13 Nisan 2010 01:00
İşte AKPnin Diyarbakırı
Dicle Üniversitesi (D.Ü) Diyarbakır Valiliği ile birlikte GAP İdaresinin desteğiyle Nebiler, Sahabeler, Azizler ve Krallar Kenti Diyarbakır başlıklı bir sempozyum düzenliyor. D.Ü yerleşkesinde dün başlayan ve bugün de sürecek olan sempozyumda 45 tebliğ sunulacak. Sempozyum tamamen Türk-İslam sentezi ve Osmanlıcılıkın barış ve hoşgörü değerleri(!) temelinde Diyarbakırı ele alıyor. Açılışını D.Ü Rektörü Ayşegül Jale Saraç ve Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlunun yaptığı konferansın GAP idaresi tarafından finanse edilmesi dikkat çekiyor. Sempozyum GAP kapsamında yapılacak projeleri ve yatırımları koordine etmekle görevlki olan idarenin bu paraları nereye harcadığını da göstermesi bakımından çarpıcı.
Diyarbakırın Dinsel bir merkez olduğunu kanıtlamayı amaçlayan sempozyumda Peygamberler şehri Diyarbakır, Diyarbakırda Hz. Muhammed nesli, Diyarbakırda Hz Abbas nesli, Diyarbakırda Kadirilik, Diyarbakırda Rufailik, Diyarbakırda Şafiilik, gibi çok sayıda tebliğ sunulacak.
TÜRK-İSLAM VURGUSU
Anadolu Selçuklu döneminde Diyarbakır, Yavuz Sultan Selim ve Diyarbakırda Osmanlı hakimiyetinin tesisi, Kanuni Sultan Süleyman ve Diyarbakır, 4. Murat ve Diyarbakır, Diyarbakır eyaletindeki özel statülü beylerin Osmanlı seferlerine katkıları tebliğleriyle de Türkçülük ve Osmanlıcılıkın Diyarbakıra derin etkileri dünyaya duyurulmuş olacak. Sempozyumun Türk-İslam ve Osmanlıcılık temeline Azınlıklar, Çok kültürlülük ve Diyarbakır, Süryanilerin Dini ve Etnik yapısı, Diyarbakır Keldanileri Diyarbakır Ermenileri gibi birkaç tebliğ ile çok kültürlülük ve Osmanlı hoşgörüsü sosu eklenmesi de ihmal edilmemiş. 45 tebliğ içerisinde Kürt ifadesinin geçtiği tek tebliğ ise Diyarbakırın Arap ve Kürt edebiyatı üzerindeki etkileri başlıklı tebliğ.
DİYARBAKIRIN İMAJINI DEĞİŞTİRECEKLERMİŞ!
D.Ü.nden Yard. Doç. Dr M. Salih Erkek etkinliklerinin temel amacının Diyarbakırın medya üzerinden oluşturulan kötü imajını yıkmak olduğunu ileri sürdü. Sempozyumu düzenleme amaçlarını gazetemize anlatan Erkek şöyle konuştu; Diyarbakırın köklü tarihini sahiplenen, tüm dini ve etnik unsurlarıyla içinde yer aldığı bir sempozyum organize etmeye çalışıyoruz. Sempozyumun başlığındaki Sahabeler ve Nebiler vurgusundan sempozyumdaki tebliğlerin teoloji temelinde ve ilahiyatçı ağırlıklı olmasına ön yargıyla bakmayalım lütfen. Amacımız biraz da din ve kültür turizmini ön plana çıkarmaktır. Amacımız dini propaganda değil, tersine Diyarbakırın geçmişte nasıl bir barış ve hoşgörü şehri olduğunu ortaya çıkarmak ve bugün de bu barış ve hoşgörü merkezi olma olanaklarına dikkat çekmektir dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
GAPIN PARASI CEMAATLERE Mİ AKIYOR?
Sempozyumu GAP İdaresinin finanse etmesi ise GAP İdaresinin görevi bu mu? GAP için ayrılan bütçe cemaatlere ve dini etkinliklere mi harcanıyor? sorularını da akıllara getiriyor. GAP kapsamında yapılacak projeleri koordine etmek üzere kurulan GAP Bölge Kalkınma İdaresi Teşkilatının Görevleri Hakkında Kanununda idarenin görevleri şöyle tarif ediliyor; Kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere oluşturulacak kalkınma ajanslarının kuruluş, görev ve yetkileri ile koordinasyonuna ilişkin esas ve usûlleri düzenlemek.
