25 Mart 2010 00:00
HAYATIN İÇİNDEN
Ülkenin şu andaki en önemli sorunu ne?Anayasa değişikliği mi?
Ülkenin şu andaki en önemli sorunu ne?
Anayasa değişikliği mi?
Açılım, kaçılım projeleri mi?
Sanatçıların, sinemacıların, yazar çizer takımının açılıma ilişkin derin düşüncelerinin Başbakan tarafından değerlendirilmesi amacıyla, Dolmabahçe Sarayında düzenlenen kahvaltı toplantıları mı?
Ülkenin neredeyse tamamı açlık ve yoksulluk içinde çırpınırken, dolar milyarderi sayısının 30a çıkmış olması mı?
Türkiyenin en yeteneklisinin belirlenmiş olması mı?..
Fenerbahçe-Galatasaray derbisi mi?
Oda seçimleri mi?
Ermeni meselesinin dünya parlamentolarında gündeme alınıp, Türkiye aleyhine kararlar alınması mı?
Daha birkaç düzine sorunu alt alta yazmak ve köşeyi doldurmak mümkün. Ama bugün ülkenin en önemli sorunu ve kırılma noktası, Gaziantep Çemen Tekstil işçilerinin üçüncü ayına giren grevidir.
TEKEL işçileri, gösterdikleri dayanışma ve kararlılık, ülkeden aldıkları destekle, sadece kendileri için değil işçi hareketi ve hakları açısından da önemli kazanımlar elde ettiler. Onların kazanmalarının temel nedeni, hiç şüphesiz bu mücadelede eş ve çocuklarının, çekilen sıkıntıları birlikte yaşamak ve göğüslemek ama asla geri adım atmamak yönünde gösterdikleri iradeleriydi.
Şimdi sıra, Çemen işçilerinin zaferinde. İstedikleri fazla bir şey değil. Açlık sınırından yoksulluk sınırına tırmanabilmek. İnsanca yaşama şartlarına biraz daha yaklaşabilmek.
Onlar direniyor. Bu direnişte yanlarındaki en önemli güç, çocukları ve eşleri. Hep birlikte yürüyorlar. Hep birlikte açlığa direniyorlar. Her sabah işe gidermiş gibi tıraş olup fabrika karşısında toplanıyorlar. Çalışmak dışında talepleri yok. Mesaileri bitene kadar bekliyorlar. Bugün, yarın diye sorunu ötelemeye, bekleyenleri yormaya yönelik işveren manevralarının bilinci ile, ancak haklılıklarının sonuna kadar zedelenmemesi amacıyla her umudu sabırla bekliyorlar.
Koskoca sendikaların, koskoca işçi gücünün desteğini bekliyorlar. Sanatçıların, yoğurtçuların, Dolmabahçe kahvaltılarından kalan zamanlarında mücadelelerini desteklemelerini bekliyorlar.
Anlı şanlı köşe yazarlarının, bohçacı kadın dedikoduları yazmaya ara verip direnişlerinden bahsetmeleri için bekliyorlar. Çoluk çocuk fabrika önünde yürüyorlar, kentin sokaklarında yürüyorlar.
TEKEL işçilerinin direnişi kadar önemli ve güçlü bir mücadele içindeler ve destek bekliyorlar.
ARİF NACAROĞLU