu Belediyesi Zabıta Müdürü Feruz Kutsal, zabıtanın tek görevinin, gelen evrakları tebliğ ve takip etmek olduğunu ileri sürdü. Müşteki ailelerinin avukatları, patlamanın yaşandığı maytap atölyesine defalarca zabıta geldiğine ilişkin tanık ifadelerini hatırlatarak, “Buna rağmen patlayıcı madde yapıldığını fark edememişler mi?” diye sordu. Kutsal bu soruya, “Denetlemeyi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü yapar, zabıta değil” yanıtını vererek sorumluluğun kendinde olmadığını savundu. Kutsal, avukatların “5 yıllık bir atölyenin hiç denetlenmemesi normal mi?” sorusu karşısında ise, “Normal” demekle yetindi.
Zeytinburnu Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürü Rüstem Tekin, bir makine, bir elektrik, bir harita mühendisinden oluşan 3 denetim elemanı olduğunu belirterek, “Kısıtlı imkanlarla hareket ediyorum” diyerek kendini savundu. Patlamanın yaşandığı atölye sahibi Selçuk Başar’ın patlamadan 6 gün önce, 25 Ocak 2008’de plastik imalatı ruhsatı için başvurduğunu söyleyen Tekin, mevzuata göre ruhsat vermek için denetim yapılmadığını anlattı: “Mevzuat der ki, eksik evrakı yoksa denetleme yapmadan 5 gün içinde ruhsat ver, 30 gün içinde kontrol et, eksiği varsa 15 gün süre ver, insan ve çevre sağlığına zararlıysa bu süre içinde mühürle, eksikleri tamamladıysa çalışmaya devam etsin.”
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ELEMAN AZLIĞINI TESPİT ETMİŞ
Zeytinburnu’nda 40 bini aşkın işletme olduğuna dikkat çeken Tekin, “3 elemanla hepsini denetlemek mümkün değil. Zaten denetleseler de tespit edemezler, kimya mühendisi lazım” diye konuştu. Avukatlar ve mahkeme heyetinin, “Eleman olmadığını bildirmediniz mi?” sorusuna karşılık Tekin, İçişleri Bakanlığı müfettişlerince 2006’da yapılan incelemede, denetim elemanı sayısının az olduğunun tespit edildiğini, ancak hiçbir şey yapılmadığını söyledi.
İçişleri Bakanlığı’nın görüşüne göre, 2004’ten önce inşa edilmiş binalarda yapı kullanma izin belgesi şartı da aranmadığını belirten Tekin, “Genel denetim yetkimiz var, ama maddi imkanlarımız yok” dedi.
Müdahil avukatlar, sanıkların her duruşma mahkemeye getirilmesi, İstanbul Valiliği’nin soruşturma izni vermediği İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSKİ, BEDAŞ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bölge Müdürlüğü yetkililerinin sanık olarak yargılanmasını istedi. (İstanbul/EVRENSEL)

BiR iLKiN PEŞiNDEYiZ

Patlamada hayatını kaybedenlerin aileleri, adliye önünde yaptıkları basın açıklamasında, İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bölge Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkililerinin yargılanmasını istedi.
Ferhat Alkan (Hayatını kaybeden Halit Alkan’ın kardeşi): Dava beklentimizi karşılamıyor, eksik. İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İBB’nin de yargılanmasını istiyoruz ama valilik her seferinde bir engel koyuyor. Bursa’da grizu patlamasında hayatını kaybeden madencilerin ailelerini ziyaret ettik, onlara yaşadığımız çileyi anlattık, umarız onlar da bir araya gelip dava açarlar.
Adnan Saday (Hayatını kaybeden Orhan Saday’ın babası): Göçük altında kalan, tersanede ölen, suda boğulan, Zonguldak’ta göçük altında kalanlar, Erzurum’a gidip iş için ölenler... Umarım bunların hepsi son olur. Biz bu davayla bir ilki başarmaya çalışıyoruz, bir ilkin peşindeyiz.
Şamil Boyraz (Hayatını kaybeden Ömer Boyraz’ın abisi): Talebimiz patlamada suçu, kusuru olan herkesin yargılanması. En büyüğünden en küçüğüne kadar.
Halime Özden (Hayatını kaybeden Hasan Akhun’un teyzesi): Acı dinmiyor. Adalet istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Halen ‘bir umut’ bekliyoruz. Yeter ki yargılansınlar. Bu acılar tekrarlanmasın.
Patlamadan tek sağ kurtulan ve maytap atölyesinde işçi olduğu için sanık olan Hasan Altay’ın ailesi, patlamanın mağdurunun sanık olduğunu dile getirdi. Altay’ın kızı Nermin Altay, “Babam suçlu görünüyor şu an. Halbuki en büyük zararı gören, enkazdan çıkan tek işçi babam. Suçlu olmasının tek nedeni o atölyede çalışması. Emekliydi, eve ek gelir sağlamak için çalışıyordu. Tek suçumuz bu” dedi.
Ceren Saran - Şener Doğan
ÖNCEKİ HABER

Ne olursan ol ama sendikalı olma!

SONRAKİ HABER

Bombalar benzer çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...