01 Mart 2010 00:00

EKONOMİ VE POLİTİKA

Geçen hafta basında çıkmış olan ilginç, ilginç olduğu kadar ürkütücü habere göre Reuters muhabiri...

Paylaş

Geçen hafta basında çıkmış olan ilginç, ilginç olduğu kadar ürkütücü habere göre Reuters muhabiri Simon Akam, Türkiye’deki imam hatip liselerinde yapmış olduğu incelemede bu modeli çok beğendiğini ve modelin dünyaya örnek olabileceğini ifade etmiş. İlginç doğrusu; bizler Batı modellerini örnek almaya çalışırken, onlar bizim modelimizi yüceltiyorlar! İlgili kişinin diğer bir tespiti de imam hatip modelinin radikal İslam akımını frenleyeceği imiş. Demek ki, bu model kendileri için değil uyutmaya yönelik olarak İslam alemi içinmiş! Soğuk savaş esnasında bize ve çoğu Ortadoğu ülkelerine yutturulan İslamlaştırma modelinin örgütlü eğitim alanındaki yansıması niteliğindeki imam hatip modelinin, Reuters’i ilgilendirmesi, dikkate alınması gereken bir noktadır.
İmam hatip okullarının laik ülkeler eğitim sisteminde yeri yoktur. Bu ifade, İslama karşı olmak anlamında değil, ama dinin siyasete alet edilmesine, yani dinciliğe karşı olmak anlamında bir söylemdir. Laiklik ve bireysel özgürlükler anlayışı bireylerin din anlayış ve yönelişlerinde serbest olmasını emrederken, aynı zamanda din konusunda açık veya örtülü olarak baskı altına alınmasını da yasaklar. Giderek yaygınlaşan imam hatip modeli, siyasi çevrelerin de sempati ve müsamahasıyla, gençleri siyasi baskı altına alma aracı olarak işlev görerek, dinci siyasetin arka bahçesini oluşturmaktadır.
İmam hatip modeli iki açıdan eleştirilebilir. Birincisi; imam hatip eğitim sistemi, pedegojik açıdan, yaratıcı eğitim yönteminin temelini oluşturan kuşkuculuk ve reddediş anlayışına terstir. Skolastik dinsel eğitimin, özellikle de zamanımızdaki anlayış ve pratiği de dikkate alındığında, oldukça yanlış uygulama biçimi ile inanma ve tartışmama esasına dayalı olduğundan, bilimsel yaklaşımların pedagoji yöntemine terstir. Bu yaklaşımla sürdürülen eğitim sistemi, özgür düşünce sahibi birey yerine yukarıdan denetlenebilir ve inanma yöntemine bağlı kütleler üretir. Böylesi toplumlar yaratıcılık ruhundan yoksun olarak, bilimsel ve teknolojik atılımlar alanında başarı sağlayamaz. Çağımızın teknoloji çağı olduğu ve ulusların ayakta kalmalarının tek koşulunun teknolojik alanda yapacakları atılımlar olacağı bir ortamda, yaratıcı eğitim sistemi yerine skolastik eğitim sisteminin ikame edilmesinin, Batı emperyalizmine hizmet anlamına geleceğinden kuşku duyulmamalıdır.
İmam hatip anlayışı ve bu sistemde sürdürülen eğitim pedagojisinin ikinci olumsuz etkisi de hiyerarşik ilişkinin “totem” haline getirilmesi ve böylece özgür bireyler yerine, biat kültürüne sahip mutlak anlamda itaatkar kütleler oluşturma eğilimi taşımasıdır. Böyle bir eğilim, günümüzde sıkça tartışılan birey için devlet anlayışı ile taban tabana zıttır. Ancak, böyle kütleler emperyalizm için fevkalade uygun yapılar oluşturduğu gibi, hükümetler açısından da arzulanır yapılardır. Gelişmekte olan ekonomilerin özgürleşme ve aydınlanla yolunda hemen hiçbir çaba içine girmemeleri; tam tersine, dincilik karanlığına yönelmeleri, kendi çıkarlarına değil emperyalistlerin çıkarlarına hizmet etmektedir.
Güce biat anlamındaki “totem”e itaat, giderek yoksullaşan çevre ekonomilerinde kütlelerin soyal kalkışlarını frenlemede ve baskılamada büyük bir işleve sahiptir. Bu tür yapılanmalarda devlet-birey ilişkisi normalleşemez ve baskıcı toplumların oluşması gündeme gelir. Hal böyle olunca, kutsal totem anlayışının başat olduğu toplumlarda, dinciliği ve totem yerine geçen tarikat yapılarını yıkmadan bireyselleşme ve özgürleşme taleplerini gündeme getirmek, ancak kasıt veya cehaletle açıklanabilir. Reuters gibi bir kuruluşun imam hatip liselerini incelemeye kalkması, incelemesi sonucunda olumla kanaate varması, ne eğitim ne de din sosyolojisi açısından samimi bir yaklaşım olarak görülebilir. Reuters muhabiri türü davranışlar, çevresel konumlu ekonomilerin değil, merkez emperyalist ekonomilerin çıkarlarını güden siyasal bir yaklaşım olarak görülebilir. Reuters muhabirinin, bu denli beğendiği eğitim sistemini hangi dünya için önerdiği de oldukça anlamlı değil mi?!.
İZZETTİN ÖNDER
ÖNCEKİ HABER

Terör algısından kurtularak masaya oturulmalı

SONRAKİ HABER

Kural yok, hak yok, itiraz yok!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...