04 Mart 2010 00:00
DEVLET VE BABA
Baba dedikleri devlet gerekli önlemi almadığı için Balıkesir Dursunbeydeki bir maden ocağında göçük altında kalan...
Baba dedikleri devlet gerekli önlemi almadığı için Balıkesir Dursunbeydeki bir maden ocağında göçük altında kalan işçilerden sağ kurtulanlar hâlâ devletin şefkatli yayını göremiyor. Üstelik kazanın ardından artık bir gelenek haline gelen yardım sözlerine rağmen. Ambulanslarla İstanbula nakledilen ağır hastaların feribotla gitmesi için gereken 55 TLyi bile ödemeyerek, ambulansların daha uzun olan karayolundan gitmesine neden olunduğu ortaya çıktı.
Aynı olayda oğluyla birlikte başka bir ambulansta bulunan baba ise 55 TLyi ödeyerek oğlunun bir an önce hastaneye yetişmesini sağladı.
Dursunbeyde meydana gelen grizu patlamasının ardından yaralanan hastaların İstanbula sevki sırasında iki ambulansın Yalovadaki feribot iskelesinden geçişine izin verilmedi. Gerekçe ise 55 TLlik taşıma ücreti. Hastaların acil olarak hastanelere ulaştırılması zorunluluğu da umursanmadı. Bunu üzerine ambulans şoförleri, deniz yerine karayoluyla İstanbula gitmek zorunda kaldı. Bu yüzden 2 saat gecikme oldu. İşçilerin yakınlarının anlatımlarına göre, ambulanslar İzmit Körfezini dolaşırken hastalar fenalaştı. Bu yüzden 3 kez yol üzerindeki hastanelere uğranıldı.
23 Şubatta meydana gelen patlamanın ardından vücutlarında ağır yanıklar oluşan yaralılar çevre illerdeki hastanelere sevk edildi. Hasan Hüseyin Yaren ile Hayrettin Kahraman adlı işçiler Dursunbeyden iki ayrı ambulans ile yola çıkarıldı. İstanbuldaki Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yanık ve Yara Tedavi Merkezine acil olarak götürülmeleri gerekiyordu. Yaren ve Kahramanın zaman kazanmak için Yalovadaki Topçular Feribot İskelesinden deniz yoluyla İstanbula götürülmesine karar verildi. Ancak feribot iskelesine gelindiğinde 55er lira taşıma ücreti istendi.Ambulans şoförleri ücreti ödemedi. İki yaralının da refakatçisi yoktu. Geri dönerek iskeleden çıkan ambulans şoförleri, karayolundan İstanbula yöneldi.
BU DA GERÇEK BABA
İki saat saat sonra yola çıkarılan bir başka ambulanstakiler de feribot iskelesine geldiğinde aynı durumla karşılaştı. Bu sefer yaralı Mehmet Davranın refakatçı olarak yanında bulunan babası Hüseyin Davran cebinden 55 lira ödedi. Biri deniz, ikisi kara yoluyla hastaneye getirilen yaralılar tedaviye alındı. Yaralı Mehmet Davranın babası Hüseyin Davran, Patlamadan sonra Dursunbeyden ambulansla feribot iskelesine geldik, şoför feribota binmek için 55 TL istediklerine ve üzerinde para olmadığını söyledi. Ben cebimden 55 TL verdim ve feribota bindik, fişini de aldım dedi.
İNSAN HAYATI BU KADAR MI UCUZ
Karayoluyla getirilen iki yaralıdan İsmail Yarenin kardeşi Hasan Hüseyin Yaren ise Ağabeyimin getirildiği ambulansta bizden kimse yoktu. Ambulans şoförü feribot iskelesinde para istedikleri için karayoluyla gelmek zorunda kaldıklarını söyledi. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Yetkililerin bu konuda araştırma yapmalarını istiyoruz diye konuştu. Hasan Hüseyin Yaren, ağabeyinin hastanede tedavi altına alındıktan sonra bir ara kendine geldiğini ve karayoluyla gelene kadar ölüp ölüp dirildiğini akrabalarına aktardığını da söyledi.
GÖREV BELGESİ LAZIMMIŞ
İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmelerinden (İDO) bir yetkili de ambulans, emniyet, itfaiye gibi kamu araçlarından feribota ücretsiz alınmaları konusunda görev belgesi istendiğini belirtti. Yetkili konuyla ilgili araştırmanın devam ettiğini iddia etti. (HABER MERKEZİ)