08 Mart 2010 00:00

Direnişi anlatıyorlar, sözlerini tutuyorlar

Günlerce Ankara’da direndiler, öğrendiler, öğrettiler. Kendi deyimleriyle ilk raundu kazandılar.

Paylaş

Günlerce Ankara’da direndiler, öğrendiler, öğrettiler. Kendi deyimleriyle ilk raundu kazandılar. TEKEL işçileri, Ankara direnişlerinin ardından biraz sevinçle biraz hüzünle evlerine döndüler. Otobüsler bu kez işçileri, mücadelelerini, yaşadıkları yerlere yaymaları için taşıdı.
TEKEL işçilerini taşıyan o otobüslerden biri Batman-Kozluk, Siirt-Kurtalan otobüsü. Otobüste 16 işçi ve direnişin simge isimlerinden “Pala” lakaplı Metin Anıl da var. Çadırlarını söktükten sonra akşam saatlerinde Ankara’dan evlerine doğru yola çıkıyorlar. Sabahın erken saatlerinde Diyarbakır’dan geçecekler. Pala’yla haberleşiyoruz, biz de Diyarbakır’dan katılacağız onlara; yolun kalanını birlikte gideceğiz. Pala’nın evine konuk olacağız.
Kameraman arkadaşım Şiyar Dicle ile birlikte Kuruçeşme’den biniyoruz otobüse. İşçilerin hepsiyle tokalaşıyoruz. Evrensel’e ve Hayat Televizyonu’na teşekkür ediyor işçiler. ‘Bizim kanalımız, bizim gazetemiz’ diyorlar. Hepsinin yorgunluğu belli oluyor, ancak dirençlerinden hiçbir şey kaybetmemişler. “Bu yolu tekrar gideceğiz, kazanacağız” diyorlar. Neredeyse tamamı, direnişin ilk gününden beri evine bir kez bile gitmemiş. 80 gündür ailelerinden uzaktalar.
Biz otobüsteki yerimize geçiyoruz. İşçiler kendi aralarında sohbet ediyor. Biz de sohbetlerine dahil oluyoruz. Ankara günlerini, son gelinen noktayı, anılarını paylaşıyorlar. Başta Sultan Özer, Cem Gurbetoğlu, Abidin Çınar olmak üzere Hayat Televizyonu ve Evrensel’in Ankara bürosu çalışanlarına teşekkür ediyorlar. Hayat’ın sinevizyon gösterimlerine, haberlerine, TEKEL ile ilgili kliplerine, Evrensel’in tam sayfa haberlerine değiniyorlar. Şiyar, kamerasıyla sohbeti kayda alıyor.
‘ANKARA’DA ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK’
Yol boyunca işçilerle sohbet ediyoruz. İşçilere neler hissettiklerini, Ankara’da neler yaşadıklarını ve bundan sonraki süreci nasıl değerlendirdiklerini sorduk. Çok heyecanlı olduğunu söyleyen Pala, “78 günlük direniş bizim için büyük bir tecrübe oldu” dedi. İşçilerden Hakan Yıldırm, “Biraz üzgünüz, biraz sevinçli” diyor ve ekliyor: “Gözümüz arkada kaldı. Çadırlarımızı kendi ellerimizle söktük. Orası evimiz gibiydi. Daha büyük eylemler yapacağız. Gerek Ankara’da gerek memleketimizde.”
Acıyı, sevinci, umudu, umutsuzluğu, birçok şeyi Ankara’da yaşadıklarını söyleyen Alamettin Bayhan, trafik kazasında hayatını kaybeden arkadaşları Hamdullah Uysal için çok üzüldüklerini belirtiyor. Direnişten çok şey öğrendiklerini söyleyen Bayhan, “Çok güzel şeyler öğrendik. Paylaşmayı, dayanışmayı öğrendik, öğrettik. Ankaralılardan çok destek aldık. Nisan’ın 1’inde tekrar Ankara’da olacağız. Sadece kendimiz için değil bütün işçiler için, sınıf dayanışması için direnmeye devam edeceğiz. Biz kararlıyız. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için diyoruz. Bunun içindir ki başaracağız” dedi. Adem Güngör, önlerinde 8 ay olduğunu ve bir tek günlerini bile boş geçirmeyeceklerini belirterek, “Kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Her şeyin emekçilerin omuzlarında olduğunu öğrendik. Şimdiye kadar bunun farkında değildik. Bu eylem bize çok şey öğretti. Herkes inanmaya başladı. Bundan sonra icraata bakacağız” dedi.
‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Ankara’nın kendileri için bir aile ortamı olduğunu söyleyen Vehbi Çetin, şimdiden bu aile ortamını özlediğini belirtiyor ve mücadeleden geri adım atmayacaklarını söylüyor. Kendi çadırını yıkarken duygulandığını söyleyen Heyfaz Petek, “Çocuklarımızı da çok özledik. Şimdi onların yanına gidiyoruz. Ancak tekrar döneceğiz. Kazanana kadar vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“İlk raundu kazandık. Ama maç daha bitmedi” diyen Yusuf Şengül, “Emekçilerin neler yapabileceğini gösterdik. Direnmeye devam edeceğiz. Haklıyız. Biz kazanacağız” dedi. Direniş sırasında ilk açlık grevine giden isimlerden biri olan Metin Kılıç, kararlı bir şekilde “kazanacağız” diyor ve ekliyor: “Oraya tekrar gideceğiz. Birçok anımız oldu. Biz birlik ve beraberliği, halkların kardeşçe bir arada yaşayabileceğini öğrendik, öğrettik. Halaylarımız, şarkılarımız birbirine karıştı.”
TEKEL işçileri yol boyunca, günlerdir uzak kaldıkları topraklarına baktılar. Yol kısaldıkça yüzlerindeki gülümseme artıyordu. Bir saatlik yolculuğun ardından Batman’a ulaşıyoruz.
Siirt-Kurtalan ekibiyle ayrılıyoruz. İşçiler vedalaşıyorlar, Ankara’ya birlikte gitmek üzere sözleşiyorlar. vedalaşıyoruz. Biz Pala ile başka bir araca binip Pala’nın evine doğru gidiyoruz.
(Diyarbakır/EVRENSEL)

