22 Şubat 2010 00:00
Uyanmanın ve harekete geçmenin tam zamanı
Gebze, sanayi bölgelerini içinde barından bir işçi kenti. Eskiden bu yana sendikalı fabrikaların yanı sıra yeni örgütlenmiş ve örgütsüz yüzlerce fabrika var.
Gebze, sanayi bölgelerini içinde barından bir işçi kenti. Eskiden bu yana sendikalı fabrikaların yanı sıra yeni örgütlenmiş ve örgütsüz yüzlerce fabrika var. Gebzenin adı bu yapısı nedeniyle sürekli sendikalaşma mücadeleleri ve son dönem krizle birlikte yaşanan gelişmelerle anılıyor.
Gebze Sendikalar Birliği ise sadece Kocaelinin değil, Türkiyenin en eski yerel birliklerinden. Petrol-İş Gebze Şubesi de bu birliğin en önemli sendikaları arasında yer alıyor. Bir yandan da Sendikalı ol kampanyası yürüten Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz ve işyeri temsilcileriyle, hem işyerlerinde yaşanan sorunlar ve bunlara karşı yaptıklarını, hem de TEKEL işçilerinin direnişini konuştuk. Yaşanan sıkıntıları anlatan Akyüz, TEKEL işçilerinin direnişiyle birlikte başlayan sürece dikkat çekerek, Uyanmanın ve harekete geçmenin tam zamanı dedi.
Kriz döneminde toplusözleşmeler nasıl geçiyor?
Krizden ilk günden beri işyerlerimizde farklı oranlarda etkilendik. Çalışanlarımızın en az etkileneceği formüller üzerinde durduk. Gönüllü işten ayrılmalar, emekli işçilerin yerine yeni işçi almama, senelik izinlerden kullanmalar ve kısmen de olsa kısa çalışma ödeneğine başvurularla geçinmeye çalışıyoruz. Petrol-İş Gebze Şubesi olarak bütün bu gelişmelerle birlikte toplamda yüzde 10-15 civarı üye kaybımız oldu. Herkes temkinli davranıyor. Önünü görmediği için boşalan kadroları dolduramıyor. Ama 2010 yılında bu boş kadrolar yavaş yavaş doldurulmaya başlandı.
Bu atmosferde 2009 yılında 6, 2010 yılında biri yeni örgütlendiğimiz yer olmak üzere 4 sözleşme imzaladık. Tüm sözleşmelerde belirli oranlarda kazanımlarımız oldu. Tamamı özel. Grup değil tek tek sözleşme yapmamız hayli zor ama krize rağmen iyi sözleşmeler yaptık.
Karşılaştığınız sorunları çözmek için ne yapıyorsunuz?
İşyerlerinde sorun olduğunda ilk önce işyeri temsilciliği kanalıyla çözmek isteriz. Bunun mümkün olmadığı hallerde şube yönetimi olarak devreye gireriz. Şubenin devreye girdiği konularda da çözüm olmayabilir. O yüzden biz tüm eğitimlerimizi buna göre veriyoruz. Böyle durumlarda topyekün çalışanların gücüne ihtiyaç duyulacağını anlatırız. Ve bırakın yeni hak almanın zorluğunu, var olanın korunmasının zorluğunu anlatarak mutlaka birlikte hareket etmek gerektiğini söylüyoruz.
Peki TEKEL direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Haklarını cansiperane koruyan TEKEL işçileri, herkes tarafından örnek alınmalıdır. Ankaranın kış koşullarında 2 aydan daha fazla bir süre bu mücadeleyi vermek kolay değil. Tek cümleyle; bırakın hak almayı, mevcut hakkın korunmasının ne kadar zor olduğunu herkesin görmesi lazım.
Gebze Sendikalar Birliğinin tavrı nedir?
1989 yılından bu yana devam eden Gebze Sendikalar Birliği, Türkiyede en eski sendika birliklerinden biridir. Gebze Sendikalar Birliği olarak çok güzel eylemler, kutlamalar, ortak basın açıklamaları ve dayanışmalar yaptık. Farklılıklarımızı değil ortak noktalarımızı birleştirerek hareket etmekteyiz. Ortak sorunlarımıza karşı da ortak tavırlar ve eylemlilikler koymaktayız. Fakat aynı duyarlılık 4 Şubatta TEKEL işçileri için yapılan dayanışma grevinde gösterilemedi. Halbuki bu, Türkiye de çalışan emekçiler için büyük bir fırsat ve sınavdı. Maalesef sınavı başarıyla geçtiğimiz söylenemez. Önümüzdeki günler için bu tip eksiklikleri önlemek için yol haritası çizmeliyiz. Nedenleri, niçinleri ortaya koyarak bunun değerlendirilmesini yapmamız gerekir. Yoksa korkarım ki, Türkiyede en uzun yıllar süren ve en etkin olan bu birliktelik yara alır. Buna fırsat vermeden eski gücümüzü ve birlikteliğimizi yakalayıp, sonraki olaylarda karşı duruşumuzu birlikte sergileme becerisini göstermeliyiz. Bunu başaracak yapıdayız, başaracağız da. Uyanmanın ve harekete geçmenin tam zamanı. Aksi takdirde bugünleri çok arar duruma gelebiliriz.
(Gebze/EVRENSEL)
SENDİKALI OL!
Bölgede Sendiklı ol adı altında örgütlenme kampanyası başlattınız. Kampanya ne durumda?
Biz şube olarak toplusözleşmelerimizin ağırlıkta olmadığı dönemlerde örgütlenmeye de ağırlık veririz. Bunu 2006da yaptık ve 1070 olan üye sayımızı 2 bin 200lere getirdik. 7 işyerini 13e çıkardık. Tabii krizin etkileriyle bu sayıda düşüşler yaşadık, ama 2009 ve 2010daki örgütlenmelerle bunu telafi ettik ve işyeri sayımızı 15e çıkardık. Bunu Sendikalı ol kampanyası olsa da olmasa da yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Burada Sendikal ol kampanyası ile Petrol-İş olarak Türkiyeye mesaj veriyoruz. Haklarını bilmeyenlere haklarını hatırlatmanın yanı sıra bu hakların örgütsüz elde edilmeyeceği bilincini veriyoruz. Umarım tüm konfederasyonlar da bu tür çalışmaların içinde olurlar. Böylece gelecek kuşaklara güzel bir gelecek bırakabiliriz. Çocuklarımızın yüzüne bakacak yüzümüz olur.
Muhammet Uludağ