02 Mart 2010 00:00
isyan çıglığı
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 3. Bileşenler Kurultayı, yaşam alanlarında madencilik yapılanların isyan çığlığına dönüştü.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 3. Bileşenler Kurultayı, yaşam alanlarında madencilik yapılanların isyan çığlığına dönüştü.
27-28 Şubatta gerçekleştirilen kurultayın özellikle ikinci günü, ülkenin dört bir yanından gelen yurttaşlar, yörelerindeki madencilik faaliyetlerinin çevreye, tarıma ve sağlıklarına olan etkilerini anlattılar. Kurultaya katılan TBMM Madencilik Sektörünü Araştırma Komisyonu üyesi 3 milletvekiline çığlıklarını duyurmaya çalışan yurttaşlar, milletvekillerinden, bir avuç sermayedarın değil canı yanan halkın sesini duymalarını istediler.
Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde 27 Şubat Cumartesi günü Dönem Sözcüsü Av. Berrin Esin Kayanın konuşması ile açılan EGEÇEP 3. Bileşenler Kurultayının ilk gününde, platformu oluşturan bileşenlerin temsilcileri söz aldılar. EGEÇEPin işleyişi ile ilgili tartışmaların da yapıldığı birinci gün, yeni yürütme kurulu ve komisyonların seçimi de gerçekleştirildi.
Kurultayın ikinci günü, EGEÇEP Yaşam Savunusu Ödüllerinin hak edenlere verilmesi ile başladı. Ödül töreninden sonra, Çepeçevre Yaşam programının Kışladağ Altın Madeni ile ilgili 19 dakikalık özet bölümünün gösteriminin ardından, Prof. Dr. Beyza Üstün geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz Prof. Dr. Türkel Minibaşla ilgili fotoğraflardan oluşan bir sunum gerçekleştirdi.
MADENCİLİK TARTIŞILDI
Belgesel gösteriminin ardından yapılan Madenciliğin Yaşam Alanlarına Etkileri konulu panele, TBMM Madencilik Sektörü Araştırma Komisyonu Üyesi AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, MHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da katıldı. Av. Arif Ali Cangı tarafından yönetilen panelde ilk olarak konuşan Yeşil Artvin Derneği Sözcüsü Bedrettin Kalın, Cerattepede yapılmak istenen altın madenine karşı verilen mücadeleyi bir başarı öyküsü olarak anlattı. Metalürji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemalettin Küçük, yargı kararlarının uygulanmadığını dile getirerek, Çünkü hukuk güçlüden yana, biz hukuku toplumsallaştırırsak bu tür olumsuz etkileri o zaman ortadan kaldıracağız diye konuştu.
KİMLERİ DİNLEMİŞLER!
Panelde konuşan Meclis Madencilik Sorunları Araştırma Komisyonu Sözcüsü MHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz, komisyon olarak şimdiye kadar birçok kurum ve kişi ile görüştüklerini söyledi. Cengizin görüşüne başvurdukları bilim insanları arasında saydığı Prof. Dr. Caner Zambak ve Prof. Dr. Ali Esat Karakayaya, salondan yoğun tepki geldi. Salondan birçok kişi, Dinlenecek en son kişileri dinlemişsiniz. Bunlar bilim insanı değil altın şirketlerinin adamı derken, tepkilere şaşıran Cengiz, bu tepkileri Herkesi dinleyeceğiz diye yatıştırmaya çalıştı.
