12 Nisan 2010 01:00
Munzur Dağı kadar taş düşsün başınıza!
GÜNÜN YAZILARI
Tuncelideki Munzur Vadisi 1971 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park olarak ilan edildi. İlginç özellik ve güzelliklere sahip olan, başta Bern Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşmelerce de korunan birçok endemik bitki türü ile hayvan türünü içinde barındıran Munzur Vadisi Milli Parkına dair skandalların ardı arkası kesilmiyor.
Milli Park sahasındaki Munzur Çayı üzerinde yapımı kararlaştırılmış olan Bozkaya Barajı ve HES, Kaletepe Barajı ve HES, Konaktepe Barajı ve Konaktepe Barajı-Konaktepe HES I ile Konaktepe HES II ile Milli Park sahasındaki Mercan Deresi üzerinde yapımı kararlaştırılan Akyayık HES projelerinde sona gelinmek üzere. Bu projeler hayata geçmek üzere. Devlet Munzuru yok etmek için son derece kararlı ve sabırsız
Milli Parkın doğal sit alanı olarak tespit ve tescili için 2008 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurmuştum. Fakat talebime hiçbir yanıt verilmemiş bunun üzerine de İdare Mahkemesinde dava açmıştım.
Hukuksal olarak tabiat varlıklarını da korumakla yükümlü olan Kültür ve Turizm Bakanlığı davaya cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmişti.
Dava sürecinde yaptığım araştırmalarda Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Elazığ Müze Müdürlüğünün 2001 yılında Munzur Vadisinin 1. derece doğal sİt alanı olarak tespit ve tescil edilmesi gerektiğine dair rapor hazırladığını ve fakat bu müdürlüğün tüm ısrarlı uğraşılarına rağmen bu talebin görmezden gelindiğini tespit etmiştim. Bu tam anlamıyla bir skandaldı.
İdare Mahkemesindeki dava devam ediyor. Munzur Vadisinin doğal sİt alanı olarak tespit-tescil edilmesi yönündeki davamızın sebebi hem Munzur Vadisinin ilginç özellik ve güzellikleri ile ender bulunan bir doğa alanı olması ve hem de hukuksal olarak doğal sit alanlarında kesin olarak baraj ve hidro elektrik santrali yapılamaması.
Yaptığım başka bir araştırmada da Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planının 2002-2006 tarihleri arasında aralarında profesör doktor, doçent doktor gibi akademisyenlerin de bulunduğu alanlarında uzman şehir plancı jeoloji/hidrojeoloji mühendisi, meteoroloji mühendisi, çevre mühendisi, mimar, jeomorfolog, su ürünleri mühendisi, sanat tarihi danışmanı, arkeoloji danışmanı, orman mühendisi, biyolog, ziraat mühendisi, peyzaj mimarı gibi ünvanlara sahip kişilerce hazırlanmış olduğunu ve fakat 2006 yılından bu yana Uzun Devreli Gelişme Planının Çevre ve Orman Bakanlığınca onaylanmadığını tespit ettim. Bu durum baraj ve HESlere karşı ciddi bir duyarlılığın olduğu Dersimde büyük bir heyecana vesile oldu. Zira, Milli Parklar Kanunu ile Milli Parklar Yönetmeliğine göre Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı kesinleşmeden Milli Park alanında hiçbir yapı ve tesise izin verilemediği gibi Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planında yer verilmeyen hiçbir yapı ve tesis bu kapsamda baraj ve HES Milli Park alanlarında yapılamıyor.
Buna rağmen Milli Park sınırları içerisindeki Mercan Suyu üzerinde yapımına 1985 yılında başlanan ve 2003 yılından beridir de enerji üreten Mercan HES Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı kesinleşmeden inşa edilip işletilmeye başlanmış. Bu durum bir başka skandal. 16 Martta Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundum. Ortada devlet eliyle inşa edilmiş kaçak yapı var. Hukuksal olarak bu HESin yıktırılması ve sorumluların cezalandırılması lazım.
Şunu da belirtelim ki Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planında da Munzur Vadisi Milli Parkı sınırları dahilinde yapımı kararlaştırılan baraj ve HESlerin Milli Parklar mevzuatı ile Türkiyenin taraf olduğu sözleşmelere açıkça aykırı olduğu ve bu baraj ve HESlerin ekosisteme telafisi mümkün olmayacak zararlar vereceği, bu baraj ve HESlerin yapılmaması gerektiği açıkça belirtilmektedir.
Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı Analitik Etüd Raporunda: Munzur Suyu ve Mercan Deresi üzerinde çok sayıda hidroelektrik santrali projesinin gündeme gelmesi en önemli potansiyel çevre sorunudur. Bu durum Tuncelide akarsu ekosistemi bakımından en önemli doğal serveti oluşturan akarsularda başta endemik alabalık türleri olmak üzere, balık varlığının ve canlı yaşamın, akarsu vadilerinde bitki örtüsü ve yaban hayatın oluşturduğu biyo-çeşitliliğin büyük ölçüde zarar görmesine ve ekolojik sistemin bozulmasına yol açacaktır tespitine yer verilmektedir.
Munzur Vadisi Milli Parkı 1/25000 Ölçekli Uzun Devreli Gelişme Planı Çalışmasının -Plan Karar Ve Hükümleri- Plan Hükümleri bölümünde: Planda yer alan tesis ve düzenlemeler dışında hiçbir tesis yapılamaz. Yapılacak tesisler hiçbir şekilde planda gösterilen amaç dışında kullanılamaz. 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ve ilgili yönetmeliği gereği, milli park içinde sürdürülmekte olan her türlü sondaj, sedde, baraj vb. altyapı çalışmaları durdurulacaktır denilmektedir.
Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planına dair çalışmalar 2006 yılında bitirilmiş olmasına rağmen bahsi geçen plan aradan geçen uzun zamana rağmen halihazırda Çevre ve Orman Bakanlığınca onaylanmamıştır. Bunun sebebi son derece açıktır: Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planına dair belgelerde Milli Park sınırları içerisinde baraj ve HES yapılamaz denildiği için bu plan özellikle onaylanmamaktadır. Baraj Projelerini oluşturan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Çevre ve Orman Bakanlığına bağlı. Doğayı ve Milli Parkları korumakla yükümlü bir genel müdürlük ile Milli Park alanında doğaya ve çevreye zarar vereceği tartışmasız olan baraj ve HES projelerini hazırlayan bir genel müdürlüğün aynı bakanlığa bağlı olması dünyada eşine az rastlanır bir durumdur.
Çevre politikası çevreyi tahrip etmek üzerine kurulu bir başka ülke daha var mıdır acaba
Çevre ve Orman Bakanı çevreyi ve ormanları koruyacağı yerde baraj ve HESleri savunduğu müddetçe bakanlığını yaptığı çevre de orman da kalmayacak bir gün ve bu durumda koltuğu da
Dersimlilerce kutsal bilinen Munzurun ahı kendisini yok etmek isteyenleri tutar mı bilinmez ama bizler Munzurun çocukları Munzura kıymalarına izin vermeyeceğiz
BARIŞ YILDIRIM Avukat, Tunceli Barosu
Evrensel'i Takip Et