VALİ VE REKTÖRÜN DİYARBAKIR SEVDASI!
Diyarbakırın 26 medeniyete ev sahipliği yaptığını söyleyen Rektör Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ise 24 çeşit gülün yetiştiği, 23 güvercin çeşidinin, 97 kelebek türünün bulunduğu yer sadece üniversite kampusunda 175 kuş çeşidi var. Diyarbakırda özellikle Süryani, Ermeni, Rum kiliselerinin, sinagoglar camiler medreseler bir arada iç içe yaşamakta dedi. Vali Hüseyin Avni Mutlu ise Bu güzel şehir için yazdığım bir şiiri sizlerle paylaşmak isterdim. Ama biraz özel olduğun için gönlümde yaşatmayı sessizce bu şehri dinlemeyi uygun görüyorum. Kendi kendime bu şiiri okuyup bu şehrin güzelliğine yeniden aşık olmayı şimdilik uygun gördüğüm için okumak istemiyorum. Bu şehir Peygamberler, sahabeler şehridir dedi. Sempozyumda bir sunum yapan Dicle Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Kenan Haspolat, Diyarbakırda 7 Peygamber mezarı, 3 peygamber mekanı 541 sahabenin bulunduğunu ileri sürdü. Haspolat, bazı peygamberlerin kentte yaşadığını fakat belgeleyemediklerini söyledi.
SARAÇLA BİRLİKTE CEMAATÇİ KADROLAŞMA DA ARTTI
Sempozyumu organize eden Dicle Üniversitesinin Rektörü Ayşegül Jale Özsaraç 2007de yapılan genel seçimlerde AKPden milletvekili adayı olmuştu. Seçilemeyen Saraç, rektörlük seçimlerinde de 3. olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından rektör olarak atandı. Saraçın göreve geldiği günden bu yana D.Ü. bir çok kere cemaatçi kadrolaşma iddialarıyla gündeme geldi. Saraç döneminde bir çok akademisyene soruşturmalar açıldı. Saraçın göreve gelmesinin ardından sadece Tıp Fakültesinde 40tan fazla öğretim üyesi üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı. En son tüm baskılara rağmen üniversiteden ayrılmayan Doç. Dr. Ahmet İnan da okuldan atılmıştı.
DİYARBAKIR TÜRK-İSLAM SENTEZİNE HAPSEDİLİYOR
Şeyhmus Diken (Yazar)
Sempozyum Türk-İslam sentezinin kaba bir organizasyonu. Bu Diyarbakırın çok kimlikli, çok kültürlü geçmişine saygısızlık. Deniz Feneri gibi derneklerle, Diyarbakırın yoksulluğunun AKP yararına kullanılması gibi bu tür organizasyonlarla da Diyarbakırı inanç kültürüyle AKPye yamanmaya çalışılıyor. Üniversitelerin en büyük özelliği kentin entelektüel gelişimine katkı sağlamaktır. Bu haliyle gelişime ve değişime öncülük yapma yerine geri ideolojilerin at koşturduğu, bilimden uzak sadece ismi üniversite olan bir mekan olma yolundadır. Bu sempozyum buna delalet.
D.Ü DİYARBAKIRIN GERÇEK SORUNLARINA KAFA YORSUN
Doç. Dr Mahmut Toğrul (Eğitim Sen DÜ Temsilcisi)
Bu sempozyum DÜ yönetiminin üniversiteyi nasıl yönettiğinin açık bir tezahürüdür. Diyarbakır bir kültürel merkez olmaktan çok dinsel merkez olarak ele alınıyor. Bu çabalar ne Diyarbakır halkının ne de bölge halkının ihtiyaçlarına cevap verir. DÜ bu tür dinsel ağırlıklı etkinlikler yerine Diyarbakırın ve bölgenin toplumsal, sosyal sorunlarına kafa yormalı, akademik bir çaba içerisinde olmalı. Diyarbakırın dinamiklerini dışlayarak halktan kopuk, onun ihtiyaçlarından kopuk bir çaba içerisindeler. Böyle bir sempozyuma ne Diyarbakırın ihtiyacı var, ne de Diyarbakırı ilgilendiren bir mesele.
Mehmet Aslanoğlu
Evrensel'i Takip Et