30 Mart 2010 00:00

İş güvenliği rafa kalktı ölümlere tam yol devam

Krizle birlikte kamuoyunun dikkati tersanelerden çekildi. Bunun tersane işçileri için anlamı işçi sağlığı ve iş güvenliği...

Paylaş

Krizle birlikte kamuoyunun dikkati tersanelerden çekildi. Bunun tersane işçileri için anlamı işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin tamamen rafa kaldırılması, patronları için ise “gereksiz masraflardan” kurtularak kârlarını katlamak oldu.
Patronlar tersanelerin işçi ölümleriyle ve yapılan eylemlerle gündeme geldiği 2007 ve 2008 yıllarında iş güvenliği önlemleri almak zorunda kalmıştı. İşçilere verdikleri eğitim ve tersaneler bünyesinde kurdukları iş güvenlik ekipleriyle övünen patronlar, o dönem yaşanan ölümlü iş kazalarının da işçilerin cahilliğinden kaynaklandığını söylüyorlardı. Bugün ise patronların böyle bir nedeni gösterebilecekleri en ufak bir iş güvenliği önlemi bile yok.
İLK ONLAR İŞTEN ATILDI
Tersane patronları krizin başladığı 2008 yılının sonlarında tersanelerde ilk olarak işçi sağlığından ve güvenliğinden sorumlu olan işçi ekiplerini işten attılar. Gerekçeleri aynıydı: “Yeni iş alamıyoruz personelden daraltmaya gidiyoruz.” İşten atılanları sağlık personeli olarak çalışanlar izledi. Bunun gerekçesi de tersane patronlarının örgütü GİSBİR’in ortak sağlık biriminin olması gösterildi. Patronlara göre tersanelerde yaşananlara ilk müdahaleyi de “İlk yardım eğitimi almış her hangi biri yapardı” zaten.
RAKAMLAR DOĞRULUYOR
2006 ile 2008 arasında tersanelerde iş güvenlikçişi olarak çalışanların sayısı 1200 iken 2009 yılında bu sayı 247 kişiye gerilemiş durumda. Bu gerileme özellikle AKP ve MHP milletvekillerinin sahibi olduğu tersanelerde çok daha çarpıcı bir biçimde ortaya çıkıyor.
2006 ile 2008 yılları arasında MHP Milletvekili Ali Torlak’a ait Torlak Tersanesi’nde 820 işçi çalışırken 28 iş güvenlikçisi ve 13 ilkyardım eğitimi almış ekip vardı. 2009 yılında bu sayı 4’i indi. AKP Milletvekili Kemal Yardımcı’nın tersaneleri olan Yardımcı ve Türkter tersanelerinde ise 40 iş güvenlikçi çalışırken şimdi bu sayı 7. Koçların tersanesi olan RMK’da 33 olan iş güvenlikçi sayısı 6’ya indi. Kapısına “Önce iş güvenliği” yazılı koca bir tabela asan Sedef Tersanesi’nde ise 45 iş güvenlikçi çalışıyordu. Şimdi bu rakam 15’e indi.
HÂLÂ İŞÇİYİ SUÇLUYORLAR
Tersanelerde iş güvenliği tedbirleri bu denli rafa kaldırılmışken, tersane yetkilileri halen her kazadan sonra işçileri suçluyorlar. Ancak iş güvenliği konusunda çalıştırılan kişi sayısındaki bu azalma patronların “Biz gerekeni yapıyoruz ama işçiler eğitimsiz bizim verdiğimiz malzemeleri kullanmıyorlar bu nedenle bu kazalar oluyor bizde üzgünüz” sözlerini yalanlıyor. (İstanbul/EVRENSEL)

BU KAZALAR OLMAYABİLİRDİ

2009 yılında tersanelerde alınmayan iş güvenliği tedbirlerinden dolayı ölen işçiler ve kalıcı sakıtlıklara neden olan iş kazalarının oluş şekilleri göz önünde bulundurulduğunda akla şu soru geliyor: “İş güvenlikçiler işten çıkarılmasaydı bu kaza ve ölümler olur muydu?” son dönemde yaşanan kazalar şöyle:
* Mahmut Altınöz gemi ambarına düşmesi sonucu öldü.
* İlhan Üstündağ iskeleden düşmesi sonucu öldü.
* Servet Çam ayağına sac parçası düştü ayak parmakları koptu.
* Murat Kayar spiral taşın patlaması sonucu diz kapağı parçalandı.
*Ender Gümüş eli sacın altında kaldığıiçin dört parmağı koptu.
* Rıza Güzel gözüne sıcak çapak kaçmasından dolayı sağ gözü kör oldu.

TÜPRAŞ’TA İŞ KAZASI

TÜPRAŞ’ta Doğan İnşaat adlı firmada çalıştırılan taşeron işçisi iş kazası geçirdi. Çalıştığı bölümde havasız kalan işçiye oksijen yerine azot verilmesi sonucu oluşan kazada taşeron işçisi Halil Özmen ambulansla Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. İzmir’de hiçbir hastanede yoğun bakım bölümlerinde yer bulunamayınca Tepecik Hastanesi acil serviste bakımı yapılan işçinin her iki akciğerinde azot gazından kaynaklı ödem oluştuğu belirtildi. Halil Özmen, 12 yıldır TÜPRAŞ’ta taşeron olarak çalışıyordu.
PETROL-İŞ YALNIZ BIRAKMADI
Petrol-İş Sendikası kazadan sonra kaza geçiren işçinin kaldırıldığı hastaneye gelerek işçiyi yalnız bırakmadı. Burada doktorlarla ve işçinin ailesi ile görüşen Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İsmail Doğan, “Taşeron olmuş, olmamış, sendikamız üyesi ya da değil, ayrım yapmadan orada bulunan her işçiyle ilgilenmek bizim görevimiz” dedi. Doğan hastanede ve sonrasında Halil Özmen’i yalnız bırakmayacaklarını dile getirdi.
Kazayla ilgili işyerine gelen emniyet yetkilileri inceleme yaptıktan sonra ayrıldı.
Kazada taşeron şirketten kaynaklanan hataların bulunduğu, işçiye oksijen yerine azot bağlanmasının taşeronların deneyim ve bilgi eksikliğinden kaynaklandığı söyleniyor. Çok sayıda taşeron firmanın bulunduğu TÜPRAŞ’ta kadrolu işçiler de iş yoğunluğundan şikayet ediyor.
KAZALARIN SEBEBİ TAŞERON SİSTEMİ
PETKİM ve TÜPRAŞ’ta yaşanan taşeronlaştırmanın zararları ve yarattığı tehlikeler yıllardır dile getiriliyor.
Petrol-İş Sendikası, çoğu deneyimsiz ve bilgisiz taşeron işçisinin her an can kaybına neden olabilecek iş kazaları yaratabileceği uyarısı yapmıştı. Petrol-İş yöneticileri bölgenin hassasiyetinin gözetilerek, yaşanan kazaların önüne geçilebilmesi için taşeronun kaldırılması gerektiğini dile getiriyorlar.
İşverenlerin ucuz işgücü sağlamak ve sendikayı zayıflatmak amacı ile sadece işçileri değil bütün Aliağa’yı tehdit ettiğine dikkat çeken Petrol-İş Sendikası, taşeron, eksik personel, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının herkesin canını tehlikeye attığını söylüyor. (İzmir/EVRENSEL)
Ali Doğan
ÖNCEKİ HABER

Ligna büyüyor işçi borçlanıyor

SONRAKİ HABER

SAĞLICAK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...