24 Şubat 2010 00:00

Bakırcılar’da sömürü çarkı

BEYLİKDÜZܒnde kurulu Bakırcılar ve Pirinççiler Sanayi Sitesi’nde sömürü çarkı dönmeye devam ediyor.

Paylaş

BEYLİKDÜZܒnde kurulu Bakırcılar ve Pirinççiler Sanayi Sitesi’nde sömürü çarkı dönmeye devam ediyor. Sanayi sitesi etrafında kurulu lüks alış veriş merkezilerinin, rezidansların içindeki yaşamla, site içerisindeki yaşamlar çok farklı. Birinde keyifle alışveriş yapılırken, özel yapılmış konutlarda ikamet edilirken, yan taraf evine gidecek yol parası bulamayanlarla dolu.
Site içinde sabahın ilk ışıklarıyla dalgın yürüyenler, hızlı adımlarla işlerine yetişmeye çalışanlar, bir yandan iş arayanlar üçerli ve beşerli geziyorlar. Önümüzde bir grup gidiyor, diğer grup geliyor, birbirlerine selam veriyorlar. Muhtemelen birbirlerini tanıyorlar. Önümüzden geçen grupla selamlaşıyoruz, “Nereye gidiyorsunuz?” deyince önce şaşırıyorlar sonra “İş arıyoruz” diye yanıt veriyorlar. “İki dakikanızı alalım” demeye kalmadan, “Abi bütün gün senin olsun, zaten işsiziz” diyerek teklifimizi kabul ediyorlar.
SİGORTALI İŞ!
Site içinde bir çay ocağına oturuyoruz. Gençlerin beşi de Tepecik’te oturuyor. Bundan birkaç ay önce Cavallo Tekstil firmasında işe girmişler. Yoğun çalışma koşulları, sabahlamalar ve düşük ücrete karşı hak arayınca işten atılmışlar. Erol söz alıyor ilk önce: “Sigortasız üstelik 370 lira maaş veriyor. Fabrikada her şey var, küfür, dayak ne ararsın hepsi var. İşçilere dönük hakaret ve saldırılar var. Verdikleri yemekten civciv doymaz, günde dört saat fazla mesai karşılığı 6 lira olacak iş değil. Yani anlayacağın mesailer bedavaya geliyor. Sigortalı bir iş olsa hepimiz çalışırız, çünkü buna ihtiyacımız var.” “Peki, siz asgari ne kadar ücret almak istersiniz, ya da geçim standardının alt sınırı nedir?” diye soruyoruz, şu cevabı veriyorlar: “En az 1200 lira olmalı. Bu evliler ve kira vermeyenler için bir ücret. Bekar olanlar 700-800 olabilir.”
5 KİŞİNİN CEBİNDE 1 LİRA VAR
Hemen bir diğeri söze giriyor: “Biz işsiz geziyoruz, sen maaş şu kadar olsun, bu kadar olsun diyorsun, gerçekçi değil. Önce iş bulmamız lazım.” Ve şöyle devam ediyor: “Biz sabah servisle işe geldik, para alacağız diye, fakat ödeme yapılmadı, şimdi ne yapacağız. En az 5-6 saat yürüyerek eve gideceğiz, çünkü 5 kişinin cebinde toplam 1 TL var. İster inanın, ister inanmayın. Bu ilk defa da olmuyor, daha önce de yine böyle yürüyerek eve gittik haşatımız çıktı.”
Bir yandan kendi aralarında şakalaşıyorlar. “Abi kendi aramızda şakalaşmasak hayat hepten çekilmez olur, bari bunu yaparak biraz kendimizi eğlendiriyoruz” diyen gençler yaşadıkları mahalleyi de şöyle anlatıyorlar: “Oturduğumuz mahalle hep işsizlerle dolu, kahveler boş kalmıyor. Bir biz işsiz değiliz. Ailelerimizin işsiz kaldığımızdan haberleri yok, bugün, yarın öğrenecekler.”
“Ben berberde çalışıyordum” diyor bir diğeri, ve devam ediyor: “Sigortalı işim olsun dedim, fakat fabrika başkaymış. Ne sigorta, ne doğru bir çalışma düzeni, bunlara kimse bir şey demiyor. Bakanlık teftişe geliyor, anlaşmalı, sigortasız ve kaçak işçiler teftiş başlamadan arka kapıdan dışarı çıkarılıyorlar.” (İstanbul/EVRENSEL)
Seyit Aslan - Sabri Çetinkaya
ÖNCEKİ HABER

Soğanlık esnafı icra kıskacında

SONRAKİ HABER

İşçinin sırtına basarak büyüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...