24 Şubat 2010 00:00

KOMUTANLAR DOĞRUDAN ADLiYEYE


Balyoz Darbe Planı iddiaları, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde şimdiye kadar gerçekleşen en geniş kapsamlı gözaltı dalgasını da beraberinde getirdi.
Dokuz ilde düzenlenen operasyonlarda, aralarında general ve subayların da bulunduğu 49 kişi gözaltına alındı. Söz konusu kişiler, diğer şehirlerden İstanbul’a getirildi. 49 kişiden 29’u İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü’nde, 20’si ise İstanbul Merkez Komutanlığı’nda tutuldu. Dün ilk etapta sabah saatlerinde 8 asker Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
SORGU BAŞLADI
Adliyeye ilk getirilen isim ise eski Güney Deniz Saha Komutanı Lütfü Sancar oldu. Adliyede sorgusu bitenlerden 6 kişilik bir grup daha adliyeye sevk edildi. Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz de ifade için adliyeye getirildi. Tutuklu Ergenekon sanığı Albay Cengiz Köylü, Balyoz soruşturması kapsamında adliyeye götürüldü. Savcılık katına çıkarılan askerlerin sorgusuna başlandığı belirtildi. Ardından, adliyede işlemleri bitenler sırayla Beşiktaş’a getirildi.
MUVAZZAFLAR ADLİYEDE
Dün yine güne Balyoz soruşturmasıyla uyandık. Gözaltına alınan muvazzaf subaylar adliyeye getirildi. Subaylar, Beşiktaş Adliyesi’ne iki araçla geldi. Öndeki araçta korumaların olduğu dikkat çekti. Subaylar, arkadaki araçtan inip savcının yanına götürüldüler.
BAŞSAVCI VEKİLLERİ DE SORGUYA KATILACAK
Bu arada, eski kuvvet komutanlarının emniyette sorgulanmayacağı belirtildi. Sanık avukatlarının iddialarına göre Adalet Bakanlığı, 2006 yılında devlet memurlarının yargılanması ile ilgili bir genelge çıkardı. Bu genelge nedeniyle kuvvet komutanlığı yapmış olan kişilerin ifadesi ancak başsavcılar tarafından yürütebiliyor.
BDP: 12 EYLÜL'E DOKUNMADAN OLMAZ
“Balyoz” soruşturması, BDP grubunun da gündemindeydi. BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak, "12 Eylül darbecilerine dokunmayan bir soruşturma, yeterli olmaz" mesajı verdi.
(İstanbul/EVRENSEL)

YAŞAR BÜYÜKANIT KENDİSİNİ SAVUNDU
BALYOZ operasyonuyla yaşanan gözaltıların ardından, gözler, 27 Nisan’da e-muhtıra veren Büyükanıt’a çevrildi. Acaba operasyon ona kadar uzanacak mıydı? Bu sorunun cevabı henüz bilinmiyor ama Büyükanıt, ‘Bizzat ben kaleme aldım’ dediği bildirinin bir muhtıra olduğunu kabul etmiyor. 27 Nisan bildirisi, Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahaleye dönük “e-muhtıra” olarak nitelenmişti.
Büyükanıt, Fikret Bila’ya şunları söyledi: “27 Nisan’a muhtıra dediler, demeye devam ediyorlar. Muhtıra böyle olmaz. Muhtıranın tarihimizde örnekleri vardır. 27 Nisan’a muhtıra diyenler, ya muhtıranın anlamını bilmiyorlar veya 27 Nisan bildirisini okumamışlar. 27 Nisan bir muhtıra değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale değildir. 27 Nisan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin laiklik konusundaki duyarlılığının dile getirilmesidir. Başka bir şey değildir.”

ORDU SESSİZ KALMAZ!..
Türkiye’de gündemi değiştiren gözaltılar, dış basında da yankı buldu. Guardian, “Gözaltılar tutuklamaya dönerse, ordu sessiz kalmayacaktır”; BBC, “Laik kurumlar ile AKP arasındaki mücadele sürüyor” ifadesini kullandı.
Financial Times, “Bu operasyon muhtemelen kökleri siyasi İslama dayanan iktidardaki AKP ile, ordu ve yargı içinde ona karşı olan geleneksel laik kesim arasındaki gerginliği iyice tırmandıracak” yorumunu yaptı.
Guardian’ın haberinde görüşü aktarılan Türk Ordusu konusunda uzman Gareth Jenkins de operasyonun büyük bir krize yol açabileceğini söyledi. Gelişmeleri iki otoriter güç arasındaki iktidar mücadelesi şeklinde yorumlayan Jenkins, şöyle devam etti: “Şimdi savcıların bu gözaltıları tutuklamaya çevirmek için dört günleri var. Eğer bu gerçekleşirse, ordu katiyen sessiz kalmayacaktır.”
Daily Telegraph, gelişmeleri aktardıktan sonra “Türkiye’de ordu, 1960’dan bu yana dört hükümet devirdi ama Avrupa Birliği üyelik süreci, ordunun seçilmiş politikacılara müdahale olanağını iyice kısıtladı” diye yazdı.

Evrensel'i Takip Et