DİRENİŞ KAHVEDE ANLATILIYOR

Pala’nın eşi Zübeyde Anıl, çok mutlu olduklarını söylüyor ve devam ediyor: “80 gün bizim için çok zor geçti. Kış boyunca çocuklarla perişan oldu. Tekrar giderse üzülürüz, 4-c bir an önce kaldırılsın. Çocuklar da çok etkilendi. Biz hep onun arkasındayız. Gerekirse biz de Ankara’ya gideriz. Ben ve çocuklarım her şeyi göze aldık. Biz de burada zaten bir direniş içindeydik. Ne gerekiyorsa yaparız. Onlar açlık grevi yaparken ben de burada bir şey yiyemiyordum. Birlikte direnmeye devam edeceğiz.” Pala ile birlikte mahallenin kahvesine uğruyoruz. Kahvedekiler Pala’yı sevinçle karşılıyorlar. Hemen sohbete başlıyorlar. Pala da onlara son durumu açıklıyor. Direnişlerini anlatıyor…

‘Ankara’da bir aile kurduk’

PALA, döndükten sonraki duygularını anlatıyor: “80 gündür ailemden uzaktayım. Şu anda çok mutluyum. 80 günde büyük bir tecrübe kazandım. Ama bir o kadar da üzüntülüyüm. Direnişimizde bir şehit verdik. Hamdullah Uysal’ın resmini halen cebimde taşıyorum. Nöbeti hep birlikte tuttuk. Devriyeyi birlikte attık. Bu olay bizim için çok acı oldu. Çocuklarımız için oradaydık. Büyük bir kazanım elde ettik orada. Danıştay’ın vermiş olduğu karar bizi umutlandırdı. Umarız en kısa zamanda 4-c iptal edilir. Ailemle birlikteyim, çok mutluyum.” Pala, Ankara günlerini anlatmaya devam ediyor: “Hepimiz bir memleketten gelip Ankara’da toplandık. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni, hepimiz orada bir aile olduk. Bir kardeşlik ortamı yaratmıştık. Herkese kardeşliği, dayanışmayı gösterdik. Tek yumruk olduk. Bu direnişimiz ses getirdi. Bundan sonra da birliğimizi korumaya devam edeceğiz.”
Çocuklara soruyoruz, hepsi birkaç kelime ediyor. Hepsi çok mutlu babaları geldiği için. Ortak istekleri, böyle uzun ayrılıkların bir daha olmaması ve 4-c’nin bir an önce kaldırılması.
Cumhur Daş
ÖNCEKİ HABER

9 Eylül Hastanesi’nde sendikal çalışma hızlandı

SONRAKİ HABER

ROJEV

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...