03 Mart 2010 00:00
iŞiN ASLINI SÜMERBANKLILARA SOR
GÜLCAN Ergen, 2004te kapatılan eski Bakırköy Sümerbank işçisi... 17.5 yıl emek verdiği fabrika kapatıldıktan sonra 4-cli olarak valilikte çalışmış ve 2 yıl 6 ay sonra da emekli olmuş.
GÜLCAN Ergen, 2004te kapatılan eski Bakırköy Sümerbank işçisi... 17.5 yıl emek verdiği fabrika kapatıldıktan sonra 4-cli olarak valilikte çalışmış ve 2 yıl 6 ay sonra da emekli olmuş.
2004 yılında 850 TL net maaş ve yılda 2 tam 4 yarım ikramiye alan, aylık ortalama 1200 TLyi aşan geliri, 4-cli olarak 430 TLye inmiş olan Gülcan Ergenin yaşadıklarını, kendi ağzından dinledik: Ücretim düştüğü gibi bir de sözleşmeli çalıştığımız için 6 ayda bir SSKda bilgi güncellemesi yaptırmamız gerekiyordu. Üstelik bacaklarımda çok ciddi rahatsızlık olmasına rağmen, yeni sağlık sigortası sistemine göre ayda iki defa doktora gitme hakkım oluyordu. Üçüncü kez gitmen imkansız. 3 defadan fazla gidince ücretimden kesiliyordu. Primler tam ödenmediğinden sağlık sigortası ve işsizlik parasından da yararlanmanız mümkün değil! Emekli oluncaya kadar aldığım para 600 TLyi geçmedi. Yine ben şanslı olanlardandım, benim emeklim zaten dolmuştu. Daha uzun süre 4-cli çalışıp da sonra emekli olanlar daha uzun, düşük ücretle çalıştılar... Dolayısıyla emekli aylıkları da çok düşük bağlandı. Hâlâ bu koşullarda çalışan arkadaşlarım var.
DİRENİŞ VE YANLIZLIK
4-c kapsamına geçen arkadaşlarından Samsuna, Tokata gidenler olmuş. Okullara, sağlık ocaklarına, çeşitli devlet dairelerine dağıtılmışlar. Okullardaki arkadaşları daha ağır ve uzun çalışma koşullarına sahip. İstanbul Bakırköy Sümerbank Fabrikası işçileri, 1996 yılından 2004 yılına kadar özelleştirmeye karşı önemli direnişler gerçekleştirdi. Hükümetler, 2 kez özelleştirme kararını yırtıp atmak zorunda kaldı. Ergen, süreci şöyle özetliyor: 1999 yılında tazminatlarımız bile hesaplanmış ve tam yolun sonuna geldik derken, 12 günlük fabrika işgali yaşandı. Ancak biz ülke çapında 40 işyerindeki işçi arkadaşlarla hiçbir zaman bir araya gelemedik. Yani biz hep tek Sümerbank fabrikası olarak mücadele ettik. 4-cli olmak sadece ücret düşüklüğü, çocuklarını okutamamak, açlığa mahkum olmak değil. Örgütlenme hakkımız elimizden alındı. Örgütsüz, güvencesiz tek başına kalmak, çalıştığın yerde hiç bilmediğin bir işle uğraşmak... 657 sayılı Yasanın 4-c maddesi açıkça bir kölelik yasası. 1933 yıllarında Cumhuriyetin temel taşları sayılabilecek EBK, SEKA, Sümerbank, aklıma daha gelmeyen ülkemizin temel sanayi kuruluşlarında hayatlarını üreterek geçirmiş işçileri, açlığa ve ölüme, sokağa terk etmenin yasal aracıdır.
DERSLERLE DOLU SÜREÇ
Bakırköy Sümerbank işçilerinin önemli bir bölümünün ailelerinin dağıldığını söylüyor Ergen... Çocuklarını okullardan almak zorunda kalanlar olduğunu anlatan Ergen, şunları vurguluyor: Tazminatımla ancak üzerini de borçlanarak ev sahibi olabildim. Bir insanın ekmeğine işine sahip çıkması kadar namuslu ve bir o kadar da onurlu mücadele var mıdır? İnsan hayatında neden yaşar ki? Bizlerin önünde 4-c ve özelleştirme mağduru, dersler çıkaracağımız örnekler yoktu. Bazı şeyler yaşanarak daha iyi öğreniliyor. Şimdi TEKEL işçilerini daha iyi anlıyor ve onların mücadelesini sahipleniyorum. Uzaktan bakınca bazı kendini bilmezler çok yüksek maaş alırken, maaşları düşecek diye eylem yaptıklarını sananlar da var. Tutun ki, öyle oldu diyelim. Kazanılmış haklar vardır, bütün emekçilerin insanca yaşayabilecekleri kadar maaş almaları gerekmez mi? Böyle düşünenlere vekillerin ne kadar çok maaş aldıklarına kafa yorsunlar diyorum. Üstelik de kapatılan ve özelleştirilen hiçbir kamu işyeri, devleti zarara uğratmamıştır. Daha ucuza, kaliteli, dayanıklı şeyler üretiliyor ve ihraç ediliyordu. Ülkemiz dokuma konusunda, 1900lü yılların başında bile yurtdışında sayısızca kaliteli üretim ödülleri almıştır. Bunun için onurlu mücadelelerini bir araya gelerek kazanmaktan yana TEKEL işçisi kardeşlerim şanslılar.
Bu sene 8 Martın kendisi için daha anlamlı olduğunu belirten Ergen, sözlerini şöyle tamamlıyor: 4-cye de hayır demek için 6 Mart Cumartesi günü kadınlarla beraber Kadıköyde mitingde yerimi alacağım.
(İstanbul/EVRENSEL)