25 Şubat 2010 00:00

KADERE BAK!

Balıkesir’deki faciadan sonra maden sahibinin yaşananları değişmez bir kader gibi göstermesi, ‘bu kader hep işçileri mi öldürüyor’ sorusunu akla getiriyor.

Paylaş

Yaklaşık 2.5 ay önce Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde 19 işçinin yaşamını yitirmesinin ardından, facianın adresi bu kez Balıkesir’in Dursunbey ilçesi oldu. Şentaş Madencilik’e ait kömür madeninde önceki gün akşam saat 17.30’da büyük bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu 13 madenci yaşamını yitirdi.
Sendika ve meslek örgütleri tarafından yapılan açıklamalarda 1 Haziran 2006’da gerçekleşen grizu patlamasında 13 maden işçisine mezar olan maden ocağında, bir kez daha aynı vahşetin yaşanmış olmasının hükümetin, patronların her istediğini iki etmeden yerine getirmesi, işçileri köle koşullarında çalışmaya mecbur kılmasının sonucu olduğu belirtildi.
Sendikalar 2006’da AKP Hükümetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in “Bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor” sözleri hatırlatarak bu patlamanın bir kaza olmadığı, işçilere köle muamelesi çeken zihniyetin eliyle işlenmiş bir cinayet olduğunu belirtti.
CESETLER ELMALARLA YANYANA...
Madenin 16-24 vardiyasında 46 işçi görev yapıyordu. Grizu patlaması ve arkasından meydana gelen metan yanması sonucu yaralanan 29 işçi kendi imkanları ile dışarı çıktı. Yaralı madenciler, ambulanslarla çevredeki hastanelere taşındı.
Patlamada yaralanan işçiler, bölgede yanık merkezi bulunmaması ve uzman doktorun olmaması nedeniyle kilometrelerce uzaktaki kentlerdeki hastanelere sevk edildi. Ölen maden mühendisinin cesedi de bir taksinin bagajında götürüldü.
MMO Başkanı Mehmet Torun, kazanın ardından yaşanan aksaklık ve eksikliklere de dikkat çekerek hastanenin yetersiz olduğunu uzman hekimin bile olmadığını belirtti. Patlamada yanan insanların İzmit, İstanbul, Denizli, Balıkesir’e gönderilmek zorunda kalındığını açıklayan Torun vefat eden maden mühendisinin ambulans bulunamadığı için bir taksinin bagajında götürüldüğünü dile getirdi.
Yaşamını yitirenlerin cesetlerinin soğuk hava deposunda gece boyunca elmaların yanına istiflendiğine dikkat çeken Torun, “İnsana değer verilen ülkede bunların olmaması gerekiyor.” dedi.
ÖLÜM MADENCİNİN KADERİ Mİ?
Patlamanın meydana geldiği Şentaş Madeninin Sahibi Erhan Ortaköylü gazetecilere yaptığı açıklamada “Küçük bir kaza değil. Allah kimsenin başına vermesin ama biz madenciler bununla yaşamak zorundayız” dedi.
Aynı madende 2006 yılında meydana gelen patlamada da 17 madenci yaşamını yitirmişti. Olay yerine gelen zamanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, “Madenciliğin tabiatı” demişti.
MMO Başkanı Mehmet Torun da aynı günlerde, özel şirketler üzerinde denetimin artırılması gerektiğini söyleyerek, “Maden Kanunu ile madenlerin denetimini İl Özel İdareleri’ne açmak istiyorlar. Özel İdareler deneyimsiz ve kadro olarak çok yetersiz. Denetim özel idarelere verilirse kazalar daha fazla olur” diye konuşmuştu.
BAKANLIK RAPORLARI DENETİM YOK DİYOR
Son patlamanın ardından gözler yeniden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na çevrilirken, alınacak kararlar merakla bekleniyor. Son olarak 2005’te maden sektörü ile ilgili kapsamlı denetim yaparak maden ocaklarıyla ilgili rapor hazırlayan Bakanlık, ocaklardaki durumun vahametini de ortaya koymuş bir bakıma. Bakanlık müfettişlerince 44 ildeki yeraltı ve yerüstü madeninde yapılan denetimlerde 772 işletmeden yalnızca 47’sinin kurulma izni, 87’sinin de işletme belgesine sahip olduğu ortaya çıkarken, denetimler sonucunda sadece 5 işyeri kapatıldı.
20 GÜN ÖNCE DENETLENMİŞ
Patlamanın nedeni henüz netleşmedi ancak ilk bulgulara göre patlamanın, grizu patlaması sonucunda meydana geldiği tahmin ediliyor. Madende metan gazı biriktiği, dinamit patlatılması sonucu da grizu yanması meydana geldiği iddia edildi.Bu arada Çalışma Bakanlığı’nın madende 20 gün önce denetim yaptığı öğrenildi. (HABER MERKEZİ)

