17 Mart 2010 00:00

Para vereceksem Çorum’da işim ne?

Ağır ve kuralsız işçi çalıştırmasıyla gündeme gelen Çorum’daki Mac Tekstil yönetiminden eleştirilere ‘pervasızlığa bak’ dedirtecek cevap geldi.

Paylaş

Ağır ve kuralsız işçi çalıştırmasıyla gündeme gelen Çorum’daki Mac Tekstil yönetiminden eleştirilere ‘pervasızlığa bak’ dedirtecek cevap geldi. Gazetemiz ve Çorum’un yerel basın mensuplarının karşısına geçen firmanın Genel Müdürü Selim Şahin ve Personel Müdürü Mürsel Topaktaş; “Yasalarda yeri olmayan işler yapıyoruz, bunu devlet de biliyor”dedi.
Gazetemizde arka arkaya çıkan kuralsız ve ağır çalışma koşullarına dikkat çeken haberler üzerine basın toplantısı düzenleyen Mac yöneticileri inanılmaz itiraflarda bulundu. Asgari ücretin altında işçi çalıştırmanın kanunen yasak olduğunu bilen yöneticiler basının karşısında ücret konusunda şu itirafları yapmaktan çekinmedi: “Biz Çorum’a ücretlerin düşüklüğü nedeniyle geldik. Avrupa ile nasıl rekabet edebiliriz diye düşündüğümüzde şu fikir ortaya çıktı: , ‘Anadolu’ya giderek yapabiliriz’ Devlet teşviki var, ücretler ucuz dedik. Burada da ücretler düşük. Hükümet de, devlet de, sigorta da Anadolu’da fiyatların düşük olduğunu biliyor. Burada insanlar 450-500 TL ile çalışıyor. Birçok yerde 300 TL’ye insanlar çalışıyor. Biz oradaki yerlere göre daha iyi veriyoruz. İşçiye 600-700 TL versem zaten İstanbul’da çalışırdım, Çorum’a gelmezdim.”
YERİ YOK AMA...
Mac Tekstil yöneticilerinin anlattıkları fabrikada yasal olmayanın tek uygulamanın ücretler olmadığını ortaya koyuyor. Mesaileri nasıl gasbettiklerini de aynı rahatlıkla anlatıyorlar: “Hesapları işçilerin önlerine döktüm. ‘Yaptığınız iş adedini kendiniz biliyorsunuz’ dedim. Eleman çalışırken etüt yaptık. 1 kişinin 1 işi kaç saniyede yapması gerektiğini hesapladık. Buna göre işçi sayısına göre teslim edilmesi gereken sayıyı belirledik. İşçilere, ‘Eğer bu sayıyı verirseniz, sorun yok. Veremezseniz telafi mesaisine kalırsınız ve bunun ücretini ödemem’ dedim. Fakat hemen belirteyim erken bitirirlerse de çıkabilirler. Buna itiraz eden iki kişi çıktı. Bunlar, ‘Ben adedi yapıyorum, arkamdaki bitirmezse ben ne yapayım’ dedi. Bant bir ekip işidir. Herkes kendi ekibinden sorumludur. Telafi çalışmasını bunun için yapıyoruz. Bunun yasalarda bir yeri yok ama uygulamak zorundayım.”
TUVALET HARAM
İş Kanunu’nda, yasalarda “Tuvalete şu kadar süre gidilir” diye bir sınırlama yok ama Mac Tekstil patronu için hiçbir önemi yok. Fazla tuvalete gidilirse ücretler kesilir: “Hesapladığımıza göre bir kişi bir ay içerisinde 450 dakika tuvalete gitmiş. 2 saatte bir molamız var. Tuvalette makyaj yapan, başörtüsünü düzelten, 15-20 dakika duranlar var. Çoğu firmada tuvaletlerde turnikeler var. Kartları basıp giriyorlar. Biz de oraya eleman koyduk. Birincisinde ikaz, ikincisinde ikaz, üçüncüsünde ise maaştan kesintiye gidiyoruz. Tuvalete çıkılması toplamda büyük bir iş kaybına neden oluyor. Bu günah değil mi, haram değil mi? Tuvalete gidiliyor ve benim hakkım gasbediliyor. Bant aksıyor.”
Tabi ki sendika da haram: “İşveren olarak sendikayı kesinlikle istemiyorum. Sendika işçiyi sömürmek için var. İşçilerden 50 TL aidat alırlar başka da bir şey yapmazlar. Onu almak için her şeyi yaparlar. Amaçları tamamen işverene zarar vermektir. Hiçbir zaman işçinin hakkını yok saymadım. Haramı helali bilen bir insanım. Ama buradaki işçilerden de bir şeyler beklemek zorundayız.”
İŞÇİLER KIYMET BİLMİYOR
Bunca hukuksuzluğa, ağır koşullara, düşük ücrete katlanmalarına rağmen Mac Tekstil yönetiminin gözünde işçiler hâlâ kadir kıymet bilmeyen nankörler mertebesinde...
Genel Müdür Selim Şahin’e göre zarar ediyorlar, kâr etmiyorlar, ocak ayında 160, şubat ayında 90 bin TL zararları bulunuyor ama yine de hizmet peşindeler... İşçiler ise iyileştirmeleri ve iyi niyetlerini anlamıyor: “Bir senedir zarar ettiğimiz halde maaşları bir gün aksatmadık. Biz bu fabrikayı devraldığımızda işçilerin izinleri bile yoktu. Resmi günlerde izin veriyoruz. Sularını damacana sulardan içiyorlar. Çay makineleri alındı. Bu kadar iyileştirme varken halen şikayet edenler fabrikaya ihanet ediyorlar. Haberde bamya yemeğinden bahsedilmiş. Bamyanın kilosunu 50 TL’den aldık. Çok da güzel olmuştu. Her şeye et, kıyma konuluyor. Yağ olarak ise orkideli mısırözü yağı kullanıyoruz. İnsanlar buradaki iyileştirmeleri görmemiş olamazlar. Yeni gelenler eskiyi bilmediği için onu görmemiş olabilirler. Şevkimiz kırılıyor.”
Her hukuksuzluğu “Bunda ne anormallik var” tepkisiyle karşılayan yöneticiler, ‘Patrona teşvik, işçiye işsizlik’ başlığıyla duyurduğumuz işten atmaları da olağan bir verimlilik kuralı ile açıkladı: “Ocak ayında 97 kişi işe aldık, şubat ayında 21 kişiyi çıkardık. İşe yaramayan, verim alamadıklarımızı çıkardık. Şikayeti olan işçiler gelsinler bana söylesinler. Veya şikayet kutumuz var oraya aktarsınlar.” (Çorum/EVRENSEL)

