10 Nisan 2010 00:00

Sosyal bilimlere bir Dipnot

Sosyal bilimler ülkemizde de geniş bir yelpaze de tartışılan, üzerine çokça konuşulan, yazılıp çizilen alanlardan.

Paylaş

Sosyal bilimler ülkemizde de geniş bir yelpaze de tartışılan, üzerine çokça konuşulan, yazılıp çizilen alanlardan. Toplumsal hareketlenmelerin az denemeyecek yoğunlukta yaşandığı Türkiye’de sosyal bilimlerin konusu olan tartışmalara ilişkin bir çok yayın var. Bu yayınlar arasına şimdi Dipnot dergisi de dahil oldu. Dergi iddiasını “Türkiye’deki her tür toplumsal yaşam biçimini, sorunlarını, kültürünü, dinsel yapılanmalarını, her tür kimlik ve aidiyetleri, toplumsal hareketleri ve düşünceleri, Ortadoğu toplumu ve uygarlıklarıyla birlikte, bir dünya sistemi içinde ele alarak analiz etmek” biçiminde tarifliyor.
Üç ayda bir yayınlanacak olan ve ilk sayısını ‘Modernite, Modernleşme ve Kürt Modernleşmesi’ başlıklı dosya konusuna ayırun dergi, önümüzdeki sayılarında sırasıyla ‘Aydın ve Kürt Aydınları’, ‘Pozitivizm-Bilimcilik’ ve ‘Soykırım’ konularını ele alacak. Derginin yayın kurulu üyelerinden Fırat Aydınkaya ve Esra Çiftçi ile Dipnot’a neden ihtiyaç duyulduğunu ve derginin hedeflerini konuştuk.

Dergide Türkiye’de sosyal bilimler alanında yoğunlaşan bir tartışma olduğuna dikkat çekiliyor. Bu alanda çıkan başka dergiler de var. Dipnot’u bunlardan ayıran nedir? Neden Dipnot’a ihtiyaç vardı?
Fırat Aydınkaya: Klasik anlamda sosyolojiden pek çok kişi ümidini kesmiş durumda. Sosyolojinin iktidara bilgi üretme bağımlılığı, yöntemlerde yaşanan tıkanıklıklar ve sürekli tekrar durumları yaşaması bu işin sonuna dair fikirler veriyor. Bunun yerine toplumla iç içe geçen, toplumu yeniden bilim konusu haline getiren arayışlar var. Sosyal bilimi hem içerik hem de yöntem olarak yeniden düşünen yeni arayışlar yayılıyor ve ortaklaşıyor. Bu bağlamda Türkiye’de de bir hareketlilik yaşanıyor. Bizim çalışmamız da aşağı yukarı bu arka plan üzerine oturdu.
Esra Çiftçi: Uzun bir zamandan bu yana yeni bir bilim anlayışına ihtiyaç olduğu sıkça tekrarlanıyordu. Bunun için de her şeyden önce daha iyi bir dünya arayışı temelinde mevcut kapitalist modernitenin bilimler üzerindeki sömürgeciliğine ve tekelciliğine son verilmesi gerektiği tartışılmaz bir gerçek halindeydi. Belki de iktidarla en içli dışlı olan bilim alanıdır sosyal bilim. Bu bilim dalının iktidar merkezli olmayan yapıda yeniden düşünülmesi ve yeniden inşası bu manada büyük önem arz etmektedir. Biz bu bilinçle oturduk, konuştuk. Elbet bu alanda çıkan dergiler var ve şüphesiz hepsinin de çok önemli işlevleri var. Belki şöyle demek daha doğru olur, onların eksik bıraktıklarını biz Dipnot dergisi olarak tamamlayabilir miydik? İşte biraz da bu arayışla yola çıkan Dipnot dergisi, Türkiye’deki her tür düşünce yapılarını, kadının durumunu, feminizm, Kürtleri, Kürt sorununu, kültürünü, dinsel yapılarını, sınıfları yeni bir yöntem ve içerikle ele almayı esas alıyor.

Neden bu ismi tercih ettiniz?
E.Ç: Dipnot, metin içinde geçen herhangi bir bilgi ile ilgili olarak sayfa altına, çalışmanın sonuna konulan bir kaynak bilgisidir. Bizde bu bilgileri sayfa altlarına düşerek değil, geniş kitlelerle paylaşarak, tartışarak bir platform oluşturmak istedik. Dergi adı gibi dipnotların önemsiz olmadığını, her dipnotun yeni bir dünyanın kapısını açtığını işaret etsin diye düşündük. Yıllardır küçük defter sayfalarına dipnot olarak düştüğümüz, düşüncelerimizi, sorularımızı, cevaplarımızı geniş kitlelerle paylaşmak istedik.

