19 Nisan 2010 00:00

Konfederasyonlar farklı ama işçilerin sorunları ortak

‘89 Bahar Eylemleri döneminde kurulan Gebze Sendikalar Birliği (GSB), o dönemden bu yana varlığını sürdüren tek yerel birlik. Organize sanayi bölgeleri ve köklü fabrikalarıyla işçi kenti olan Gebze’de, GSB söz sahibi önemli bir kuruluş.

Paylaş

‘89 Bahar Eylemleri döneminde kurulan Gebze Sendikalar Birliği (GSB), o dönemden bu yana varlığını sürdüren tek yerel birlik. Organize sanayi bölgeleri ve köklü fabrikalarıyla işçi kenti olan Gebze’de, GSB söz sahibi önemli bir kuruluş. Öyle ki Gebze’de GSB’nin örgütleyicisi olmadığı kriz karşıtı eylem, 1 Mayıs ya da dayanışma eylemi yok.
2002 yılından bu yana GSB’nin Dönem Sözcüsü olan Çelik-İş Gebze Şube Başkanı Şerafettin Koç, sendikalar birliğinin bugüne kadar varlığını sürdürmesini sağlayan anlayışı şöyle anlattı: “GSB’nin felsefesi, sorun yaratan değil sorunları çözen bir yapıdır. Değişik konfederasyonlara üye olsak bile yaklaşımımız şudur: ‘İşçinin sorunları ortaktır.’ Ben şu sendika ile yan yana gelmem, şu sendika ile oturmam anlayışını terk ettik.”
GÜVEN SAĞLADI
Koç, GSB’nin çalışma prensibini ise üç ana başlıkta topladı: “Birincisi ortak hareket etmek, ikincisi işçi temsilcileriyle diyalog halinde olmak, diğeri de basit ama çözümler üretebilmek. Bu işleyiş güven sağlıyor ve bu güvenle Gebze’de yürüyüşler, salon toplantıları, basın açıklamaları, imza kampanyaları gibi eylem ve etkinlikleri ortak başarabiliyoruz.” Dönemin ihtiyaçlarına daha güçlü cevap vermek için Gebze Sendikalar Birliği Temsilciler Kurulu’nu toplayıp temsilcileri karar sürecine kattıklarını dile getiren Koç, burada sorunların çözümüne ilişkin politikalar geliştirip bunu Gebze’nin gündemine taşıdıklarını belirtti.
22 BİN KİŞİLİK YÜRÜYÜŞ
GSB’nin Gebze’de yaptığı en etkili eylemlerden biri, 2001 krizine karşı yapılan miting. 2001 krizini esnaf ve işçiler olarak ağır yaşadıklarını aktaran Koç, krize karşı olan tepkiyi sahiplendiklerini ve halkın da desteğiyle 22 bin kişinin katıldığı disiplinli bir yürüyüş gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu mitingden aldıkları güçle 2002 yılından bu yana Gebze’de 1 Mayıs’ı kutlamadıklarını dile getiren Koç, Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı Gebze kamuoyuna ve işçilerin bilincine yerleştirdiklerini vurguladı. Bilim adamlarını, aydınları, gazetecileri, konfederasyon yöneticilerini Gebze’ye çağırarak çalışmalarına kattıklarını belirten Koç, Gebze yerelinde 1 Mayısları güçlü bir şekilde, yüzde 90’ın üzerinde işçi katılımıyla gerçekleştirdiklerini anlattı.
HER ŞEY YERİNDE GÜZEL
Gebze’de 1 Mayıs’ı saat 16.00 gibi yaptıklarını, bunun nedeninin konfederasyonların Gebze’deki şubeleri İstanbul’a çağırmaları olduğunu kaydeden Koç, “1 Mayıs’ta yakın illere katılmamız, Gebze’de 1 Mayıs’ın yapılmamasını düşündürmedi. Burası bir sanayi kentidir, yüz binlerce işçinin olduğu bir ilçe. 1 Mayıs’ta işçilerle buluştuğumuz zaman daha moralli oluyoruz. Bizler İstanbul’a katıldığımız zaman sonra da Gebze’ye gelip işçilerle buluştuğumuz zaman kendimizi dalından koparılmış çiçek gibi hissediyoruz. Her şey yerinde güzeldir” diye konuştu.
TEMSİLCİLER KURULU TOPLANACAK
“Gebze de 1 Mayıs’a giderken sosyal patlamalar olabileceğini düşünüyorum. İşsizlik, yoksulluk, açlık, aile yapılarının parçalanmasına yol açtı” diyen Koç, 1 Mayıs’ta işsizlik, yoksulluk, sendikalar ve lokavt kanunu gibi gündemdeki sorunların yanı sıra işyerlerinin kendi talepleriyle alanda olacaklarını bildirdi. “Örgütlü olma bilincini egemen kılacağız, grev ve toplusözleşme taleplerini ortaya koyacağız. Bu talepleri öncelikle işyerlerine taşıyıp, bilince çıkarıp işyerlerini alana getireceğiz. Halkı aydınlatmak için stant, bildiri, afişler, ses aracı ile çağrı yapacağız” diyen Koç, bu amaçla GSB’ye bağlı temsilciler kurulunu toplayacaklarını duyurdu. Koç, şunları söyledi: “Mahallelerde, işçi ve işsiz kesimlerin alana çağırılmasında kitle örgütleri ve emekten yana partilerin müdahale etmesi, bizim işimizi rahatlatır.” (Gebze/EVRENSEL)

