06 Mart 2010 00:00

‘Ülkeyi kalkındıran TEKEL’dir TARİŞ’tir’

Çiğli Güzetepe Mahallesi çoğunluğu Doğu Anadolu bölgesinden göç ederek bu bölgeye yerleşmiş, neredeyse tamamı Kürt ve Alevi vatandaşlardan oluşuyor.

Paylaş

Çiğli Güzetepe Mahallesi çoğunluğu Doğu Anadolu bölgesinden göç ederek bu bölgeye yerleşmiş, neredeyse tamamı Kürt ve Alevi vatandaşlardan oluşuyor. İşsizliğin yoğun olarak hissedildiği mahallede kıraathaneler gençlerle dolu. Mahallenin çalışanları ise organize sanayi bölgesinde fason atölyelerde, inşaatlarda çalışarak hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Çiğli Güzeltepe Mahallesi’nde bulunan esnaf ve bizzat halkın kendisiyle TEKEL direnişini, hükümetin bu konudaki tutumunu ve ülkede gelişen siyasal gelişmeleri değerlendirdik.
“Yılardır verdikleri emeklerinin karşılığı bu olmamalı” diyor Serkan Karakaş. Tekstil işçisi olan Serkan şimdi işsiz ve babasının kıraathanesinde çalışıyor. “Hükümet sadece TEKEL işçilerine değil genel olarak işçi sınıfına bir kin besliyor sanki, ülkeyi tamamen kendi istekleri doğrultusunda yönetiyor” diyor. Kendi mahallelerinde de TEKEL işçilerinin bulunduğunu ve nasıl yaşadıklarını gördüklerini belirtiyor.
ÇETELEŞME VE UYUŞTURUCU YAYGINLAŞIYOR
Özelleştirme ve taşeronlaştırmanın AKP hükümetinden sonra hız kazandığını belirten Serkan, “Mahallemize bakın, işte işsizlikten insanlar kırılıyor, gençler köşe başlarında, kıraathanelerde volta atıyor. Çeteleşme ve uyuşturucuya yöneliyorlar” diyor. Kendisi de fason atölyelerde ütücü olarak çalışmış olan Serkan taşeronlaşmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor. “Güvencesiz çalışıyoruz yani pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz” diyen Serkan, şimdi TEKEL işçilerine dayatılan 4-c’ nin kabul edilmesi halinde önümüzdeki zamanlarda hükümetin bu tür faaliyetleri daha sıklaştıracağını belirtiyor. Serkan, “İşçiler direnmeli sadece TEKEL işçileri değil bütün her kesimden işçi sınıfı güçlerini birleştirmeli, ülkedeki bu işçi hareketi iyi değerlendirilmeli” diyor…
HERŞEY ORTADA
“Kimseyi karalamak gibi bir derdimiz yok” diyen Celal Gülmez, devam ediyor; “Her şey ortada gördüklerimizi söylüyoruz”. Küçük tezgahında ekmek arası yapıp satan Gülmez eski hükümlü. Cezaevinden çıktıktan sonra özel bir sektörde devlet tarafından işe yerleştirilmiş ama çalışma koşulları hapishane ortamından daha beter olduğu için işten ayrılmış. Şimdi Güzeltepe’de kurduğu tezgahta hayatını sürdürmeye çalışıyor. Hükümetin bir an önce gerçekleri görmesi gerektiğini belirten Gülmez’e TEKEL direnişini sormadan TARİŞ’ten bahsediyor. “Yazık günah o kadar insana. Ne olacak şimdi, hadi onları düşünmediler de, çocukları var onlar nasıl okurlar ne yerler ne içerler” diye soruyor.
BİZİ DE SATSINLAR KURTULALIM
Gençlerin işsizlikten ne yapacaklarını bilmediğini, gruplaşmaların arttığını, hırsızlık, uyuşturucu satıcılığının yaygınlaşacağını dile getiren Gülmez, ‘Hükümet görmezden gelmeye devam ederse ki öyle yapıyor ülke büyük bir yıkıma gider’’ diyor.
Gülmez şunları söylüyor; “Yıllarca ülke TEKEL’le TARİŞ’le kalkınmış, niye özelleştiriyor ve kapatıyorlar anlamıyorum. Bizi de satsınlar başka bir ülkeye kurtuluruz bari. Diyecek çok şey var ama fayda etmiyor. Aynı tas aynı hamam”.
HÜKÜMET İŞÇİ KIYIMI YAPIYOR
Ülke genelindeki hareketliliğin insanların artık ihtiyaçlarında ne kadar ısrarcı olduklarını gösterdiğini ifade eden Yücel Güçlü, “Neden çünkü geçinmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Organize sanayi bölgesi dibimizde ama işsizlik mahallemizde hat safhada. Krizin bahane edildiği ve az elemanla çok iş yapıldığı bir zamandan geçiyoruz. İnsanlar az para da olsa işimiz var diye minnet ediyorlar, emekleri sömürülüyor yani” diyor. Hükümetin işçi kıyımında ısrarlı davrandığını dile getiren Güçlü ekliyor; “Gerçek anlamda insanlarda bir umutsuzluk var beyinlerine enjekte edilmiş sanki ama en son gelişen TEKEL direnişinden sonra mücadeleyle nelerin yapılabileceğini, birlik ve beraberlik olunca nasıl direnileceğini gördük. Mücadeleyi bırakmamak gerek yoksa kaybolup gideriz arada”.
(İzmir/EVRENSEL)

KARAMSARLIK HAKİM

Deniz Kavri (Öğrenci): Mahallemizde gençler kötü alışkanlıklara yöneliyor. Sosyal hiçbir alan yok, bir tek futbol sahamız var Güzeltepe Kulübü’nün orada zaman geçiriyoruz. Bir an önce bir şeylerin düzelmesi gerek.
Meltem (Öğrenci): Gençler üstünde bir gerginlik var sanırım ne yapacaklarını bilmiyorlar çok kötü. Şimdiden böyle karamsar bir hal alması insanların gelecekte daha da içinden çıkılmaz bir hal alacağını düşünüyorum. Okuyoruz ama bir yararı olacağını sanmıyorum benim hayatıma.
Bülent (İşsiz): Tekstil atölyelerinde ütücüyüm ama boştayım şimdi, iş seçmiyorum ne iş olursa yaparım yani fazlasıyla gerildim zaten hayata karşı. Hükümetten hiçbir beklentim yok. Bu ülke için bir şey yapacaksa hükümet meclisi terk etsin hatta ükeyi terk etsin en iyi şeyi yapmış olacaktır ülke için.

DEPREMDEN SONRA...

Güzeltepe Mahallesi 25 Eylül 1966 tarihinde meydana gelen Hınıs-Varto depreminden sonra vatandaşların buraya gelmesi ile oluşmuş. Tepeye yerleşen insanların ilk kurdukları yerleşim alanına Çimentepe adı verilmiş.
Mahalle gecekondu olarak yapılanmaya başlamış. Günümüzdeki yapılaşmanın büyük bir bölümü imar iskan planı doğrultusunda yürütülüyor. Buna rağmen gecekonduların hakim olduğu bir bölge. Mahallenin gelir düzeyi düşük, işsizlik oranı ise yüksek. Kadınların bir kısmı mevsimlik işçi olarak, bir kısmı da Çiğli Organize Sanayii’ndeki tekstil fabrikalarında çalışıyor.

ÖNCEKİ HABER

Grev düşmanı bilim yuvası

SONRAKİ HABER

KUŞATILAN ÇEVREMİZ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...