29 Mart 2010 00:00

HAYATIMIZ SINAV

Türkiye’de yediden yetmişe herkes sınav heyecanı ve korkusu yaşıyor

Paylaş

Türkiye’de yediden yetmişe herkes sınav heyecanı ve korkusu yaşıyor. 2010’da ÖSYM, MEB ve İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı sınavlara 9.9 milyon adayın girmesi beklenirken, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)-Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS), Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS), Seviye Belirleme Sınavı (SBS), ehliyet, özel güvenlik sınavı olmak üzere toplam 5 büyük sınava en az 4.9 milyar TL harcanması öngörülüyor.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Hayatımız Sınav” raporuna göre sadece ÖSYM’nin yapacağı sınavlara 5 milyon adayın girmesi beklenirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı sınavlara 4.7 milyon adayın gireceği tahmin ediliyor. İçişleri Bakanlığı’nın yapacağı özel güvenlik sınavına ise bu yıl 200 bin kişinin girmesi öngörülüyor. Böylece 2010 yılında, Türkiye’de yaşayan her 7 kişiden en az birinin sınava gireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Kamuya alınacak personelden üniversitelere gidecek öğrencilerin seçilmesine, tıpta uzmanlık sınavlarından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne girişe kadar birçok farklı sınavı ÖSYM merkezi sistemle yapıyor. ÖSYM’nin 2008’de yaptığı 41 sınava, 4 milyon 844 bin 367 aday başvururken, 2009 yılında KPSS ön lisans ve ortaöğretim sınavı yapılmadığı için 40 sınava başvuran aday sayısı 2.5 milyona düştü. Ancak bu yıl KPSS ön lisans ve ortaöğretim sınavının da yapılmasıyla birlikte, 2010’da ÖSYM’nin yapacağı 30 sınava yaklaşık 5 milyon adayın katılması bekleniyor.
SINAV EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ ÖSS
Türkiye’de sınav ekonomisinin lokomotifini üniversiteye giriş sınavları oluşturuyor. Üniversiteler, 1974 yılından itibaren ÖSYM’nin yaptığı sınavla öğrenci alıyor. Son yıllarda ortalama 1.5 milyon aday, ÖSS’ye giriyor. Her yıl bunun 750-800 bininin, lise son sınıf öğrencisi olduğu görülüyor. 2009 yılında ÖSS’ye başvuran 1 milyon 350 bin 124 adaydan 1 milyon 324 bin 197’si sınava girdi.
2 MİLYON 300 BİN ADAY KPSS’YE GİREBİLİR
2010 yılında yapılacak KPSS sınavına yaklaşık 500 bin adayın katılması bekleniyor. 2009 yılında A grubu kadrolar ve öğretmenlik için yapılan KPSS lisans sınavına 411 bin 36 aday başvurmuştu. Ortaöğretim ve ön lisans sınavına 2010’da, geçmiş yıllardaki katılım sayıları da dikkate alındığında 1 milyon 800 bin adayın katılması bekleniyor. 2006 yılında yapılan ön lisans ve ortaöğretim KPSS sınavına 1 milyon 662 bin 765 aday, 2008’de yapılana ise 1 milyon 857 bin 688 aday başvurmuştu. 2008’de bu adaylardan 1 milyon 748 bin 410’u genel yetenek sınavına girdi.
YÜKSEK KATILIMLI SINAVLAR
ÖSYM her yıl 40’a yakın sınav gerçekleştiriyor. Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Girişi Sınavı (ALES) yılda iki kez gerçekleştiriliyor. İlkbahar ve sonbahar dönemlerindeki bu sınavlara ortalama 175 bin kişi katılırken, Dikey Geçiş Sınavı’na (DGS) da 75 ile 85 bin üniversite öğrencisi giriyor. UDS (Üniversiteler Arası Kurul) Yabancı Dil Sınavı, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı, Polis Koleji sınavları da yüksek aday katılımıyla gerçekleştirilen sınavlar arasında yer alıyor.