EVRENSEL, İMAJINI BOZMUŞ!
Basının karşısına geçip, “Yasalarda yeri yok ama mucburum” sözleriyle altına imza attığı hukuksuzluğu açıkça itiraf eden Mac yönetimi, uygulamalarını itiraftan önce haberleştirdiğimiz için dava açacağını söyledi: “Bugün itibariyle hukuki yollara başvuracağım. Maddi manevi işlemleri başlatacağım. Firma olarak bizi kötü duruma düşürdüler. Bu yazılar ‘Mac Tekstil kötü bir yer, burada çalışılmaz’ dedirtecek cinsten olduğu için kalifiye eleman bulmakta zorlanacağız. Bu beni maddi olarak zora sokacak. Manevi olarak da onurumuz kırıldı. Bunun için hukuki yollara başvuracağım. Almanya’ya 8-10 yıldır iş yapıyoruz. İki büyük müşterimiz var. Fabrikamızda iki ayrı firma bulunuyor. Birisi Mac Tekstil, diğeri ise Nüans Tekstil. Biz siparişleri alıyoruz ve üretime başlıyoruz. Üretimin yüzde 50’sini Çorum’da, geri kalan yüzde 50’sini ise İstanbul ve Osmancık ilçesinde fason diktiriyoruz.

NE DEMİŞTİK

Hükümet teşvikiyle Çorum Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan fabrika, ilk olarak, işten atmaların yaşanması üzerine gazetemize haber olmuştu. Gazetemizin 20 Şubat 2010 tarihli nüshasında işten atmalar, ‘Patrona teşvik, işçiye işsizlik’ başlığıyla duyurulmuştu. Haberin ardından işçilerin gazetemize, çalışma koşullarına ilişkin bilgi vermesi üzerine, fabrika 11 Mart Perşembe günü, gazetemizde şu vurguyla öne çıkarılmıştı: “Alman Biba, Bonita ve Gerryweber ve benzeri firmalara kadın giysisi üretimi yapan Mac Tekstil fabrikasında getirilen yeni uygulamalar Nazi kamplarını aratmayacak cinsten”...
Asgari ücretin altında, ağır çalışma koşullarına, tuvaletlerin bile kısıtlandığına dikkat çeken haberde, Organize Sanayi Bölgesi’nin hemen yanında bulunan L Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki kadın mahkumların emeğinin dahi sömürüldüğü iddiaları gündeme getirilmişti. Valilik-İŞKUR ve Mac Tekstil arasında yapılan protokol çerçevesinde İŞKUR tarafından Mac Tekstil için eğitilen kursiyerlerin, işin ağırlığı ve baskı karşısında yılarak kısa süre içerisinde işten ayrıldığına dikkat çekilmişti.

CEZAEVİ TEKLİFİ BEĞENMEMİŞ

Gazetemizin gündeme getirdiği, cezaevindeki kadın mahkumlara ucuza parça başı iş verildiği iddialarına da cevap veren Mac yöneticileri, cezaeviyle olan ilişkiyi yalanlamadı. Sadece içeriğe dair itirazlarda bulundu: Cezaevi ile ilgili 1 TL işbaşı anlaşması diye bir şey söz konusu değil. Bazı şeyler yanlış aksettiriliyor. Biz Osmancık Halk Eğitimi Merkezi’ne parayla boncuk işi yaptırıyorduk. Bunu cezaevi idaresi duymuş. Mahkumlar böyle işler yapıyor bize de verir misiniz dediler. Sonra biz de onlara iplik temizler misiniz dedik. Pantolon başı 10 kuruş teklif edildi. Bu teklif kabul edilmedi. Gazetemizin gündeme getirdiği ve yöneticilerin reddettiği tek iddia ustabaşının işçilere küfür ve hakaret ettiği iddiası oldu: Hiçbir usta işçisine bağıramaz. Benim bu konuda kesin talimatım var. Kimsenin onurunu kırmayın, zedelemeyin dedim. Böyle bir şey kesinlikle yok. Burada küfre, bağırmaya en başta ben karşıyım.
Taner Şimşek
ÖNCEKİ HABER

Hukukçular ve işçiler adalet için birleştiler

SONRAKİ HABER

GERÇEĞİN GÖZÜYLE

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...