HAYATINI KAYBEDEN MADENCİLERİN İSİMLERİ

Özgür Seçkin (Vardiya Mühendisi, Dursunbey)
İbrahim Saygılı (Dursunbey)
Mustafa Demirel (Dursunbey)
Bünyamin Tuncay (Dursunbey)
Süleyman Duman (Dursunbey)
Muhammer Karaca (Yaylaçayır)
Engin Tanrıkulu (Yaylaçayır)
Serkan Aydın (Kavacık)
İsmail Görlen (Kavacık)
Ali Yaran (Süleler)
Önder Kartepe (Göbül)
Celal Karataş (Odaköyü)
Patlamada yaralananlar:
Balıkesir'e sevk edilen 11 yaralının isimleri: Mehmet Demirel, İsmail Yaren, Ramazan Can, Mehmet Demirel (İsim benzerliği), Ahmet Karaca, Hasan Hüseyin Karaca, Davut Yaren, Talat Tanrıkulu, Ömer Yüksel, Celal Açık, İbrahim Kahraman.
Durumu ağır olan maden İşçileri İbrahim Arslan (45), Arif Bozdemir (28) ve Mehmet Demirel (38) de İzmir Bozyaka

EMEP: FACİANIN SORUMLUSU AKP HÜKÜMETİDİR

Emek Partisi Balıkesir'deki grizu patlamasında 13 kişinin ölmesi üzerine yaptığı açıklamada madenler işçilere mezar olurken AKP Hükümet'inin bu duruma seyirci kaldığını belirtti. Serbest piyasa, kuralsız çalışma, aşırı kâr hırsı, artan işsizlik, kapitalizmin doymazlığının işçileri canından etmeye devam ettiğine vurgu yapılan açıklamada. "Bursa, Mustafakemalpaşa'da 75 gün önce 19 işçinin ölümünden sonra, yeni bir işçi cinayetiyle sarsıldık" denildi.
Açıklamada sendikasız ve dayatılan kölelik koşullarında çalışmaya mahkum edilen işçilerin, işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarından mahrum çalıştırıldıklarının görüldüğüne dikkat çekilerek "Hükümet hâlâ Madenlerde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmemekte direnmekte, sözleşmeleri imzalamamaktadır." denildi.
4 yıl önce aynı madende yaşanan kazada 17 işçinin hayatını kaybettiğinin hatırlatıldığı açıklamada, "Tedbirlerin alınmadığı aynı maden ocağında bir kez daha göz göre göre işlenmiş bir iş katliamıyla, işçi cinayetiyle karşı karşıyayız" denildi.
"Bu bir kaza değil, işçilere köle muamelesi çeken zihniyetin eliyle işlenmiş bir cinayettir"
şeklinde devam eden açıklamada "Hükümet ve aynı zamanda Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı olan maden ocağı patronu bu cinayetin sorumlularıdır. İşçilerin iş güvenliği, sigorta ve sendikalı çalışma taleplerine pervasızca saldıran hükümet, bu tür cinayetlerin işlenmesine her an zemin hazırlamaya devam etmektedir" denildi.
Açıklamada başta işçi aileleri olmak üzere tüm işçi sınıfımıza baş sağlığı, yaralı işçilere acil şifalar dilenirken "İşçi sınıfımızı, sendikaları ve tüm örgütlerimizi işçilerin davasını takip etmeye, işçiler ve işçi aileleriyle dayanışmayı güçlendirmeye çağırıyoruz" denildi