GEÇEN YIL 1 MİLYON KİŞİ EHLİYET ALDI
Türkiye’de ÖSS, SBS, KPSS’den sonra en çok aday, motorlu taşıt sürücü kursu sınavlarına giriyor. 2007 yılında yaklaşık 837 bin, 2008 yılında ise 954 bin 832 kişiye sürücü belgesi verilirken, 2009 yılında bu sayının 1 milyonu bulduğu belirtiliyor. Türkiye’de ehliyet almak isteyenlere yılda 6 kez sınav hakkı tanınıyor. Türkiye genelinde 2009 itibariyle 2 bin 946 sürücü kursu bulunuyor. Ehliyet almak isteyen adayların bu kurslara gitme zorunluluğu bulunuyor. Türkiye’de 2009 yılında 600 bin kişi sürücü kurslarına eğitim almak için gittiği belirtiliyor.
EHLİYET MALİYETİ 800 MİLYON
B sınıfı ehliyet için teorik ve direksiyon derslerinin ücreti 360 ile 450 TL arasında değişiyor. Ancak sürücü belgesi almak isteyen bir adayın cebinden ortalama bin lira ücret çıkıyor. İlk kez sürücü kursuna gidip ehliyet alan 600 bin kişinin ortalama 800 TL masrafı olduğu düşünüldüğünde, bu 600 bin kişinin, ehliyet ekonomisine yaklaşık olarak 480 milyon TL’lik bir katkıda bulunduğu ortaya çıkıyor. Daha önce kursa gidip de başarısız olan 400 bin kişi ise sadece harç ve diğer masraflar olarak yaklaşık 160 milyon TL’lik bir katkı sağlıyor. Bütün bu hesaplamaların sonucu olarak, ehliyet alan 1 milyon kişinin cebinden yılda 640 milyon TL çıkıyor.
ÖZEL GÜVENLİK SINAVLARINA İLGİ
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı özel güvenlik sertifikası sınavları da büyük ilgi görüyor. Türkiye’de Emniyet Genel Müdürlüğü’nden izin alan 604 özel güvenlik eğitim kurumu bulunuyor. 2008 sonuna kadar yapılan özel güvenlik temel eğitim sınavlarına 689 bin 861 kişi girerken, bunların yüzde 68.05’i, yani 469 bin 440’ı başarılı oldu. Türkiye’de yılda 100 bin gencin özel güvenlikçi olmak için ilk kez kursa gidip sınava girdiği tahmin ediliyor.
YENİLEME SINAVLARI
2010 yılı, özel güvenlik eğitim kurumları açısından daha da bereketli bir yıl olacak. Özel Güvenlik Yasası’na göre özel güvenlik kimlik belgesi olanların 5 yılda bir kursa gidip, ardından da sınava girerek bu kimlik belgelerini yenilemeleri gerekiyor. 2005 yılında ilk özel güvenlik sınavı yapıldığı için bu yıl ilk kez yenileme sınavı yapılacak. Yenileme sınavlarına 100 ile 120 bin kişinin girmesi bekleniyor. 100 bin adayın ilk kez temel eğitim sınavına gireceği düşünülürse, 80 milyon TL’lik bir ekonomi ortaya çıkıyor. 2010 yılında özel güvenlik sınavları kapsamında 110 milyon TL’lik bir ekonomi oluşacağı hesaplanıyor.
SINAVLARA ÖNEMLİ BİR KAYNAK SARF EDİLİYOR
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, Türkiye’de sınavlar için önemli bir kaynak sarf edildiğine dikkat çekti. Arıkan, şöyle dedi: “Eğitim sisteminin bunca sorunu varken, YGS ve SBS yarışında bu kadar çok kaynağın sarf edilmesi gerçekten üzücüdür. Her ile üniversite sorunları çözmemiştir. Türkiye’de mesleki ve teknik eğitime, kalifiye eleman yetiştirilmesine daha çok önem verilmelidir.” (ANKA)