Paneldeki konuşmaların ardından ülkenin dört bir yanından gelen yaşam savunucuları, bölgelerindeki alanlarla ilgili konuşmalar yaptılar. Siyanürlü Altına Hayır, Ölüler Altın Takmaz önlükleri giyerek kürsüye gelen İnay köylüleri adına İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalının, Kışladağda yok edilen doğayı, sakat doğan kuzuları ve zehirlenen insanları gösterdiği sunumu ve konuşması, salonda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. (İzmir/EVRENSEL)
MUHABİRİMİZE ÖDÜL VERİLDİ
EGEÇEP 3. Kurultayında bu yıl ikinci Yaşam Savunusu Ödülleri verildi. Prof. Dr. Beyza Üstün, Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Ufuk Uras, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, İnaylı ve Karaayıtlı kadınların da aralarında olduğu 9 kişiye verilen Yaşam Savunusu Ödüllerinden birisi de gazetemizin muhabiri Özer Akdemire verildi. Akdemirin, Evrensel Gazetesi ve Hayat Televizyonunda yaptığı haberler ve programlarla yaşamı titizlikle savunduğu için bu ödüle layık görüldüğü belirtildi. Muhabirimiz törende yaptığı konuşmada, Bu ödülü aylardır Ankara sokaklarında direnen TEKEL işçilerine ve yine onlarla yaşıt bir mücadele örneği sergileyerek Yuvarlakçayın kıyısına kurdukları çadırlarda sularını, ormanlarını savunan Köyceğiz Yuvarlakçay köylülerine armağan etmek istiyorum. Yaşamın nasıl savunulacağını gösteriyorlar çünkü diye konuştu.
GÖRECEKSİNİZ Kİ TARİH YAZACAĞIZBergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç: Bergamada cevher bitiyor ve Kozaka göz diktiler. Senaryo aynı; rüşvetler, muhtarlıklara yapılan işler vs... Her zaman aynı yalanla aldatılabiliyoruz. Bizim oradaki şirket, deyim yerindeyse kasabanın şerifi gibi davranıyor. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan: Burada çıkan bütün bu sesler şunu ifade ediyor: Çevreyi, doğayı, kültürü tahrip edenler, kimsenin ırkına, diline, dinine, bakmadan, hiçbir ayrım yapmadan vahşi çarkını işletiyor. Bu vahşi kâr hırsı karşısında toplum bilincinin geliştirilmesi, demokratik toplumsal hakların kullanılması, mitingler düzenlenmesi önemli. Bergama Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Erol Engel: Bergama bize şunu öğretti: Bergama ilk defa sokağa çıktı ve anlı şanlı yargı kararları aldırdı. Türkiyede nerede çevre mücadelesi, hak arama mücadelesi varsa, insanlar yüzlerini Bergamaya dönerek ilham aldılar.Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür: Erzincanda çalışma yapan Rio Tinto, yüzde 20sini Türkiyeden bir şirkte devretti. Bu şirket, Başbakanın damadının genel müdür olduğu Çalık Madencilik Şirketi. Türkiyede artık stratejik ortaklıklar var ve ne yazık ki bunlar gelecekte önümüze farkı hukuksal yapılar çıkaracak. Prof. Dr. Ali Osman Karababa: Başta kanserler olmak üzere hastalıklar artacak maden bölgelerinde. Hükümetin, madenciliğin yapılacağı alanlarda sağlık araştırmalarına izin vermesi ve buna kaynak sağlaması gerekli. İzmir Tabip Odası adına Dr. Oya Otyıldız: Efemçukurundaki kayaçların kazılması halinde oradaki arsenik yeraltı sularına karışacak. İzmir bir kanser şehri haline gelecek. Ben İzmir Tabip Odası üyesi olarak çığlık atıyorum.Elele Hareketi Dönem Sözcüsü Ertuğrul Barka: Anayasa Mahkemesinden kararlar çıkıyor; ancak siyasi iktidarlar, sömürgecilerin çıkarları için bunları uygulamıyor. Halk da çaresiz olduğu düşüncesine kapılıyor. Ulukışla Hasangazi Köy Meclisi Başkanı Hüseyin Özçelik: Güç bizde. Göreceksiniz ki tarih yazacağız, o işletmeyi oraya kurdurmayacağız. TEKEL işçileri nasıl konuşuyorsa biz de öyle konuşacağız. Gerekirse parlamentoyu basacağız, hesap soracağız.