30 Mart 2010 00:00
GÜNCEL
Başbakan Erdoğan, Anayasa Değişikliği Paketini bugün TBMMye vereceklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Anayasa Değişikliği Paketini bugün TBMMye vereceklerini söyledi. AKP, Herkesle Anayasa Paketi üzerine tartışmaya, uzlaşmaya açığız dedi ama görüşme turlarının göstermelik olduğu, AKPnin aslında kimseyle anlaşmaya, uzlaşmaya niyeti olmadığı açığa çıktı. Çünkü, Anayasa Paketine ilke olarak karşı çıkanlar dışında paketin tartışılan maddeleri esas olarak ikiye kadar inmişti. Bu iki madde ise HSYK ve Anayasa Mahkemesinin üyelerinin seçimi konusuydu. Anayasa değişikliğinin referanduma gitmesinin önlenmesi için önemli bir unsur olan BDPnin önerileri ise çok makuldü. BDP, seçim barajının yüzde üçe indirilmesi ve TMK mağduru çocuklarla ilgili düzenleme yapılması koşuluyla paketi destekleyebileceklerini açıkladı. AKP, zaten TMK mağduru çocuklarla ilgili düzenleme yapacağını söylüyordu. Seçim barajının varlığı ise esas olarak BDPnin Meclise girmesini önlemek içindi. Ki, bu önlem son seçimlerde başarılı olmamış; DTP, grup kuracak şekilde Meclise girmişti. Seçim barajının yüzde üçe indirilmesi, AKPden çok CHPnin oyunu düşürürdü. AKP, bütün bunlara rağmen, Anayasa Paketini hiçbir değişikliğe uğratmayarak ve seçim barajını indirmeyeceğini kesin olarak açıklayarak, dediğim dedikçi bir tutum sergiledi. Üstelik, değişiklik maddelerini tek tek değil de bütün olarak referanduma sunacağını bir kere daha ilan etti.
Bu gelişmeler karşısında, insanın aklına ister istemez, AKP Anayasa Değişikliği Paketinde samimi mi sorusu geliyor. Çünkü, Anayasa Değişikliği Paketini bir bütün olarak referanduma sunduğunda, bu oylama Anayasa Mahkemesi tarafından kesin olarak iptal edilir. Gerçekten de böyle bir referandum olmaz. Anayasa tümden referanduma sunulabilir ama kısmi değişikliklerin bir paket olarak referanduma sunulması, ne demokrasiye ne de hukuka uyar. Ayrıca, AKPnin referandumda yüzde elliyi geçemeyeceği ihtimali çok fazla. AKPnin oy desteği yüzde otuzlar civarında. Yüzde elliden fazla AKP karşıtı bir oy potansiyeli mevcut. AKP karşıtı en az yüzde elli, beki de yüzde altmış seçmeni AKPnin anayasa değişikliğine oy verdirecek bir hüküm de yok bu değişiklikte. Referandumda kaybettiğinde, bugüne kadar tepe tepe kullandığı Arkamda halk desteği var argümanı da çökecek. AKP, gerçekten kendisi için hayati önemde olmayan bir anayasa değişikliği için var olmak ya da yok olmak riskini göze alabilir mi?
AKP, belki de gerçekte böyle bir anayasa değişikliği hedeflemiyor. Belki de önümüzdeki seçimde, yeniden bir mağduriyet yaratarak; AKPnin bütün demokratikleşme, yönetme çabalarına Anayasa Mahkemesi, bürokrasi ve askerler engel oluyor imajı ile oylarını korumayı planlıyor olabilir.
KAMİL TEKİN SÜREK