09 Nisan 2010 00:00

İMES’TE GENÇ İŞÇİ HAYATLARI 2

Patronlar büyüyor işçi hayatları küçülüyor

Paylaş

Kalite belgeli İMES’teki genç işçiler, meslek öğrenmek uğruna küfürden dayağa birçok zorluğa katlanıyor. Dış görünüşüyle modern bir sanayi sitesini andıran İMES işçileri için bu modernlik hiç de geçerli değil. Çünkü İMES patronları bir yandan hükümetin kendilerine sunduğu olanaklarla, diğer yandan esnek çalışma, uzun süreli çalışma ve düşük ücretle çalışma politikalarıyla her geçen gün büyüyüp gelişirken aynı şeyleri işçileri için söylemek pek mümkün değil. Öyle ki aile ekonomisine katkı sunmak için yüzlerce genç ve çocuk denecek yaşta çalışan işçiler her türlü zahmete katlanıyor. Tek nedeni var oda meslek sahibi olup iyi bir maaş almak ya da ileride kendisine piyango vurursa bir atölye sahibi olmak.
MODERN CEHENNEMİN AKP’Lİ BAŞKANI
Bu modern cehennemin yönetim kurulu başkanını tanımak için çok uzağa gitmeye gerek yok. Süheyl Erboz, AKP İl Meclis Üyesi.
16 yaşında ve 2 yıldır İMES’te çalışan Orhan Temur (Zaza) ise dersleri kötü olduğu ve ailesine ekonomik katkı sunmak için okulu bırakıp çalışmaya başlamış. 500 TL maaş alan Temur sabah 08.00’den akşam17.30’a kadar çalışıyor. İş güvenliği ve işçi sağlığı önlemleri alınmadığını vurgulayan Temur, 5 kişilik ailede 2 kişi çalıştıklarını ifade ediyor. Yoğun çalışma temposuna karşın zorunlu mesailer yaptıklarını ve parasını almadıklarını söylüyor. Gelecekte iyi bir usta olup daha fazla ücret almak istediğini söyleyen Temur, atölyelerdeki çırakların en zor şartlarda çalıştığını, dayak aşağılama gibi uygulamalarla karşılaştıklarını anlattı. Günlük 5 TL yemek ücreti aldığını daha fazla katkı sunmak için öğlen yemeğini evden getirdiğini vurguladı.
Temur’un bir de ricası var bizden, (Ağabey gazetede çıkacaksa ismimin yanına Zaza koyun” diye.
20 yaşında ve 4 yıldır İMES’te çalışan Sönmez Öztürk elektrik elektronik atölyesinde çırak olarak çalışıyor. 650 TL maaş alan Öztürk okumak için Tokat’tan gelmiş. Cuma, cumartesi ve pazar günleri çıraklık eğitim merkezine gidiyor. Liseyi dışarıdan okuyan Öztürk, sosyal aktivitelere katılamadığını, çünkü sürekli çalıştığını vurguluyor. İMES’te çalışan genç işçilerin koşullarının ağır olduğuna değinen Öztürk; atölyelerde temizlik, ayak işleri gibi işleri yaptıklarını vurgularken İMES patronlarının her geçen gün kâr yaparak büyüdüklerini, kendilerinin ise hayat pahalılığı karşısında daha fazla yoksullaştıklarını ifade etti.
ÇOCUK İŞÇİ YAYGIN
Ümraniye’ de MEB’e bağlı olan Ulubatlı Hasan Mesleki Eğitim Merkezi 3 bin civarında öğrenciye eğitim vermektedir. Eğitim verdiği meslek alanları tesviyecilik, metal işleri, kıymetli taş ve metal işletmeciliği, tesisatçılık, elektrikçilik, motorculuk, elektronik, dökümcülük, modelcilik, döşemecilik, ağaç işleri, matbaacılık, terzilik, berberlik, seramikçilik, cam işletmeciliği, tekstil, halıcılık, ayakkabıcılık, dericilik, otelcilik, yiyecek hazırlama ve pişirme, konfeksiyon, yapıcılık, fotoğrafçılık, taşçılık, plastikçilik, karosercilik, tekne imalatçılığı, saatçilik, çiçekçilik, kuru temizleme, avizecilik, reklam tabelacılığı, satış elemanlığı, anahtarcılık, kağıt işletmeciliğidir. Öğrencilere haftada bir gün eğitim veren ve diğer günler çıraklık yapma zorunluluğu getiren bir eğitim kurumu. Öğrencilere sağlık sigortası devlet tarafından yapılmaktadır. Mesleki eğitim vermesiyle bir çok öğrenciye kalfalık belgesi veren ve öğrencileri çalışma koşullarına hazırlayan okul bir çok alanda da patronlara ucuz iş gücü sağlamasıyla da, patronların tercih ettiği bir yer haline gelmiştir. Burada eğitim alan bir çok öğrenci haftanın 5 günü çalışıp 1 günü eğitim almaktadır.