İlk sayının dosya konusu ‘Modernite, Modernleşme ve Kürt Modernleşmesi.’ Dergi ‘Kürt dünyası’ içinde bir entelektüel tartışma platformu olmayı da mı hedefliyor? Neden ‘Kürt modernleşmesi’?
E.Ç: Elbette… Derginin asıl amacı entelektüel bir tartışma platformuna katkıda bulunmaktır. Son yıllarda Türkiye’de Kürt düşünce dünyası üretici bir hareketlenme yaşıyor. Sosyal, siyasal, kültürel dergilere ilave olarak fikirsel, kuramsal alanlarda da önemli arayışlar söz konusu idi. Dipnot dergisi “yeniden tanımlanması gereken sosyal bilim” ağırlıklı bir fikir dergisi olarak yayına başladı. Yeni bir içerikle gözden geçirilen sosyal bilimlerin son dönemlerde Türkiye’de de yeni arayışlara sebebiyet verdiği biliniyor ve bu yeni arayışlar mevcut dergilerde tartışmalara yol açıyordu. Ama Kürt dünyasından da bu tartışmalara katkı verecek bir dergi yoktu ve Kürtler kendi fikirlerini dağınık paylaşıyordu. Dipnot, Kürtlerin de fikir dünyasından bu tartışmalara katkı verecek bir iddia ile ortaya çıktı.
F.A: Kürt modernleşmesi çok fazla tartışılmayan bir konuydu. İşin içine girince gördük ki bu alanda neredeyse in cin top oynuyor. Kürt modernleşmesi belki geç kalmış bir modernleşme denemesidir. Bu modernleşme denemesinin inşa ettiği toplumsal durumlar, sancılar, eşitsizlikler var. Monolitik bir yapı gibi görünse de Kürtlerdeki çeşitliliğin boyutlarını göstermeye çalıştık. Modernleşme bildik kalıplarla mı işliyor, Kürtlerin buna kattığı bir şey var mı? Türk modernleşmesine benzeyen yönleri var mı? Bu konuda ilk kartopunu attık diyelim.

Dipnot kimin ya da neyin sesi olacak?
E.Ç: Şimdi bu konu önemli bizim için. Zira yaşanan sorunların bir yanının yerel diğer yanının küresel var oluş koşulları tarafından belirlendiğini düşünüyoruz. Yeni sosyal bilim temelli bakış açısıyla yereli küreselciliğe feda etmeyecek, küreselciliği de yerelliğe indirgemeyeceğiz. Yöntemsel olarak adil bir dengenin varlığı bizce artık tartışılmalıdır. İşte bu düşünceyle Türkiye’deki her tür toplumsal yaşam biçimini, sorunlarını, kültürünü, dinsel yapılanmalarını, her tür kimlik ve aidiyetleri, toplumsal hareketleri ve düşünceleri, metafiziği, ekonomik ve ekolojik sorunları araştırırken, Ortadoğu toplumu ve uygarlıklarıyla birlikte, bir dünya sistemi içinde ele alarak analiz etmeyi esas alıyoruz. Bu temelde bugüne değin konuşulmayanların, tartışılmayanların sesi olacak. Sosyal bilimle ilgili olan herkes dergimize yazabilir. Bizim için önemli olan yazıların akademik bir biçimde yazılması. Özellikle genç yazar ve düşünürler ile yüksek lisans, doktora öğrencilerinin yazılarını görmek isteriz.
F.A: Aslında biz bir kitle faaliyeti veya örgütlenmesi işini yapmıyoruz. Sadece yapabilirsek sistem karşıtı her kesin fikirlerini özgürce söyleyebildiği bir “entelektüel mekan” olacağız. Belki klişe olacak biraz ama hakikaten sistemden rahatsız olan, sistemi eleştiren, sistemle geçinemeyen kimselerle buluşmayı önemsiyoruz. Özellikle de resmi kadrolara fikir üretmek istemeyen, akademinin elit ve steril koridorlarına sıkışıp kalmak istemeyen genç yazar ve fikir insanlarına kapımız açık.

Dipnot’un en önemli hedefinin ‘düşünsel konularda entelektüel kriz çıkarmak’ olduğunu yazmıştınız...
E.Ç: Bu öylesine söylenmiş bir söz değil. Yerleşik tabulara dokunarak kriz çıkarmayı amaçlıyoruz. Yapıcı değil, yıkıcı eleştiri yöntemiyle entelektüel dünyanın şemsiyesinin dışından bakmayı da ayrıca önemsiyoruz.
F.A: Bizim için özellikle de fikri planda aslolan yatıştırmak, sulh yapmak, merhem sürmek değil. Toplumsal sorunları bu şekilde düşünmek, kurulu düzene peşinen bağlanmak demektir. Eleştiri, özellikle de bir yöntem olarak eleştiriyi önemsiyoruz. Yaramaz bir çocuk edasıyla yapılan ve şımarıklığa çalan eleştiriyi değil, aksine kelimenin tam anlamıyla eleştiriden bahsediyoruz.

İlk sayının giriş yazısında ‘Belirsizlik çağında moderniteyi’ yeniden düşünelim istedik diyorsunuz. İlk sayının dosya konusu neye cevap aradı, neyi düşündürmek istedi?
F.A: Modernitenin tartışmalı karakteri biliniyor. Biz biraz da bu tartışmaların geldiği noktayı vermeye çalıştık. Dünyada modernitenin ve ya modernleşmenin sonu tartışmaları yaşanırken Kürtlerde bu durum nasıl işliyor diye baktık. Elbette geç modernleşmenin tüm sancılarını gördük. Dahası Kürt sosyolojisinin parça parça fragmanlar biçiminde simetrisiz yaşandığını fark ettik. Kadınların modernizasyonu ayrı, Avrupa’daki Kürt’ün ayrı, mezrada yaşayanın apayrı. Ancak fark ettik ki çeşitlilik gösteren bu fragmanlar belli noktalarda özellikle de politik talepler konusunda benzer söylemler üretiyor. Öte taraftan belirsizliğin inşa ettiği pasif nihilizm henüz Kürt modernleşmesine yaklaşmış değil. Sonuç olarak pek çok açıdan Kürt sosyolojisinde yaşanan modernleşmenin yarattığı toplumsal biçimler üzerine düşünelim istedik.
Erdal İmrek
ÖNCEKİ HABER

Dikkat sınav var!

SONRAKİ HABER

YOLCULAR İÇİN EL AYNASI

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...