SINAVLAR ARTIYOR ÖSYM ‘ZENGİNLEŞİYOR’

TÜRKİYE’de sınava giren aday sayısı arttıkça, sınav ekonomisini sürükleyen ÖSYM’nin gelir bütçesi de beklentilerin üzerinde gerçekleşiyor. ÖSYM, 2006’da 232 milyon 452 bin 123 TL gelir elde ederken, planlanandan 51 milyon 401 bin TL fazla gelir elde edildi. 2007’de 163 milyon 710 bin TL gelir elde eden ÖSYM, yine beklentilerinin tam 21 milyon 87 bin TL üzerinde bir gelirle yılı kapattı. ÖSYM için 2008 yılı da gelir hedefinin üstüne çıkılan bir yıl oldu. Yılın başında 145 milyon 581 bin TL gelir hedefli bir bütçe yapan ÖSYM’nin ,yıl sonunda gelirleri 245 milyon 266 bin TL olarak gerçekleşti. Bu gelirin 197 milyon 889 bin TL’si ise faaliyet gelirlerinden elde edildi. 2009 yılında da ÖSYM gelir bütçesinde sıkıntı olması beklenmiyor. ÖSYM’nin artan sınav yüküne bağlı olarak, sınavlarda hizmet veren görevli sayısı da artıyor. KPSS ön lisans ve ortaöğretim sınavının yapıldığı yıllar olan 2006’da 700 bin 4 kişi sınavlarda görev alırken, ÖSYM’nin yaptığı sınavlarda 2007’de 445 bin 852 kişi, 2008 yılında ise 808 bin 86 kişi görev yaptı.