İMES, OSB, DES ve KADOSAN olmak üzere daha bir çok sanayi sitesine çırak veren okulda 15-20 yaş arasında bir çok öğrenci eğitim almakta. Patronlara sigorta yükü olmayan öğrenciler genellikle 1. Sınıfta asgari ücretin 3 te 2 si kadar ücret almakta. İMES sanayi sitesi içinde de yaklaşık 400 öğrenciye eğitim veren bir şubesi olan okulun öğrencileriyle sohbet ediyoruz.
Ümraniye Çakmak sanayi sitesinde çalışan Sayit Erdoğan tesviyecilik bölümü öğrencisi. 19 yaşında olan Erdoğan 3.5 senedir çalışıyor. Erdoğan 600 TL ücret alıyor. Kendisi ile aynı işi yapan diğer işçiler 800 TL ücret alıyor. Pozisyonu çırak olmasından daha düşük ücret aldığını ama maaşının kendisine yettiğini söylüyor. Askerden geldikten sonra üniversite sınavlarına girerek makine mühendisi olmak istediğini söylüyor. Sanayi sitesi içinde sağlık ocağı olmadığını genellikle iş kazalarının Ümraniye’deki özel hastanelere götürülerek tedavi ettirildiğini anlatan Erdoğan, pazar günleri çalışmadığını söylüyor. İzinli olduğu günlerde evde genellikle dinlendiğini ara sıra sinemaya gittiğini söylüyor.
1 Mayıs’ın işçilerin mücadele günü olduğunu söyleyen Erdoğan, 1 Mayıs’a hiç katılmadığını çünkü televizyonlarda işçilerden çok ‘terör örgütlerinin’ çıkardığı olayların yer aldığını söylüyor. 1 Mayıs denince aklına biber gazı, gaz bombası ve polislerle yaşanan çatışmalar geldiğini söyleyen Erdoğan, olay çıkmasını istemediğini ve işsizliğe karşı işçilerin birlikte 1 Mayıs’ı kutlaması gerektiğini söylüyor.
UZUN ÇALIŞMA
17 yaşında tesviye bölümü öğrencisi olan ve kendisine Başkan denen Fatih Yavuz da 5 senedir bu bölgede çalıştığını, çalışma koşullarının ağır olduğunu söylüyor. İMES sanayi sitesinde bir atölyede kendisiyle birlikte 5 çırakla birlikte çalışıyor. Sabah 08.00’de iş başı yaptıklarını akşam 19.00’a kadar çalıştıklarını, cumartesi günü de saat 13.00’e kadar çalıştıklarını söylüyor.
1 saat işe geç kaldıklarında 3 saat ücretlerinin kesildiğini, 1 güne 2 gün, 2 güne 5 gün ücret kesildiğini hayatlarının kesmeceye döndüğünü anlatan Yavuz, pazar günleri arkadaşlarıyla gezmeye gittiklerini anlatıyor. Hayatında hiç sinemaya ve tiyatroya gitmediğini ve gelecekten de bir beklentisi olmadığını söylüyor.
MÜCADELE GÜNܒ
1 Mayıs’ın haksızlığa karşı işçilerin mücadele günü olduğunu söyleyen Yavuz, ama o gün bile izinli olamadıklarını söylüyor. Resmi tatil olmasına rağmen çalıştıklarını söylüyor. 1 Mayıs’ a hiç katılmadığını ama katılmak istediğini belirten Yavuz, katılmak istemesinin nedenlerini, insanca çalışmak, emeğinin karşılığını almak, resmi tatiller de çalışmamak olarak sıraladı.
Babasının Tuzla deri sanayi sitesinde çalıştığını söyleyen Zekeriya Çalık ta DES sanayi sitesinde çalışıyor. Babasının patronunun, işleri düşmemesine rağmen işçileri ücretsiz mesaiye bıraktırmaya çalıştığını ama işçilerin kabul etmediğini söylüyor. Çalık kendisinin aldığı 400 TL ‘nin bir çırak olarak iyi ücret olduğunu söylüyor.
‘DENETİM YOK’
DES sanayi sitesinde çalışan Harun Öztürk de 800 TL alıyor. Cumartesilerini çalışan Öztürk, pazar günlerini arkadaşıyla gezmeye giderek geçiriyor. Bir kere iş kazası geçiren Öztürk parmağının ucunun koptuğunu ve anlaşmalı hastaneye gittiklerini anlatıyor. Bugüne kadar sanayi sitesinde çalışma koşullarının denetlendiğini görmediğini, 1 Mayıs hakkında hiçbir şey bilmediğini söylüyor.
Ara tatillerde ve okulu bitirip üniversite hayali olmayan yüzlerce çocuk işçi İMES’in yolunu tutuyor aile ekonomisine katkı sunmak için. Her atölyede çocuk işçi çalışıyor. Onlar atölyenin eli ayağı her şeyi. Alet edevatın yerini onlar biliyor, akşam paydoslarında atölyenin temizlenmesi, getir götür işlerinde onlar var. üstelik ücretleri de düşük.



