12 Mart 2010 00:00
GAZi KATLİAMININ 15. YILI 1
Gazi katliamının üzerinden tam 15 yıl geçti. Dava, 2 polisin göstermelik cezalar almasıyla sonuçlandı.
23 CAN Gazide, Ümraniyede, cemevinde, Eski Karakol önünde, 1 Mayısta, E-5 girişinde. Aynı zihniyetin silahlarıyla, aynı amaçla doğrultulmuş silahlardan çıkan kurşunlarla vurulan, aynı şekilde can veren, aynı yere gömülen 23 can
Dava yıllar sonra başladı, kilometrelerce ötede görüldü. 20 polis önce bulunamadı, sonra hepsi birden bulunup mahkemeye çıkarıldı, 18i birden serbest bırakıldı. Tutuklanan 2si ise, 23 cana karşılık 5 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildi. Yetmedi, cezalar ertelendi. Katliamı soruşturan makamlar, perdenin ardındaki örgütlenmeyi hep göz ardı etti. Olayları örgütler tezgahladı diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışan yetkililer, açıklamalarına şu sözlerle devam etti: Sakin olmalıyız, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü korumaya çalışmalıyız.
Şüphesiz bu sözler, kolluk kuvvetlerinin Gazide estirdiği teröre gerekçe olmaya yetiyordu. Aradan 15 yıl geçti, Gazi Mahallesinde sahneye konulan katliamın üzerindeki sır perdesi hala kalkmadı. Gazide yaşananlar hala karanlıkta, acı ve öfke hala taze
İstanbulun Gaziosmanpaşa (bugün Sultangazi) ilçesine bağlı bir mahalleydi Gazi Mahallesi. Çoğunlukla Kürtlerin ve Alevilerin yaşadığı, Kürt halkına karşı düşük yoğunluklu savaşın yaşandığı yıllarda, Bölgede yakılan ve boşaltılan köylerin artmasıyla nüfusu iyice kabaran bir gecekondu mahallesiydi. 1990ların başında JİTEMin kurulmasıyla ve Özel Harp Dairesinin, Özel Kuvvetler Komutanlığı adı altında yeniden örgütlenmesiyle işkence, kötü muamele, gözaltında kayıplar, ölümler ve yargısız infazların had safhaya ulaştığı, insan hakları ihlallerinin iyice arttığı yıllardı. 12 Mart 1995 akşamıydı, saat 20.30 sularında Gazi Mahallesinden silah sesleri yükseldi.
KAHVELER TARANDI
İsmet Paşa Caddesinde bulunan Yavuz, Doğu, Dostlar ve Öntaş kahveleri, otomatik silahlarla tarandı. Çalışacak durumda olmayan, mahallelinin yardımlarıyla, cemevinde bir odada yaşayan 61 yaşındaki Halil Kaya hayatını öldürüldü, 5i ağır 25 kişi yaralandı. Kahveleri tarayan saldırganlar ise, taksinin sürücüsünü öldürdükten sonra aracı ateşe verdi ve ortadan kayboldu.
BİNLER GAZİYE KOŞTU
Olayın basında Gazide kahveler tarandı, Alevi dedesi öldürüldü diye yer alması üzerine İstanbulun dört bir yanından binlerce kişi Gaziye koştu. Gazi cemevi önünde gece boyunca bekleyen binlerce kişilik kalabalığa, sabaha karşı olay yerine gelen bir panzerin üzerinden ateş açıldı. Burada Mehmet Gündüz can verirken, onlarca kişi yaralandı. Artık mahalle, abluka altındaydı.
CENAZELERİ ALAN KİTLEYE KURŞUN SIKILDI
Ertesi gün, mahalledeki polis yığınakları güçlendirilmiş, polis ablukası artmış, birçok ev basılmış, karakollar kurulmuştu. Cenazeleri almak için mahalleye gelenlerin sayısı 15 bini aşıyordu. Cemevi önünden Eski Karakola yürüyen kalabalığa gözdağı vermek için, polis barikatlarının üzerinden ateş açıldı, tazyikli su sıkıldı. Geri dönmemekte kararlı olan kalabalık ise, otomatik silahlar, uzun namlulu tüfekler, panzerler, akrepler karşısında elindeki tek kozunu kullandı, kurşunlara taşla karşılık verdi. Yaşanan çatışmalarda, 15 kişi öldürüldü, 100ü aşkın kişi yaralandı. Valilik sokağa çıkma yasağı ilan etti, bölge askere devredildi.
Ümraniye 1 Mayıs Mahallesinde de, Gazide estirilen yaşananlar protesto edildi. 15 Mart sabahı E-5e yürümek isteyen yaklaşık 10 bin kişilik kitleye polisin ateş açmasıyla 6 kişi öldürüldü, onlarca kişi yaralandı.
23 CAN=AF KAPSAMINDA ERTELEME
Gazide öldürülen 17 kişiden 7sinin polis kurşunuyla hayatını kaybettiği belirlenince, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20 polis hakkında, müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek suçundan dava açıldı. Önce Eyüpte görülmeye başlanan dava, dönemin birçok siyasi davası gibi güvenlik bahanesiyle başka bir şehre, İstanbuldan 1100 kilometre uzaklıktaki Trabzona sürüldü.
2000 yılında verilen kararda, görüntülerde kalabalığa ateş ettiği görülen Mehmet Gündoğan 2 kişiyi öldürmekten 3 yıl 9 ay hapis cezasına, uzun namlulu silahıyla görüntülenen Adem Albayrak ise 4 kişiyi öldürmekten 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 18 sanık hakkında beraat kararı verilirken, Yargıtay adam öldürmekle ilgili net bir açıklığın olmaması gerekçesiyle kararı bozdu. 2 sanık toplam 5 yıl 8 ay hapse mahkum edildi, ancak bu ceza af kapsamında ertelendi.
TÜRKİYE MAHKUM
Ailelerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yaptığı başvuru sonucunda Türkiye 2005te, yaşam hakkı ve milli makamlara başvuru yollarının kapatılması maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle 510 bin avro tazminat ödemeye mahkum edildi. Yargılamadan geriye, sanık polis avukatlarından İlhami Yelekçinin, Efendim, polise ateş açmıştır bu teröristler. Tabii ki devletin polisleri de meşru müdafaa sınırları içinde kendilerini savunmak için silah kullanmışlardır sözleri kaldı. Ve 20 saatlik yolculuğun ardından duruşmalarda oturacak sandalye verilmeyen aileler
YARIN: Aileler anlatıyor
Hazırlayan: Ceren Saran