18 Mart 2010 00:00

Cezaevinde çocuk olmak

Merhaba ile… Bu yazımda sizlere yine engellilerden söz edeceğim. Ama bu kez tüyler ürpertici bir engel...

Paylaş

Merhaba ile… Bu yazımda sizlere yine engellilerden söz edeceğim. Ama bu kez tüyler ürpertici bir engel... Cezaevlerinde 6 yaşından küçük 182 çocuk var Türkiye çapında...
Her birinin hikayesi ayrı bir dram. Onlar Türk sinemasının unutulmaz filmlerinden “Uçurtmayı Vurmasınlar”ın gerçek Barış’ları... Annelerinin işledikleri suçtan ötürü hapis yatan, cezayı paylaşan minikler, gündüz cezaevi kreşinde, gece ise koğuşlarda karşılıyorlar her yeni günü. Kadınların bir kısmı ise evlatlarını da buraya mahkum etmemek için onları dışarıda bırakarak cezaevine giriyor.
Ya dışarıda bakacak kimsesi yoksa?..
İşte onlardan biri de cam kemik hastası minik Oğuz… Henüz 2 yaşındayken annesi Gül U’nun (25) hırsızlıktan tutuklanmasıyla birlikte cezaeviyle tanışmış: “Çocuğum 7.5 aylıkken 1 kilo doğdu. Babası askerdeydi, ben yalnızdım. Oğlum 2 yaşına geldi. Sütün yanında ek besin lazım. Alamadım. Tövbe etmiştim o güne kadar. Daha önceden sabıkam vardı. Ama o gün yavrum için tövbemi bozdum ve pazarda hırsızlık yaptım. 6 yıl verdiler bana. Oğlumun ömrü de hastane ile cezaevi arasında geçiyor.” 3.5 yıldır Denizli D Tipi Kapalı Cezaevi’nin kadın koğuşunda yaşıyor. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Oğuz’a halk arasında “cam kemik” olarak bilenen “osteogenesis Imperfecta” hastalığı teşhisi koymuş. Göğüs kafesinde kırıklar var. Anne karnında bile kemikleri kırılmış. Babası dışarıda ama Oğuz babasıyla kalmıyor. Hep annesini istiyor. Babası da çaresiz, onu yeniden annesinin yanına getiriyor. “Neredeyse pamuklar içinde yaşaması lazım yavrumun ama benim hatalarım yüzünden cezaevinde” diyen anne, isyanını, üzüntüsünü şöyle anlatıyor: “Bir beşiği bile olmadı. Tek ranzada yatıyoruz. Ufacık bir sarsıntıda bile kemikleri kırılıyor. Geceleri ona bir şey olacak diye, bırakın dönmeyi nefes bile alamıyorum. ‘Oğluma da ranza verin’ denilmez ki, cezaevi burası. Suçluyum ben. Ama günahsız oğlumun ne suçu var? 5 yıllık ömründe 15’ten fazla defa kemiği kırıldı. Dokunsan kırılıyor.” (Kaynak Sabah)
Öncelikle aklıma şu sorular geldi: Acaba cezaevinde anneleriyle kalan ne kadar engelli çocuk var? Acaba yasalarımız, cezaevlerinde anneleriyle kalan engelli çocuklar için ne yapıyor? Gerçekten bir araştırılma yapılmış mı?
Annesinin sözlerinden yola çıkarak, çözümsüz olmadığını görüyorum. Ben de cam kemik hastası olarak, minik Oğuz’un haftada bir kere rehabilitasyon merkezinde tedavi görmesi ve bir yatağının olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca kesintisiz olarak ilaç tedavisi görmesi gerek. Her ne kadar anne yasalar karşısında suçlu da olsa, engelli minik Oğuz annesinin cezasını paylaşmaya mahkum edilmemeli.
Gelin Oğuz için, çocuklarımız için adalet isteyelim! Sizce çocuk suçlu mudur?..
Elif Gamze Bozo (Ankara)
ÖNCEKİ HABER

Büyük Oyun: Pardesü altında Gecenin Kanatları

SONRAKİ HABER

Eğitimde cinsiyetçilik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...