19 Şubat 2010 00:00

Çemen işçisi kazanmakta kararlı

Grevde 38 günü geride bırakan Çemen Tekstil işçileri Başpınar’da görkemli bir yürüyüş yaptı.

Paylaş

Grevde 38 günü geride bırakan Çemen Tekstil işçileri Başpınar’da görkemli bir yürüyüş yaptı. Başpınar OSB Müdürlüğü önünden fabrikaya kadar yürüyen işçiler, ‘İş ekmek yoksa barış da yok’ sloganlarıyla kararlılıklarını dile getirdiler. Polisin engellemeye çalıştığı işçiler, grev çadırlarını da kurdular. Patronun ‘Grevin yasa dışı olduğu’ iddiasıyla açtığı davayı da işçiler kazandı.
Türk-İş, DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar, Emek Partisi, ÖDP ve çeşitli siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin de katıldığı yürüyüş boyunca işçiler OSB girişinden fabrika önüne kadar yürüdü.İşçiler, vardiya değişim saatine denk gelen yürüyüşte yol boyunca geçen servislere dağıttıkları bildirilerle ve sloganlarla seslerini duyurdular. Geçen servislerin içerisindeki ve fabrikaların önündeki işçilerin alkışlarla destek verdiği grevci işçilere DİSK Tekstil sendikasında örgütlü AKTEKS işçileri de vardiya çıkışında katılarak birlikte grev yerine kadar yürüdüler.
SINIF MÜCADELESİ BÜYÜYECEK
12 Ocak’tan beri sendikal hakları için grevde olan Çemen Tekstil işçileriyle dayanışmak ve Başpınar OSB’de çalışan işçilere seslerini duyurmak için sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerinin aldığı ortak karar doğrultusunda grevin 37. gününde OSB içerisinde kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirildi. Başpınar OSB Müdürlüğü önünde bir araya gelen yüzlerce kişi burada bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan DİSK Tekstil Genel Başkanı Rıdvan Budak sermayenin iki işçinin yapacağı üretimi bir işçiye yaptırdığını, bunun sonucunda işsizliğin her geçen gün arttığını ve Türkiye’de iş hukukunun geçerliliğini yitirdiğini söyledi. Sermayenin saldırılarına karşı işçi sınıfı mücadelesinin giderek büyüdüğünü dile getiren Budak TEKEL direnişinin öncülüğünde sınıf mücadelesinin güçleneceğini ve işçi sınıfının haklarını elde edeceği yolun açılacağını söyledi.
OSB’DE YÜRÜYÜŞ
Konuşmalardan sonra kitle OSB girişinden grev yerine doğru yürüyüşe geçti. Vardiya değişim saatine denk gelen yürüyüş boyunca grevci işçiler geçen servislerdeki ve fabrika önlerinde servis bekleyen diğer fabrikaların işçilerine sloganları ve dağıttıkları bildirilerle grevlerini anlatıp destek istediler ve bütün OSB işçilerine örgütlenme çağrısı yaptılar. OSB’deki fabrikalarda çalışan işçiler de alkışlarla grevci işçilere destek verdiler. Yürüyüş sırasında vardiyadan çıkan ve DİSK Tekstil Sendikası’nda örgütlü olan AKTEKS işçileri de yürüyüşe katılarak grev yerine kadar yürüdüler. İşçiler yol boyunca “İşçi uyuma haklarına sahip çık, Direne direne kazanacağız, İş ekmek özgürlük, Susma sustukça sıra sana gelecek, İş ekmek yoksa barış da yok” sloganlarıyla yürüdü.
POLİS PATRONDAN YANA
Polisin grevin başından beri sürdürdüğü patron yanlısı tutum yürüyüş sırasında da devam etti. Fabrikaya yaklaşıldığında Çemen Tekstil patronunun isteği doğrultusunda kitlenin fabrikanın önünden geçmesine izin vermeyen polis işçilerin önüne barikat kurdu. Polisin barikat kurarak kitlenin yönünü değiştirmek istemesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Kitle barikatın kaldırılması konusunda ısrar edince polis greve destek vermeye gelen kurumların içerisinde ‘illegal örgütler’ olduğu anonsu yaparak provokasyon yaratmaya çalıştı. Kitle gerginliğin artmaması için yönünü değiştirdi. Uzun yolu dolaşarak fabrika önüne gelen kitlenin önüne polis yine barikat kurarak fabrikaya yaklaştırmadı. Grevci çemen işçileri bu duruma “Biz yıllardır bu fabrikada çalışıyoruz. Burası bizim fabrikamız, kendi fabrikamızın önüne gidemeyecek miyiz” diyerek tepki gösterdiler.
GREV ÇADIRI KURULDU
Grevin 37. Gününde işçilerin başından beri talebi olan grev çadırı da kuruldu. Daha önce sendika yöneticilerinin Rıdvan Budak’ın geldiği gün kurulacağını duyurdukları ancak daha sonra patronun açtığı davanın görüleceği günün beklenmesi gerekçesiyle ertelenen grev çadırı işçilerin ısrarı sonucu kuruldu. Fabrika önünde işçilerin Rıdvan Budak’a “Biz bugün çadırımızı kurmak istiyoruz” diyerek kararlı tutum sergilemeleri üzerine Rıdvan Budak çadır konusunda polisle görüştü. Polisin izin vermeyeceklerini söylemesi üzerine Budak “ Biz çadırımızı kuruyoruz, sizde gidip benim hakkımda dava açın” diyerek çadırın kurulması talimatını verdi. Bunun üzerine işçiler elbirliğiyle çadırı kurmaya başladı.
DAVAYI İŞÇİLER KAZANDI
Çemen Tekstil patronunun grevin kendisine geç bildirildiği, yasal süreçten erken başladığı ve yasa dışı olduğu gerekçesiyle açtığı davanın ikinci duruşması da dün görüldü. İlk duruşması 11 Şubat’ta görülen ve hakimin eksik evrakların tamamlanıp incelenmesi için ertelediği dava dünkü duruşmada karara bağlandı. Tarafları dinleyip delilleri inceleyen hakim patronun iddiasını reddederek sendikayı haklı buldu. Mahkemenin sonucunu işçiler sevinçle karşıladılar. Daha önce sendikayla masaya oturmak için mahkeme sonucunu beklediğini, davayı kaybederse anlaşmak için masaya oturacağını söyleyen Çemen Tekstil patronunun alacağı tutumsa merakla bekleniyor.
(Gaziantep/EVRENSEL)

