03 Mart 2010 00:00

Artan sorunlar sabır zorluyor

Ercan Cengiz, 19 yıl önce ekmek peşinde Erzurum’dan İstanbul’a, Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne gelmiş.

Paylaş

Ercan Cengiz, 19 yıl önce ekmek peşinde Erzurum’dan İstanbul’a, Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne gelmiş. 10 yıllık tersane işçisi olan Cengiz, 34 yaşında. Bunca yıllık emeğinin karşılığında bugün geldiği durumu şöyle anlatıyor: “Her ay 300 lira ücret alıyorum. 400 lira da kira ödüyorum. 2 kredi kartım var, biri icralık. İki kardeşim var, ikisine de ben bakıyorum. Kardeşlerimin geleceği nasıl olacak bunu kestiremiyorum.”
Gebze’nin Mimar Sinan Mahallesi’nde oturan Ercan Cengiz, kriz nedeniyle bir süre işsiz kalmış. Şimdi ise İstanbul Tersanesi’nde çalışıyor. Çalıştığı 10 yıl boyunca çok şeye tanık olduğunu anlatan Ercan Cengiz, tersane patronlarının ve taşeronların kriz fırsatçılığı yaptığını söyledi. Patronların gelirlerinin eskiye göre iki kat arttığına dikkat çeken Cengiz, “Çünkü işçilere ücret ödenmiyor. Sosyal hak verilmiyor” diye konuştu.
PARA KAZANSINLAR DİYE
İş güvenlik tedbirleri almayan tersane patronlarının, işçilere maske takmadıklarında 50 lira para cezası kestiğini ifade eden Cengiz, bu ikiyüzlülüğe tepki gösteriyor: “Tersanelerde ölümle burun buruna çalışıyoruz. Yangın tehlikesi olan ve gaz sızıntısı olan yerlerde hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor. İş güvenliği personelleri patronun ihtiyaçlarına göre ‘tedbir’ alıyor. Gaz sızıntısını görmezden gelenler, maske takmadı diye işçiye para cezası kesiyor. İş güvenlik tedbirleri, işçinin sağlıklı çalışması için değil patronun para kazanması için uygulanıyor.”
Özellikle krizle birlikte iş güvenliği diye bir kavram kalmadığına dikkat çeken Cengiz, bunun yanı sıra ücretlerin yarısının ödenmediğini; yol parası, sigorta gibi hakların da ortadan kaldırıldığını anlattı.
HÜKÜMET VE PATRONLAR ANLAŞMALI
Krizden hemen önce tersanelerde yaşanan iş cinayetleriyle ilgili çok büyük kamuoyu oluştuğunu söyleyen Cengiz, hükümetin mecburen birkaç tersaneyi bir süreliğine kapattığını kaydetti. Bunların göstermelik olduğunu, patronların ve taşeronların bu cezaları ciddiye almadığını vurgulayan Cengiz, “Zaten hükümetle tersane patronları anlaşmalıydı” dedi.
Krizi fırsat bilen patronların, öncelikle bilinçli işçi önderleri olmak üzere toplam 20 bin işçiyi kapı önüne koyduğunu söyleyen Cengiz, işçilerin işsiz kalma korkusu nedeniyle birleşemediğini belirtti. İşçilerin birçoğunun psikolojisinin bozulduğunu ifade eden Cengiz, şöyle devam etti: “Tersane işçileri bu sorunlarını aşabilirlerse, büyük bir patlamaya neden olacaklar diye düşünüyorum. Ama öncelikle işçilerin korkularını aşmaları gerekiyor.”
“İşçiler olarak aslında ülkedeki birçok gelişmeleri takip ediyoruz. Kürt açılımı, Alevi açılımı, Ergenekon… Bunları tartışıyoruz. Kürt açılımı konusunda hükümet bir icraat yapamadığı gibi sadece işçileri birbirine düşürdü. Ortam gerildi. Alevi açılımı açısından da böyle. Sadece söylem var” diyen Cengiz, Ergenekon meselesinde işçilerin çoğunun “Askere haksızlık yapılıyor” fikrinde olduğunu ve AKP’den memnun olmadığını söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)

TEKEL İŞÇİLERİ ÖRNEK OLMALI

Bu hükümeti değiştirmek isteyenlerin öncelikle kendi hakları için mücadele etmesi gerektiğini anlatan Cengiz, sözlerini şöyle tamamladı: “TEKEL işçileri örnek olmuştur. Ama işçilerin çoğu TEKEL işçilerinin neden mücadele verdiğini bile bilmiyor, 4-c ne demek bilmiyoruz. Tersane işçileri olarak kendi sorunlarımıza sahip çıkmıyoruz. Bu bölgedeki 2 sendika da işçilere uzak mesafede. Ne işçileri aydınlatıyorlar ne de örgütlemeye çalışıyorlar. Siyasi partiler ve kurumlar da aynı tarzda davranıyorlar. Çoğu zaman işçi ölümlerinde ortaya çıkıyorlar. Eğer işçileri anlayan ve sorunları anlatan bir çalışma olursa, tersane işçileri TEKEL işçileri gibi mücadele edebilir. Bir süre sonra bunu yapacaklar zaten, çünkü koşullar gittikçe ağırlaşıyor.”
Erdem Geyik
ÖNCEKİ HABER

İŞÇİLERİ TEZGAH BAŞINDAN EVLERİNE GÖNDERİYORLAR

SONRAKİ HABER

Sendika düşmanlığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa