6 Nisan 2010 01:00

ALBATROS


Veysi Sarısözen Türkiye’de sosyalist hareketin önemli öncülerinden biri. Sosyalist düşünceler ile ilk temas, 60’lı yılların başı, çok kültürlü Antakya. Sonra TİP Gençlik Kolları, Fikir Klupleri Federasyonunun kuruluşu, İstanbul Sekreterliğinin oluşumu. 1967 yılında 6.Filoya karşı Taksim’de ilk açlık grevi eylemi…1968 Ocağında, Yerel öğrenci birlikleri ile ilk Doğu Gecesi’nin örgütlenmesi. MDD’yi eleştirmediği için tasfiye edilmesine karşın, Dev-Genç çatısı altında sosyalist gençliğin birliğini savunması…1970 Nisan DDKO ile Doğu’da Komando Baskınları sırasındaki insan hakları ve hukuk ihlallerini raporlaması. Fabrika gazeteleri, Emekçi Basın Birliği ve Anadolu Basın Birliği projesi.
Veysi Sarısözen, ilk kez 1963 yılında Brecht’in “Sezuan’ın İyi İnsanı” adlı oyununa saldıran faşistlere tavır koyduğu için, tanık olarak girdiği karakoldan sanık olarak çıktı.
1968 yazında 6. Filo protestoları sırasında, İstanbul Teknik Üniversitesini basan ve Vedat Demircioğlu’nu pencereden atan güvenlik güçleri tarafından tutuklandı.
1970 15-16 Haziran olayları sonrasında, Sungurlar işgaline ve işçi direnişine verdiği destek nedeniyle tutuklandı.
1971 darbesinden sonra yeraltına indi. 1974 sonrasında yurtdışına çıktı ve Türkiye Komünist Partisi içinde çalıştı. Bizim Radyo’da bilfiil gazetecilik yaptı.
80 sonrasında hep solun birliği için çalıştı ve destek verdi.
Çatı partisi de onun hayallerinden biriydi.
Sonuç olarak 1968 sonrası hayal ettiği solun birliğini, bugüne değin savundu.
Belki de en ütopik yanlarından biri idi bu.
Kürt sorununda da Marksist ilkelere sadık kaldı.
Kürt halkının en mütevazi dostlarından biri oldu.
Veysi’nin iki kez mahkum edilmesini önemsiyorum.
Çünkü 1963’ten bu yana anti demokratik ve sosyalist düşünceyi ve örgütlenmeyi yasaklayan faşizan yasalardan dolayı yargılandı.
Ama sonunda TC hükümetiydi 141- ve 142. faşist maddelerini kaldıran.
Ve 1991 yılında onurlu bir şekilde 16 yıllık bir sürgünden sonra ülkesine döndü. Ve inandığı doğrular için ilkeli bir biçimde yürümeye devam etti.
Sonuç olarak eğer TC Kürt sorununa ciddi bir çözüm arayışı içinde olsa, başvurulacak akil adamlardan biriydi Veysi Sarısözen.
Ama o bir “terörist” olarak mahkum edildi. Çözümü tartışan yazılarından dolayı.
Önce teşhisinizi ve kullandığınız söylemi değiştirmelisiniz diyordu.
Kürt sorunu basit bir terör sorunu değildir, PKK de basit bir terör örgütü…
Demirel’in de tanımı ile, bu son Kürt isyanıdır, terörün çözümü başkadır, isyanın çözümü başka dediği için iki kez mahkum edildi.
Bunu basit bir mahkumiyet olarak algılayamayız.
Çünkü bu davalar Genel Kurmayın şikayeti üzerine ve Adalet Bakanlığının uygun bulması ile açıldı. Adalet Bakanlığı talimatı alır almaz, o da ‘gizli’ ibaresiyle bir yazı yazmış ve yargıyı harekete geçirmiş.
Ve mahkumiyet ile sonuçlandı.
Cezası ertelenmedi, “kişiliği nedeniyle”.
Bu dava, bir tarihi mahkum etmektir.
İki halk arasındaki köprüleri atma operasyonunun bir parçasıdır.
Herhalde sümen altında onun onurlu sosyalist yaşamının dökümü de vardı.
Belki de, 1963’ten beri yargılanmasına karşın mahkum olmayışının acısını çıkarmak istediler.
Sarısözen, Gündem gazetesinin 12 Kasım 2007 tarihli sayısında yayımlanan “Vesaire, vesaire” başlıklı yazıda da şu ifadeler nedeniyle suçlanıyordu:
“Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı, gazetecilerin DTP Kongresi hakkında sorduğu bir soru üzerine, ‘O partinin adını ağzıma almak istemiyorum’ diyor.
Oysa ben, başkaları, milyonlarca Kürt ‘o partinin’ yalnız adını ağzına almakla kalmıyor, o partiyle dayanışma içinde oluyor, o partiye oy veriyor, onbinlercesi o partiye üye oluyor. Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Genelkurmay Başkanı, ‘O parti’ dediği DTP’yi kendi ‘ağzında yok’ ediyor... Ne hakla? Burası hukuk devleti mi, yoksa kolektif cezalandırma devleti mi?”
”Sözcüklerin yasaklanması hukuk devletiyle bağdaşmaz. Örneğin PKK’ye ‘terörist’ demek mecburi olamaz. Farklı teşhis hakkımız vardır. Biz PKK’yi en sonuncu Kürt isyanının politik ve askeri örgütü sayıyoruz. Suçsuzdur, yaptığı kanunidir, ‘camiden geliyorlar’ filan demiyoruz. Sizden farklı bir teşhiste bulunuyoruz. Bulunamaz mıyız? Vesaire vesaire”…
RAGIP ZARAKOLU

Evrensel'i Takip Et