HAYALLERİ KENDİ DÜKKANINI AÇMAK
16 yaşında olan Sercan Babacan İMES Sanayi Sitesinde bulunan MEB’e bağlı Ulubatlı Hasan Mesleki Eğitim Merkezinde 1 gün okuyor haftanın 5 günü çalışıyor. Sercan da diğer 400 öğrenci gibi genç yaşta işçiliği öğrenenlerden birisi . Atölyelere bu gençlerin hiçbir maddi külfeti de yok. Çünkü sigortaları da devlet tarafından kısmi yatırılıyor.2 yılı aşkın süredir arabaların balata ve yağ değişimini yapan Babacan bu işi vasıfsız bir işçinin yapamayacağını söylüyor. Kendisi 350 lira aldığını yanında bir de çırak olduğunu onunda 200 lira aldığını söylüyor.
Patronlarının işi öğrendikçe maaşlarına zam yaptığını söyleyen Babacan’ın en büyük hayali iyi bir usta olmak ve kendine bir dükkan açmak. Çalışma koşullarının ve saatlerin ağır olduğunu sabah sekiz buçuk akşam sekiz buçuk çalıştıklarını, haftanın 5 günü çalıştığını bir gün okula geldiğini ve mesai ücreti verilmediğini söylüyor. Çalışma saatlerine alıştıklarını söyleyen Babacan en çok akşamları arkadaşlarıyla parkta oturup sohbet etmeyi sevdiğini anlatıyor. Son dönemlerde parkta oturan arkadaşlarını ve kendini polislerin sorguya çektiğini ve kapılarının önünde kimliksiz olduğu için birkaç kez gözaltına aldıklarını anlatıyor. Eve çıkıp cüzdanını bile almaya izin vermediklerini ve baskıların yersiz olduğunu anlatıyor. Emek Mahallesi’nde oturan Emre Çakmak, 16 yaşında ve iki yıldır işçilik yapıyor. Çıraklık okuluna işyerinden izin verilmediği için gidemediğini söylüyor. Çakmak’ın 2 yıldır söz verilmesine karşın sigortası da yapılmıyor. Mahallelerinde gençlerin sosyal aktivite yapabileceği yerler olmadığını, gençlerin genelinin içki ve madde bağımlısı olduğunu, kendisinin ise çok nadir dışarı çıktığını söylüyor. Diğer gençlerle aynı duyguları besleyen Çakmak da işi öğrenmek birikim yapmak ve kendi dükkanını açmak istediğini söylüyor.

BİTTİ)
HAZIRLAYAN: inan Dursun - Yunus Demir
ÖNCEKİ HABER

1 Mayıs’ın Çorlu’da kutlanması için...

SONRAKİ HABER

GERÇEK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...