Emek Partisi Balıkesir'deki grizu patlamasında 13 kişinin ölmesi üzerine yaptığı açıklamada madenler işçilere mezar olurken AKP Hükümet'inin bu duruma seyirci kaldığını belirtti. Serbest piyasa, kuralsız çalışma, aşırı kâr hırsı, artan işsizlik, kapitalizmin doymazlığının işçileri canından etmeye devam ettiğine vurgu yapılan açıklamada. "Bursa, Mustafakemalpaşa'da 75 gün önce 19 işçinin ölümünden sonra, yeni bir işçi cinayetiyle sarsıldık" denildi.
Açıklamada sendikasız ve dayatılan kölelik koşullarında çalışmaya mahkum edilen işçilerin, işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarından mahrum çalıştırıldıklarının görüldüğüne dikkat çekilerek "Hükümet hâlâ Madenlerde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmemekte direnmekte, sözleşmeleri imzalamamaktadır." denildi.
4 yıl önce aynı madende yaşanan kazada 17 işçinin hayatını kaybettiğinin hatırlatıldığı açıklamada, "Tedbirlerin alınmadığı aynı maden ocağında bir kez daha göz göre göre işlenmiş bir iş katliamıyla, işçi cinayetiyle karşı karşıyayız" denildi.
"Bu bir kaza değil, işçilere köle muamelesi çeken zihniyetin eliyle işlenmiş bir cinayettir"
şeklinde devam eden açıklamada "Hükümet ve aynı zamanda Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı olan maden ocağı patronu bu cinayetin sorumlularıdır. İşçilerin iş güvenliği, sigorta ve sendikalı çalışma taleplerine pervasızca saldıran hükümet, bu tür cinayetlerin işlenmesine her an zemin hazırlamaya devam etmektedir" denildi.
Açıklamada başta işçi aileleri olmak üzere tüm işçi sınıfımıza baş sağlığı, yaralı işçilere acil şifalar dilenirken "İşçi sınıfımızı, sendikaları ve tüm örgütlerimizi işçilerin davasını takip etmeye, işçiler ve işçi aileleriyle dayanışmayı güçlendirmeye çağırıyoruz" denildi

‘13 ARKADAŞIMIZI YİTİRMENİN ACISINI YAŞIYORUZ’

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ramis Muslu, Patlamayla ilgili bir açıklama yaptı. Kaza nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını ifade eden Muslu, kazanın grizu patlamasıyla meydana geldiğinin anlaşıldığını belirterek, “Kaza öğrendiğimize göre iş güvenliği önlemlerinin alındığı bir maden ocağında meydana gelmiş. Ama yine de bazı eksikliklerin bulunduğunu gösteriyor” dedi.
Muslu; “10 Aralık 2009’da Bursa Kemalpaşa’da bulunan bir ocakta meydana gelen kazada 19 madenciyi kaybetmiş olmanın acısı yürüklerimizdeyken, bu kez Balıkesir Dursunbey’de bir maden ocağında grizu patlaması sonucu 13 madenci arkadaşımızı yitirmiş olmanın acısını yaşıyoruz.
13 şehidimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve madencilik camiasına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dedi.
“Denetim sonuçlarında, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı belirtilse de patlamanın grizu gazından oluşması yine de bazı eksikliklerin bulunduğunu gösteriyor” diyen Muslu ocakta çalışırken patlamayla ölen ve yaralanan madencilerin yanması, güçlü ve alevli bir patlamanın varlığını gösteriyor. Ocak içinde kullanılan tüm elektrikli araç ve malzemenin anti-grizu özelliğinde olması gerekir. Açıklamalar da, ocakta kullanılan araç ve malzemenin bu özelliklere sahip olduğu da belirtiliyor.
Başta kömür üretimi olmak üzere hiçbir alanda üretimden vazgeçmenin doğru olmayacağını belirten Muslu; “Üretimi yaparken, tüm iş sağlığı ve işgüvenliği önlemlerinin eksiksiz alınmasını ve geliştirilmesini, insanı öne çıkaran bir üretim anlayışının hakim kılınmasını istiyoruz” dedi.

‘KÖMÜR OCAKLARI TOPLU MEZAR OLMASIN’