DERSHANELER SINAVLARDAN BESLENiYOR

SINAVLARA giren aday sayısı arttıkça Türkiye’de sınav ekonomisi de büyüyor. Sınav ekonomisini sürükleyen YGS-LYS (ÖSS), KPSS, SBS, ehliyet, özel güvenlik sınavı için Türkiye’de dönen paranın 4 milyar TL olduğu hesaplanıyor.
Türkiye, ÖSS’ye hazırlanmak için dershaneye 1.5 milyar TL, kayıt dışı dershaneye 45 milyon TL, özel derse 300 milyon TL, kitaplara 200 milyon TL, KPSS için 100 milyon TL, SBS için 1.2 milyar TL, sürücü kursu ve harçlar için 640 milyon TL, özel güvenlik için 110 milyon TL olmak üzere toplam 4 milyar 95 milyon TL kaynak ayırırken, en büyük beş sınav için harcanan para yılda 4.9 milyar TL’yi buluyor. Dershane sektörünü de ÖSS sınavı ayakta tutuyor. Türkiye’de halen 4 bin 170 dershane faaliyet gösteriyor. İstanbul 657 dershaneyle ilk sırada yer alırken, bunu 496 dershane ile Ankara ve 187 dershane ile İzmir izliyor. Türkiye’de büyük şehirlerde dershaneye giden bir ÖSS öğrencisinin, yılda ortalama 2 bin ile 4 bin TL arasında ücret ödemesi gerekiyor. Türkiye’de ÖSS sınavına giren öğrencilerin üçte birinin dershaneye gittiği tahmin ediliyor. 500 bin öğrencinin ortalama 3 bin TL ödediği düşünülürse, dershanelerin, yılda üniversiteye hazırlıktan 1.5 milyar TL ciro yaptığı görülüyor.
KAYIT DIŞI SINAV EKONOMİSİ
Etüt merkezi, test bürosu olarak kendilerini adlandıran butik dershanelerde 5 ile 8’li gruplar halinde öğrenciler sınava hazırlanıyor. Türkiye’deki etüt merkezleri sayısının 6 bine ulaştığı, bunlardan 1500’ünün de İstanbul’da bulunduğu tahmin ediliyor. Burada da öğrencilerin bir yıllık program için bin ile 2 bin TL ödeme yaptığı hesaplanıyor. Her etüt merkezinde 5 öğrenci olduğu düşünülürse, 30 bin öğrencinin etüt merkezlerinde sınava hazırlandığı ortaya çıkıyor. Her öğrencinin ortalama 1500 TL ücret ödediği düşünüldüğünde de, 45 milyon TL’lik kayıt dışı üniversite sınavı ekonomisi ortaya çıkıyor.
ÖZEL DERSİN FATURASI
Sınava hazırlıkta çocuklarını özel dersle üniversiteye hazırlamayı tercih edenler de bulunuyor. Bir öğrencinin en az 5 dersten özel ders aldığı varsayıldığında, bir aile haftada en az 500 TL ödeme yapıyor. Üniversiteye hazırlık için 40 haftalık bir ders programının yeterli olduğu düşünüldüğünde, ailelerin bir öğrenci için 20 bin TL ödemesi gerekiyor. Görüşüne başvurulan eğitimcilere göre üniversiteye hazırlanan adayların yaklaşık yüzde 1’i de özel ders alıyor. Bu adaylardan her birinin toplamda 20 bin TL ödediği düşünülürse, 300 milyonluk da bir özel ders faturası ortaya çıkıyor. Hiç dershaneye gitmese bile sınava giren bir öğrencinin en az 200 TL’lik kitap aldığı düşünüldüğünde, dershaneye gitmeyen yaklaşık 1 milyon aday için de 200 milyon TL’lik bir ekonomi oluştuğu görülüyor.
ÖSYM tarafından gerçekleştirilen KPSS sınavına katılan adaylardan bazıları da sınava artık dershaneler ve kurslar aracılığıyla hazırlanıyor. Türkiye’deki sayıları 4 bin 170’i bulan özel dershaneler, son yıllarda peş peşe KPSS kursu düzenleme izni almaya başladı. Halen 450’ye yakın özel dershane KPSS kursu düzenliyor. Elazığ’dan Mersin’e, İstanbul’dan Uşak’a kadar birçok ilde KPSS kursu düzenleyen dershane bulunuyor. Adayların ne kadarının kursa gittiğiyle ilgili net bir bilgi bulunmuyor ama her kursta 200-300 aday olduğu düşünüldüğünde, adayların halen ancak yüzde 5’inin kurslara gittiği ortaya çıkıyor. KPSS öğretmenlik sınavına girecek adaylar kursa gidip hazırlanmak isterlerse 260 saatlik bir kursun maliyeti 1300 ile 1500 TL arasında değişiyor. 500 saatlik KPSS ön lisans ve ortaöğretim kurslarının maliyeti ise ortalama 1500 TL. Ortalama bin TL’lik bir kurs maliyeti için 100 bin adayın 100 milyon TL ödediği ortaya çıkıyor.
SBS’YE HAZIRLIK 1.2 MİLYAR TL
Türkiye’de ÖSYM dışında Milli Eğitim Bakanlığı da merkezi katılımlı sınavlar gerçekleştiriyor. MEB’in yaptığı en önemli sınavların başında SBS geliyor. Türkiye’de her yıl 3 milyon ilköğretim öğrencisi SBS sınavına giriyor. Öğrencilerin üç yılını etkileyen bir sınav sistemine geçilmesiyle birlikte, sınav ekonomisi de artış gösterdi. SBS’ye 2009 yılında 6. sınıftan 1 milyon 37 bin, 7. sınıftan 1 milyon 53 bin, 8. sınıftan 1 milyon 28 bin öğrenci katıldı. 2010’da da yaklaşık 3 milyon öğrencinin SBS’ye girmesi bekleniyor. Son yıllarda SBS’ye giren öğrenci sayısı artıyor. SBS’ye giren öğrencilerin ancak yüzde 40’ının dershanelere gittiği tahmin ediliyor. SBS dershanelerinde yıllık ücret bin ile 2 bin TL arasında değişiyor. Bir öğrencinin ortalama 1500 TL’lik ücret ödediği düşünüldüğünde, 1.2 milyar TL’lik bir sınav ekonomisi ortaya çıkıyor.