DAYANIŞMA BÜYÜYOR
İşçilerle dayanışma da büyüyor. Önceki gün SES Gaziantep Şubesi 25 Aralık Devlet Hastanesi önünde bir basın açıklaması yaparak TEKEL ve Çemen işçilerinin mücadelelerinin yanında olduklarını belirtti. Açıklamada konuşan SES Gaziantep Şube Başkanı Behçet Eşkili TEKEL ve Çemen işçilerinin mücadelesinin bütün emekçilerin mücadelesi olduğunu ve onların kazanması durumunda işçi ve emekçilerin mücadelesinin yolunun açılacağını belirtti. Bir konser programı için Gaziantep’te bulunan Sanatçı İlkay Akkaya da grevdeki Çemen işçilerini ziyaret ederek destek verdi. Grubuyla birlikte grev yerine gelen Akkaya son dönemde işçilerin yaşadığı sorunlara karşı toplumun bütün kesimlerinde duyarlılık oluşmaya başladığını belirterek “Sonuna kadar yanınızdayız” dedi. Akkaya işçilere bir de türkü söyledi.
ÖNCEKİ HABER

Temizöz’ün ‘reddi hakim’ talebine ret

SONRAKİ HABER

Erdoğan, İzmir ve Diyarbakır’ın başbakanı değil mi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...