14 Nisan 2010 01:00
Alataş gözyaşlarıyla uğurlandı
Kanserden yaşamını yitiren Gazeteci Evrim Alataşın cenazesi, Diyarbakırda düzenlenen törenin ardından toprağa verilmek üzere memleketi Malatyaya götürüldü.
1997 yılından beri kanser tedavisi gören Evrim Alataş, önceki gün sabah saatlerinde Diyarbakırdaki evinde yaşamını yitirmişti. Alataşın cenazesi, dün öğle saatlerinde Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti önüne getirildi. Burada düzenlenen törene, BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak, Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile çalışma arkadaşları ve yakınları katıldı. Alataşın tabutu, sarı kırmızı yeşil renklerle süslendi. Törene katılanlar, yakalarına üzerinde Alataşın fotoğrafı ile Em te ji bîr nakin yazılı kokartlar taktı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kürtçe yaptığı konuşmada, Kürtlerin büyük bir insanını kaybettiğini belirterek, Bugün Diyarbakırda ne yazık ki yine hüzün var, ölüm var. Genç bir ölüm, erken bir ölüm var. Bugün şerbetlerin en acısını içtik. Ölüm acısının şerbetini içtik dedi. Baydemir, Alataşın tabutuna kırmızı karanfil bıraktı.
AŞK OLSUN KÜRTLERİN GÜZEL KIZI!
BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak ise şunları söyledi: Kürtlerin güzel kızı aşk olsun sana, bizi bu kadar mı erken bırakacaktın? Ama ne mutlu sana ki, arkanda bu kadar seven bıraktın. Bu kadar kalbi kazandın, aşk olsun Kürtlerin güzel kızı! Ne mutlu sana ki, küçücük yürekle daha 17 yaşında, özgürlük mücadelesinin en zorlu alanına, bombalanan gazeteye gazetecilik yapmaya geldin. Ne mutlu sana ki, bir an olsun özgür düşüncenden ve adalet anlayışından geri kalmadın. Ne mutlu sana ki, hiçbir şey karşısında bir an olsun başını eğmedin. Melek gibi kalbinle herkesin yoldaşı oldun. Şimdi melekler senin yoldaşın olsun. Kışanak, konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamadı.
SINIFSIZ BİR TOPLUM ÖZLEMİ İÇİNDEYDİ
Eşi Fikri Kutlay, Alataşın sınıfsız, sömürüsüz bir dünya özlemi içinde olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: Böyle bir durumda konuşmak çok zor. En son Mehmed Uzunun cenazesinde bizim Kürt aydınlarımızın, örneğin Apê Musanın doğru dürüst bir cenaze töreni olmadığını konuşmuştuk. Evrim bu tür şeyleri çok önemserdi. Mehmed Uzuna layıkıyla bir cenaze töreni yapılmasına sevinmişti. Bu törene gelmeden önce bir yakınımla konuştum. Yakınım bana dedi ki; Ölüm kötü, acı ama bizim mezarı olmayan ölülerimiz var. Bu laftan sonra artık ağlamadım. Evrim hep barışı, kardeşliği isteyen biriydi. Hep sınıfsız, sömürüsüz bir dünyanın özlemiyle yaşadı. Son kitabı Her Dağın Gölgesi Denize Düşerde bu özlemini dile getiriyordu. Orada Deniz Gezmişlerden bahsediyordu. Deniz de 26 yaşında ölmüştü, o da genç bir ölümdü. Evrimin hep onurlu bir duruşu vardı. Hep verimli oldu. 6 ay daha yaşasaydı, şimdiye kadar ürettiğinin 3 katını daha üretebilirdi.
EY TANRI! KÜRTLERE NİYE EZİYET ETTİN?
Ablası Mukaddes Alataş da duygusal bir konuşma yaptı. Alataş, kardeşinin Taraf gazetesinde yayınlanan bir yazısını hatırlatarak, Evrime, cennete gittiğinde tanrıya ne söylemek istersin, diye bir soru sorulmuştu. O da, Ey tanrı! Kürtlere niye bu kadar haksızlık ve eziyet ettin, diye sorardım demişti. Evrim hepimizin en sevdiğiydi dedi. Gözyaşlarına hakim olamayan Alataş, fazla konuşamadı.
Konuşmalardan sonra Alataşın cenazesi, Şehit namirin sloganları ve alkışlar arasında cenaze aracına konarak, doğum yeri olan Malatyaın Akçadağ ilçesine bağlı Gölpınar köyüne doğru yola çıkarıldı. Cenaze uğurlanırken, Alataşın en sevdiği şarkı olan Şivan Perwerin Dilo Ez Bimrim şarkısı çalındı. Törene katılanlar duygusal anlar yaşadı.
(Diyarbakır/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et