23 Şubat 2010 00:00
BAŞYAZI
Ergenekon davasının Balyoz Eylem Planı soruşturması çerçevesinde yapılan dalgası dün gerçekleşti.
Ergenekon davasının Balyoz Eylem Planı soruşturması çerçevesinde yapılan dalgası dün gerçekleşti. Yirmiden fazla ayrı adrese yapılan baskınlarda, aralarında eski iki kuvvet komutanı ve eski 1. ordu komutanının da bulunduğu emekli orgeneral, korgeneral, tümgeneral ve albaylar gözaltına alındı. Geleneğe bakılırsa, Ergenekon soruşturmasının bu dalgasına Generaller Dalgası deneceğini söyleyebiliriz.
Generallerin operasyonunun, Balyoz Eylem Planı belgelerinde ıslak imzaları olan emekli generalleri ve muvazzaf subayları kapsadığı ve bu gözaltına alınanların, büyük ölçüde bu planla ilgili olduğu belirtiliyor. Bu kapsamda ele alındığında ve Balyoz Eylem Planında 33ü general 166 subayın imzasının olduğu göz önünde bulundurulduğunda, gözaltına alınanların daha da artması sürpriz olmayacaktır.
Balyoz Eylem Planı ortaya çıktığında iki soruşturma başlatılmıştı. Bunlardan birincisini Ergenekon savcıları, ikincisini ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı yürütüyordu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, olay sonrası yaptığı basın açıklamasında, Lanetliyorum! diye gürlemiş; bu konuda Kara Kuvvetleri Komutanlığının soruşturma başlattığını, en kısa zamanda varılan sonucun kamuoyuna açıklanacağını duyurmuştu. O zaman bir hafta içinde bu araştırmanın tamamlanacağı söylenmişti; ama bu soruşturma, ancak önceki gün tamamlandı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının yaptığı araştırmada ulaşılan sonucun, Genelkurmay Başkanlığına sunulduğu açıklandı.
Operasyonun, Kara Kuvvetlerindeki soruşturmanın tamamlanmasına paralel olarak ortaya çıkması, operasyonun Genelkurmayın bilgisi dahilinde olması ihtimalini artırmaktadır. Çünkü daha kısa bir süre önce Erdoğan, bu operasyonları da kastederek; Genelkurmay Başkanı Başbuğ ile paslaşarak ilerlediklerini övünerek anlatmıştı. Bu yüzden de dün başlatılan operasyonun, Genelkurmayın bilgisi dahilinde olması ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Dahası; operasyonunun, bir yandan 1. Ordu Komutanlığını ve Harp Akademilerini, bir yandan da Özel Kuvvetler Komutanlığının faaliyetlerini kapsaması, Balyoz Eylem Planının, 1. Ordu Komutanlığının emir komuta zinciri içinde olmayan (Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı dışında) bir faaliyeti olarak gösterilmesi olasılığını güçlendirmektedir.
Gözaltı listesine bakıldığında; dün yapılan operasyonun, Ergenekon soruşturmasının en kapsamlı, en derin ve en önemli operasyonu olduğunu söyleyebiliriz.
Dahası; dün gözaltına alınan kişilerin adları, daha önce de Ergenekon davasıyla bağlantılı olarak geçmiş; Ergenekon davasının seyrini eleştiren pek çok kişi de, -davanın asıl failleri dışarıda ama- bu soruşturmaya ucundan kıyısından bulaşmış olanların, aylardır içeride tutulduğunu söylüyorlardı. Dışarıdakilerden kasıt da, en başta Darbe Günlüklerini kaleme aldığı belirtilen Özden Örnek, bu günlüklerde adı sıkça geçen İbrahim Fırtına ve kimi generallerdi.
Peki böylece, giderek bir AKPye karşı olanlar soruşturması mecrasına sürüklenen Ergenekon soruşturmasının, bir kontrgerilla davasına dönüşmesi olanaklı olacak mıdır?
En önemli soru budur. Ama sorudan da önemlisi, bu soruya olumlu yanıt verilip verilememesidir.
AKP Hükümeti ve Ergenekon savcılarının izlediği yola bakılırsa, bu soruya olumlu yanıt vermek zordur. Tersine; sorunu yine AKPye karşı bir darbe planı, camiye bomba atılacak mıydı atılmayacak mıydıya indirgeyecek bir generaller davasıyla, Ergenekon davası ancak fiyaskoya götürülür!
Bunca bilgi ve belgeyi, bunca gerçekleşen darbe, faili meçhul, kayıp, sayısız provokasyon ve katliamı görmezden gelen bir Ergenekon davası; suçlanan generallerin sayısını artırarak sansasyonu büyütür, ama bu davayı bir kontrgerilla davası olarak başarıya götürmesi çok zordur.
İHSAN ÇARALAN