22 Mart 2010 00:00

Tekellere karşı kuruldu, adım adım çökertiliyor

TARİŞ Pamuk Birliği, Ortadoğu’nun en büyük fabrikalarından birisi olan sanayi kuruluşu TARİŞ İplik Fabrikası’nı, zarar ettiği gerekçesiyle kapattı.

Paylaş

TARİŞ Pamuk Birliği, Ortadoğu’nun en büyük fabrikalarından birisi olan sanayi kuruluşu TARİŞ İplik Fabrikası’nı, zarar ettiği gerekçesiyle kapattı.
Avrupalı NL isimli bir şirkete satışının söz konusu olduğu ifade edilen fabrika, 1975 yılında TARİŞ’in Egeli üreticiden aldığı pamukları işlemek üzere kurulmuştu. Ürettiği iplikler yurtiçinde tekstil fabrikalarına satılan ve ihraç edilen fabrikada, bir zamanlar 1500 dolayında işçi çalışıyordu. 2009 yılı Mart ayına kadar faaliyette olan fabrika, o tarihten itibaren üretimini durdurdu. 600 dolayında işçisi 6’şar aylık sürelerle kısmi çalışma ödeneği kapsamına alındı.
Peki ne oldu da bu fabrika, zarar eden bir kurum haline geldi ve en sonunda tasfiye kararı alındı?..
DÜNYA BANKASI POLİTİKALARI
TARİŞ İplik Fabrikası’nı kapanma noktasına getiren süreç, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye dayattığı Tarımda Reform Uygulama Projesi (ARİP) ile başladı. Projenin en önemli hedeflerinden birisi, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin yeniden yapılandırılmasıydı. Bu amaçla 2000 yılında 4572 sayılı Birlikler Yasası kabul edildi. Yasa ile devletin birliklere mali destek sağlaması yasaklandı. Birliklerin yeniden yapılandırılması sürecini yönetmek üzere Dünya Bankası’nın direktiflerini uygulayacak olan Yeniden Yapılandırma Kurulu oluşturuldu. Yedi kişilik kurulda, birliklerden sadece bir temsilci vardı.
Dünya Bankası, bu süreçte denetim görevini üstlendi. Öncelikle birliklerin sanayi kuruluşlarının anonim şirket statüsünde faaliyet göstermeleri için baskı yaptı. Böylece işletmeler birliklerden koparıldı. İkinci aşamada bu işletmelerin kapatılması için baskı uygulandı. Hükümet ve Yeniden Yapılandırma Kurulu, Dünya Bankası’nın direktiflerini aynen uyguladı. Bu sürecin sonunda KAYISIBİRLİK tamamen kapandı. FİSKOBİRLİK fındık alamaz duruma geldi. ÇUKOBİRLİK, ANTBİRLİK, KARADENİZBİRLİK ve diğerleri bazı işletmelerini sattı, bazılarını kapattı. TARİŞ Pamuk Birliği ise önce Aydın Tekstil’i kapattı, sonra bir yıldan beri çalıştıramadığı iplik fabrikasını kapattı. Görüldüğü gibi TARİŞ Pamuk Birliği’nin bu noktaya gelmesinde asıl sorun, kötü yönetimden daha çok Dünya Bankası’nın dayattığı tarım politikalarını sorgusuz sualsiz uygulamak.
BİRLİKLER BİRLİK OLAMADI
Dünya Gazetesi Ekonomi Yazarı Ali Ekber Yıldırım, “Aslında birlikler kendi aralarında birlik olabilselerdi, 2000 yılında çıkarılan Birlikler Yasası’na direnebilselerdi, belki bugün bunların birçoğu yaşanmayacaktı” diyor. Ürün dönemine göre bir birlik bir yıl çok iyi giderken, “Tamam artık ben kurtuldum, bana hiçbir şey olmaz” deyip kendini diğer birliklerden soyutladığını belirten Yıldırım, “Hükümet FİSKOBİRLİK’i tamamen tasfiye edercesine devre dışı bıraktı, TMO’yu devreye aldı, o dönemde bile birliklerin sesi çıkmadı. Aynı şekilde işçi sendikaları bile bu yasanın farkında olmadılar” diyor.
TARİŞ yönetiminin, “Biz artık sanayicilik değil gerçek işlevimiz olan kooperatifçiliği yapacağız” dediğini kaydeden Yıldırım, “Ama bu da son derece yanlış. Eğer sanayicilik yaparsanız, yani aldığınız pamuğu değerlendirirseniz, piyasada söz sahibi olursunuz; sadece ben pamuğu alıp satarım derseniz, bu kez sanayicinin eline düşmüş olursunuz, dolayısıyla iplik fabrikasının yaşaması gerekiyor” diyor.
Türkiye’de pamuk politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini; iplik fabrikalarında Amerikan pamuğu, Yunanistan pamuğu değil, Türkiye pamuğunun işlenmesi gerektiğini vurguluyor.
ÇİFTÇİLER DE İŞÇİLERİN YANINDA OLMALI
Birlik yönetimlerini suçlayarak onlarla bu işlerin çözüleceğini düşünmenin hayal olacağına dikkat çeken Yıldırım, şunları söylüyor: “Bugün nasıl ki işçiler fabrikada direnişteler, çiftçilerin de bu konuda işçilerin yanında olması gerekiyor. Çünkü çiftçilerin ürettiği pamuğu eğer dokuyacak fabrikası yoksa, pamuğunu mutlaka daha düşük değerden daha az katma değerden satacak. Pamuk üretimi desteklenmeli, üretim artırılmalı ve bu pamuğu işleyecek fabrikaların, tesislerin büyütülmesi, işlemesi sağlanmalıdır. Bugün, ‘Biz hakkımızı alalım, fabrikaya ne olursa olsun’ mantığından da uzaklaşmak gerekiyor. Türkiye’de bir yandan işsizlik artarken bir yandan bu tür fabrikaları kaybetmemek gerekiyor.”
TARİŞ Pamuk Birliği’nin bugün biri kamu bankası olmak üzere özel bankalara çok ciddi borçları var. Bu borçları yapılandırmış görünse de orta vadede, hatta kısa vadede ödenemediği zaman ciddi sorun olacak ve sadece iplik fabrikası değil diğer işletmeleri, gayrimenkulleri, hepsini kaybetmekle karşı karşıya. Yıldırım, birliğin “Biz küçülelim sonra tekrar büyürüz” demesinin, 100 yıla yakın bir geçmişi olan birlik için gerçekten çok üzücü olduğunu belirterek, “O işletmeler, gayrimenkuller, yatırımlar kolay yapılmadı. Hepsi bu ülkenin çiftçilerinin ürettiği ürünler sayesinde yapıldı. Şimdi üretim yapmayalım derseniz, bunları yeniden kazandırmak, yatırım yapmak çok zor olur” diyor. (İzmir/EVRENSEL)

