12 Nisan 2010 00:00

Semt gençliği üniversite gençliğiyle buluşuyor

1990’lı yıllar Türkiye’de çatışmaların en yoğun olduğu dönemdir. Şimdiki gibi açılımdan da söz edilmezdi tabii ki.

Paylaş

1990’lı yıllar Türkiye’de çatışmaların en yoğun olduğu dönemdir. Şimdiki gibi açılımdan da söz edilmezdi tabii ki. O dönem açılımdan anladıkları Kürt halkının taleplerine en gelişmiş savaş teknikleriyle cevap vermekti. Bir diğer açılımsa Kürt halkının yaşadığı bölgelerden, yerlerinden, yurtlarından edilmesiydi. Yüz yıllardır yaşadığı coğrafyadan göç etmeleri bu sorunun çözümlerinden biri olacaktı ama çözüm olmak bir yana yeni sorunlara neden olmuştur.
Denizli’de yaşayan semt gençliğinin öyküsü de buradan başlıyor. Aileleri bölge illerinden göç ederek gelmişler; Yeşilyurt’a, Esentepe’ye, İlbade’ye, Gümüşler’e… Yeni bir hayata umutla başlamak için. Yaşanmışlıklar bırakmamış hiçbir zaman bir gölge gibi takip etmişti sonuçta. Çatışmaların en yoğun döneminde çocuk olanlar şimdi yirmisine gelmişler. Bu semtlerde oturan gençlere geçmişleri, Kürt olmaları her zaman dezavantaj olmuştur. İşsizlik, yoksulluk, ayrımcılık hayatın her anında karşılarına çıkmıştır. Semtlerindeki sosyal ve kültürel alanların eksikliği kendilerini geliştirebilmesine ve ifade edebilmesine hep engel olmuştur. Başladıkları okullara (dil ve kültür) uyum sağlayamamaları kendilerini toplumdan soyutlamalarına neden olmuş; semtlerde yaşayan gençler kendilerini doğal olarak başka şekilde ifade etmeye başlamıştır. Kavga etmek, madde bağımlısı olmak alternatifi olmadığı için kaçınılmaz bir son olmuştur.
Semt gençliğinin sorunlarını üç temel başlıkta sıralayabiliriz.
1) Kürt olmalarından dolayı toplumdan dışlanmaları.
2) Semt gençliğinin ucuz iş gücü olarak sigortasız sendikasız esnek bir şekilde çalıştırılmaları.
3) Yoz kültürün etkisi ve madde bağımlısı olmaları.
Denizli’deki semt gençleri birçok sorunla boğuşuyor ama hiç bir sorun çözümsüz değildir. Çözüm teşhisi doğru koymak ve teşhis doğrultusunda doğru tedaviyi uygulamaktır. Denizli Belediyesi madde bağımlılığına karşı şehrin çeşitli yerlerine pankartlar asıyor, sağlıklı yaşam için bakanlar eşliğinde yürüyüşler düzenliyor. Sağlığa bu kadar düşkün yerel yöneticilerin gözleri belediye binasının çevresinden öteyi göremiyor. Semtlerde yaşayan gençlerin sağlıksız koşullarda yaşamaları, madde bağımlılığının kucağında olmalarına karşın çözüm için şehrin çeşitli yerlerine afiş asmaktan başka bir şey yapmıyor. Bu yanlış teşhise ve yanlış tedaviye en iyi örnektir.
Doğru teşhis ve tedavi ise; bugün mahalle gençliğinin sorunlarının temelinde gençliği ucuz iş gücü olarak gören, kültürel alanda bencilliği ve bireyciliği örnek gösteren, ayrımcılığı kışkırtan, madde bağımlığını teşvik eden sermaye sistemi vardır ve buna karşı mücadele ederek başlamaktır.
Denizli Emek Gençliği olarak iş, eğitim, barış için birleşelim şiarıyla futbol turnuvası düzenlemiştik. Turnuvamıza semtlerden gelen gençlerin çoğu katılmıştı. Amacımız takım ruhunu ortaya çıkartmak ve istendiğinde ortak bir şey yapabileceğimizi göstermekti. Bu konuda görece başarılı da olduk.
Denizli Emek Gençliği olarak “İşsizliğe, uyuşturucuya, ayrımcılığa karşı semt gençliği tartışıyor; üniversite gençliğiyle buluşuyor” başlıklı bir söyleşi düzenledik. Konuşmacılar semt gençliğinin içindendi. Semtlerde neler yapabileceğimizi tartıştık. Söyleşimiz (Futbol turnuvamızı saymazsak) semt çalışmamızda bir başlangıç olacak. İşsizliğe, uyuşturucuya ve ayrımcılığa karşı işçi sınıfı ve devrimci partisinin saflarında 1 Mayıs’ta alanlarda da birleşeceğiz.
İsmail Afacan (EMEP Denizli İl Yöneticisi)
ÖNCEKİ HABER

Metin’in izinden gidiyorlar

SONRAKİ HABER

Munzur Dağı kadar taş düşsün başınıza!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...