Grizu patlamasında yaşamını yitiren 13 emekçinin yakınlarına başsağlığı dileyen sendikalar, “İş cinayetlerinin sorumluları cezalandırılmalı” talebinde birleştiler.
ZAMBİA BİLE ONAYLADI
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, işçilerin göz göre göre ölüme gönderildiğini vurgulayarak, İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası’nın bir an önce çıkarılması ve önlemlerin hiçbir sınırlama yapılmadan tüm işçiler için uygulanmasını talep etti. Kumlu, Güney Afrika, Zambia, Lübnan gibi ülkelerin bile onayladığı ILO’nun 176 sayılı sözleşmesinin onaylanması gerektiğinin de altını çizdi.
BİR ARPA BOYU YOL ALINMADI
Türkiye Maden-İş Yönetim Kurulu, açıklamasında 2006 yılında aynı ocakta meydana gelen ve 17 madencinin hayatına mal olan grizu patlamasını hatırlattı. “Ülkeyi yönetenler, kömür ocaklarının toplu mezar olmaktan çıkartılması için bir arpa boyu yol gidemedi” vurgusu yapılan açıklamada, “İşyeri iş sağlığı ve güvenliği kurulları”nın etkin olarak çalıştırılması ve sendikal örgütlülüğün olması gerektiği belirtildi. Başbakan’ın ocağın 20 gün önce denetlendiğini söylediğine dikkat çekilen açıklamada, “Denetimler ya sözde yapılmakta, ya da saptanan eksikler yok sayılmakta, etkili yaptırım uygulanmamaktadır” denildi.
OCAKLAR ORTAÇAĞ İLKELLİĞİNDE
Tez-Koop-İş tarafından yapılan açıklamada, Balıkesir Ticaret Odası Meclis Başkanı Erhan Ortaköylü’nün sahibi olduğu madenlerin, her türlü işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinden yoksun, insanlık dışı çalışma koşullarında, sendikaya üye olan işçilerin işten atıldığı ve hiçbir sendikanın olmadığı, bilirkişi raporlarıyla 2007 yılında teknik yetersizlikleri tescil edilmiş “Ortaçağ ilkelliğinde işletilen ocaklar” olduğu vurgulandı. Açıklamada, taşeronlaştırma, özelleştirme, kayıt dışı çalıştırma ve sendikasızlaştırma gibi emek düşmanı politikaların iş cinayetlerinin nedeni olduğu belirtildi.
2010 İÇİN ENDİŞELİYİZ
KESK Genel Başkanı Sami Evren de yaptığı yazılı açıklamada, grizu patlamalarına kader deyip geçilemeyeceğini vurguladı. Maden kazalarında 2008 yılında 43 maden işçisinin, 2009 yılında 74 işçinin hayatını kaybettiğini belirten Evren, “Eğer ciddi ve köklü bir zihniyet değişimi sergilenmezse, 2010 yılında yeni bir rekor endişesi taşıyoruz” dedi. Sermaye kesiminin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini, “Maliyeti artıran unsurlar” olarak görmesini eleştiren Evren, hiçbir şeyin insan yaşamından daha değerli olamayacağına vurgu yaptı.
İŞÇİ ÖLÜMLERİNDEN HÜKÜMET SORUMLUDUR!
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi Balıkesir'deki grizu patlamasıyla ilgili yaptığı açıklamada “Ölümlerden hükümet sorumludur” dedi.
“2006’da aynı kömür ocağında grizu patlamasının ardından AKP Hükümeti’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in “Bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor” dediğini hatırlatan Çelebi bu sözlerin, AKP Hükümeti’nin çalışanlara bakışının, iş cinayetlerine göz yummasının ifadesi olduğunu dile getirdi.
Balıkesir’de yaşanan iş cinayetini yerinde araştırmak üzere DİSK/Dev Maden-Sen'den 2 yöneticinin bölgeye gönderildiğini açıklayan Çelebi, yaşamını yitiren tüm işçilerin ailelerine ve işçi sınıfımıza başsağlığı diliyoruz dedi.

Maden risk bölgesindeydi

Gazetemize konuşan MMO Genel Başkanı Mehmet Torun dört yıl önce aynı madende yaşanan kazayı hatırlatarak, “Daha önce yaptığımız ve Evrensel’de yayınlanan bir çalışmamız vardı risk bölgeleriyle ilgili ve o zaman bu maden ocağını da en tehlikeli maden ocaklarından biri olarak belirlemiştik” dedi. Bu çalışma ile ilgili zamanın Enerji Bakanlığı ile çeşitli toplandılar yaptıklarını belirten Torun, 2006 yılında meydana gelen patlamadan sonra bu ocakta çeşitli yatırımlar yapıldığını söyledi. “Bazı teknik yatırımlar yapılmış, erken uyarı sistemi kurulmuştu bu ocakta. Bir kurtarma ekibi oluşturulmuştu. Ancak buna rağmen ikinci bir patlama meydana geldi. Şu anda ocakta inceleme yapan üç mühendis arkadaşımız var. Onların incelemeleri sonuçlanınca daha iyi anlayacağız” dedi.
Torun, 2006 yılındaki patlamada zamanın Enerji Bakanı Hilmi Güler'in “takdir-i ilahi” sözlerine de değinerek, “Maden ocaklarında kazalar kader değildir. Burada en büyük sorumluluk Çalışma Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı'ndadır” dile konuştu.
ÖNCEKİ HABER

ÖZGÜRLÜKLER

SONRAKİ HABER

UZUN MESAFE

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...