EMPERYALİST TEKELLERE KARŞI KURULDU
TARİŞ, İzmir’in incir çarşısında, yabancı şirketlerin üreticilere karşı kurduğu emperyalist tekeli yıkmak, üreticilerin ürünlerini en sağlıklı şekilde değerlendirmek ve sorunlarını çözmek amacıyla 1915 yılında kuruldu. Nazmi Topçuoğlu, Kazım Nuri Çörüş, Ahmet Sarı gibi gençler, örgütlenmenin başını çekiyordu. Başlangıçta yalnız inciri ilgilendiren kooperatifleşme hareketi, giderek Ege Bölgesi’nin üzüm, pamuk, zeytin gibi değerli ürünlerini de kapsamına aldı. Bugün 65 yerleşim birimine serpilmiş 125 Tarım Satış Kooperatifi, 100 bini aşan ortağı, sanayi tesisleri iç ve dış pazarlardaki payı ile ülkemizin en büyük tarım satış kooperatif birliklerinden birisidir. Aydın demiryolu üzerinde birkaç kasabada başlayan kooperatifleşme hareketi, bugün Çanakkale’den Denizli’ye kadar geniş bir alanı kaplamış durumda.
Emine Uyar
ÖNCEKİ HABER

PAMUK ÜRETİMİ GİDEREK AZALIYOR

SONRAKİ HABER

Yetimin hakkı TEKEL’e değil Hiddink’e gidiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...