4 YANLIŞ 1 GELECEĞİ YOK EDİYOR!
AYDIN Nazilli Emek Gençliği, yaklaşık 5 gün sürdürdüğü “Parasız Eğitim, Sınavsız Üniversite” imza kampanyasını, Nazilli Belediye Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasıyla sonuçlandırdı. Liseli öğrencilerin yanında Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinin de destek verdiği eylemde konuşan Serkan Delidere, baştan aşağı antidemokratik uygulamalarla dolu olan eğitim sisteminin, yenilenmeye ve demokratikleştirilmeye ihtiyacı varken, büyük bir hızla artan özelleştirmelerle kendisini yakıcı bir sorun olarak ortaya koyduğunu söyledi. Artık eğitimin, parası olana parası kadar alacağı bir hizmet olduğunu; devletin vatandaşına, gençlere sunduğu kamu hizmeti olmaktan çoktan çıkarıldığını belirten Delidere, “Özel okullar, özel dershaneler, kolejler, düz liseler, meslek liseleri gibi çeşitlemeler, eğitimde hem kalite bırakmamış, hem de toplumsal eşitsizliği had safhaya çıkarmıştır” dedi. Delidere, okula para, dershaneye para, üniversiteye para, sınavlara para derken, bir öğrencinin eğitim masrafının bir işçi ücretinin kat be kat üzerine çıktığına dikkat çekti.
Gençler, AKP iktidarının, sadece bedava kitap dağıtarak ‘Eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırdık’ naralarıyla övünmesini ise kalem kırarak protesto ettiler.
5 günde öğrenciler arasında 600’e yakın imza toplayan ve bunları Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderen gençler, basın açıklaması sırasında “Biji Yekitiya Xwendekaran (Yaşasın Öğrencilerin Birliği)”, “Kadrolu Polis Değil Kadrolu Öğretmen” ve “4 Yanlış 1 Geleceği Yok Ediyor” dövizleri taşıdılar.
ADANA’DA EYLEM
Adana Emek Gençliği üyeleri, “Parasız eğitim, sınavsız üniversite” isteklerini bir kez daha dile getirdi. İnönü Parkı’nda bir araya gelen Emek Gençliği üyeleri, okullarda toplanan paralara son verilmesi ve eğitime ayrılan bütçenin artırılması için iki hafta boyunca topladıkları imzaları Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderecek.
Emek Gençliği adına basın açıklamasını okuyan Serap Yurtman, “Topladığımız imzalarla bizlere dayatılan YGS, LYS adlı bu sınavları reddediyoruz” dedi. Yurtman, üniversiteye giriş sınavları adıyla yapılan ve her yıl üzerinde oynanarak daha da anlaşılmaz hale getirilen bu sınavlarla, gençlerin üniversite hakkının ellerinden alınmakta olduğunu belirtti. Bu sınavların eşitsiz olduğuna değinen Yurtman, eşit imkanlara sahip olmayan gençlerin aynı sınava girdiğine dikkat çekti. Türkiye’nin dört bir yanından gençlerin bu sınava girdiğini ve önemli bir kısmının okula gidemediğini, birçoğunun ise okulunda öğretmenin bile olmadığını ifade eden Yurtman, meslek lisesi öğrencilerinin önlerindeki katsayı problemine de değindi. Yurtman, “Hükümet ile Danıştay arasında oyuncak haline gelen katsayı uygulaması, ayda bir değişerek meslek lisesi öğrencilerini perişan etmiştir” dedi. Yurtman, üniversite giriş sınavlarının eğitimin ticarileştirilmesinin bir parçası olduğunu dile getirdi.
Her gencin eğitimi karşılıksız ve ücretsiz alması gerekirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, okullarda topladığı paralarla öğrencileri dershanelere yönlendirerek eğitimi tamamen paralı hale getirdiğini ifade eden Yurtman, 2 hafta boyunca “Parasız eğitim, sınavsız üniversite” talebi için lise, dershane, üniversite öğrencileri ve öğrenci velilerinden yüzlerce imza topladıklarını belirtti. Yurtman, “Eğitim sisteminin yeniden yapılandırılmasını, bağış adı altında her türden para toplanmasına son verilmesini, eğitime ayrılan bütçenin artırılmasını; SBS, YGS, LYS, KPSS ve benzeri sınavların kaldırılmasını ve herkese sınavsız üniversite okuma hakkı tanınmasını talep ediyoruz” diye konuştu. (Nazilli-Adana/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

Göktepe Ödülleri’ni kazananlar belli oldu

SONRAKİ HABER

EVRİM/DEVRİM

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...