Yönetmeliğe karşı ortak mücadele

ÇEVRE Mühendisleri Odası (ÇMO) Bilim Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Beyza Üstün, “Çevre Denetim Yönetmeliği” ile çevre felaketlerinin önünün açıldığını belirterek, bu yönetmeliğe karşı ortak mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 5 Ocak 2002’den bu yana gündemde tutuğu “Çevre Denetim Yönetmeliği” hakkındaki düzenleme yürürlüğe girdi. Yürürlüğe giren düzenlemenin 21’inci maddesindeki “Bakanlık ve bağlı kuruluşunda uzman ve uzman yardımcısı olarak çalışan personel, bunların sayılarının yetersiz olması durumunda en az dört yıllık yüksekokul bitirmiş ve bakanlıkça düzenlenecek eğitim programını tamamlamış olan diğer personel denetim görevlisi olabilir”, 22’inci maddesindeki “Bakanlık, denetim görevlilerinin eğitimi amacıyla gerekli görülen sürelerde uygulamalı eğitim programları düzenler. Eğitim ve yeterlik programlarının düzenlenmesi ile ilgili usul ve esaslar bakanlıkça belirlenir” tanımlarına yer verildi.
Bu düzenlemenin çevrede meydana gelecek felaketlerin önünü açtığını belirten ÇMO Bilim Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Beyza Üstün, danışmanlık firmalarına denetim belgelendirmesi yapmak, yetkilendirmek gibi çevre konularının özel şirketlere devredilmesiyle ilgili yönetmeliğin, çevre mühendislerini sistem dışında bıraktığı gibi bakanlığın ya da bunun olmasını isteyen özel şirketlerin kendi mühendislerini seçmelerinin yolunu açtığını vurguladı.
‘DOĞA KAPİTALİZMİN KAYNAĞI OLACAK’
Böyle görevli mühendisin bir su havzasının planlamasıyla ilgili denetim yaptığı, bunu planladığını ve bunun yöntemini kurguladığını düşündüğümüzde, yönetmeliğin su havzasının rahatlıkla şirketin istediği şekilde kullanılmasının önünü açtığını belirten Üstün, şunları söyledi: “Bu uygulamayla doğanın tahribatının önü açılıyor ve şirketler yetkilerle donatılıyor. Yani şirket şirketi yönetecek, denetleyecek ve dolayısıyla şirket istediğini yapacak. Doğal koruma, formasyonu olmayan mühendislerin insafına kalınacak. Doğa bu uygulamayla kapitalizmin dayatmaları doğrultusunda planlanır hale gelecek. Çünkü artık karşımızda doğal hayatı koruma konusunda yetkili bir kurum yok. Bunların özel şirketlere devredildiği bir durumla karşı karşıya kalacağız.”
‘ORTAK MÜCADELE TAHRİBATLARI ÖNLER’
Yönetmeliğin yalnızca çevre mühendislerini değil, toplumun bütün kesimlerini yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken Üstün, “ÇMO ile ortak bir yelpazede mücadele etmek gerekiyor. Örgütlü mücadeleyle dayatılan bu yönetmeliğin ve yaşatacağı mağduriyetlerin halka doğru bir şekilde aktarılması gerekiyor. Ancak halk karşı durur ve örgütlü yapı buna yönelik bir duruş sergilerse, bu uygulamalar hayat bulamayacaktır. Tıpkı su havzalarının ticarileştirilmesi sürecinde yaşadığımız gibi. Biliyorsunuz, ülkenin su havzalarının 30 yıllığına özel şirketlere devredilmesi planlanıyordu, fakat halkın yarısı ayakta olduğu için bu konuda geri adım attılar ve bu uygulamalar konusunda adım atamadılar. Demek ki halk karşı çıktığında bu tür zararlı yaklaşımlar uygulanamıyor. Bunun için de toplumsal bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde bütün hakimiyet şirketlerin eline geçecek ve su havzalarından hak talep edemeyeceğiz” dedi. (Ankara/DİHA)

---

YÖNETMELİK MAĞDURU İŞ ARIYOR
Çevre Denetim Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesiyle Çevre Mühendisliği Bölümü mezunu Özge Palut işsiz kaldı. Son iki yıl çalıştığı otomotiv sektöründe iki fabrikada tek çevre mühendisi olarak görev yaptığını dile getiren Palut, “400 kişilik bir fabrikaydı. Ve çevre mühendisliği dışında birçok görevde bulundum. Kendi imkanlarımla eğitimlere gittim. Sonuçta Çevre Denetim Yönetmeliği’nin çıkmasıyla birlikte işyeri, kimya mühendisi arkadaşı çevre görevlisi yapma yönünde karar verdi. Eğitime gönderip hem boyahane sorumlusu hem de çevre mühendisi olarak çalıştırmayı düşündüğü için benim işime son verildi. Kriz bahane gösterildi, fakat asıl amaç bir mühendisi iki alanda çalıştırmaktı” diye konuştu.
Murat Kolca