KRİZ GEBZE’Yİ CİDDİ ETKİLEDİ
Krizin Gebze’yi ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Çelik-İş Şube Başkanı Şerafettin Koç, resmi rakamlara göre işsizliğin yüzde 14-15 arasında olduğunu, ancak gerçek işsizliğin yüzde 30’ları bulduğunu kaydetti. “Kendi örgütlü olduğum işyerlerinden örnek verirsem; 3 işyeri kapandı, 1 işyerinin durumu kötü, işçilere sendikasızlığı dayattı. Bu dönemde 130 üye kaybettik” diyen Koç, bu dönemde 8 işyerinde sözleşme sürecini başlattıklarını, 7 işyerinde ise sözleşmeyi tamamladıklarını aktardı. Daha önce de sözleşmede zorluk yaşadıklarını ama kriz nedeniyle bu dönemin daha zor geçtiğini vurgulayan Koç, şöyle devam etti: “Çok iyi sözleşme yapmasak bile kazanılmış haklardan vazgeçmedik. Enflasyon altında sözleşme imzalamadık.”

BAŞKA BİR YER TERCİH EDİLMEMELİ

Salih Karakuş (Uğur Teneke İşyeri Baştemsilcisi), Ayhan Koyun (Uğur Teneke 2. Temsilcisi): Fabrikada 250 çalışan var 190 kişi sendikalı. Bizler ortalama bin lira ücret alıyoruz. Bu yıl, kriz döneminde sözleşme imzaladık. Şartlar çok ağırdı. Türkiye koşullarında çok iyi sözleşme imzaladık. Bütün işverenler krizden nemalanıyor. Bizim işyerimizde de işten atılma gündeme geldi. Sendika şubesiyle ek protokol yapıldı. Günde 2 saat az çalışarak, ayda 4 gün eksik ücret alarak süreci geçirdik ve hiçbir işçi işten atılmadı. Süreç devam ediyor ve izleyip işçi arkadaşlarla değerlendirme yapacağız. Çevremizde sendikasız işyeri var. Oralarda durum daha da acı. Bizler örgütlü olduğumuz için sürekli beraber tartışabiliyoruz, onlar konuşamıyorlar bile. Sendikasız işyerlerinden daha çok işçi atıldı. Sendikalı olmanın kazanım ve faydalarını daha çok görüyoruz. Sendikalar örgütlü gücü arkasına alıp örgütsüz işçilere güven vermeli ve örgütlemelidir. 1 Mayıs’ın tarihi, verilen kavgalar, elde edilen haklar, bugünün kuşaklarına taşınmalı. Taksim, sınıfın tarihi olarak iyi kavranmalı, önemsenmeli. Dünyada bazı yerler var sembolleşmiş, Taksim de bunlardan biri. Ama medya 1 Mayıs meydanlarını kavga gürültü olarak kameraya yansıtıyor, bu işin bilincinde olmayan işçileri korkutuyor. Ve alana gelmiyorlar. 1 Mayıs artık Gebze’de de gelenek haline geldi. Gebzeli işçiler 1 Mayıs’ı sahiplendi. 1 Mayıs hiçbir koşulda başka yerde tercih edilmemeli. Gebze işçilerini bundan mahrum bırakmamalıyız. Bizler, taleplerimizle alanları nasıl daha da güçlendiririz, bunun çalışmasını yapmalıyız.


GÜZEL SÖZLER ÇÖZMÜYOR, MÜCADELE GEREKİYOR
Rafet Gündoğan: (DEMİRSAN İşyeri Baştemsilcisi/Çelik-İş Şube Teşkilatlandırma Sekreteri): İşyerimiz Dilovası’nda bulunuyor. Yerli sermaye. Diğer bir fabrikası ise Fas’ta. Kriz bizi iki biçimi ile etkiledi. Bir fiilen, iki psikolojik olarak… İşçilerin moralleri bozuk, kendi sorunlarımızı anlatamıyoruz. Biz kriz döneminde 2 yıllık yerine önümüzü göremediğimiz için 1 yıllık sözleşme yaptık. Yüzde 1.5 zam aldık. İşverenler bu krizi psikolojik baskı olarak kullanıyorlar. İşyerimizde iş olmadığı zaman işveren Fas’taki işyerine buradan işçi gönderiyor. Sırf işçi işsiz kalmasın diye. İşsizlik çok kötü, işçinin dokusu bozuluyor. Kısa çalışma uygulandı, esnek çalışma var, telafi çalışması var. İşveren bunları önümüze getiriyor, biz kabul etmiyoruz. Yasada olan her şeyi kabul etsek sendikalara ne gerek var? Biz kendi yasamızı masada oluşturuyoruz. Oturup bu sorunlardan nasıl çıkarız, çözümlerini konuşuyoruz. Bizim 1 yıl doldu. Sözleşmeyle ilgili masaya oturacağız. Şimdiden kara kara düşünüyoruz.
Ülkede yaşanan sorunlara sendika merkezleri, konfederasyonlar çözümler üretmeli; buralarda ciddi eksiklikler var. Türkiye’de güzel sözler sorunları çözmüyor, mücadele gerekiyor. Konfederasyonlar bu yolu açmalı. 23 yıllık işçilik hayatımda Otomobil-İş, Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş’te görev ve sorumluluklar aldım. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; mücadele etmeden ve birleşmeden haklarımızı koruyamayız, yeni haklar elde edemeyiz.
1985’ten beri 1 Mayıslara katılıyorum. 1 Mayıs’ı bayram, karnaval olarak ele almalıyız. Bütün sorunları 1 Mayıs gününe sıkıştırmamamız lazım. Bir de sınıf dışı örgütler 1 Mayıs’ı, sınıfın günü olarak değil kendi reklamlarını yapmak için kullanıyor. Medya da bunu böyle yansıtıyor. İşçiler alanlarda az sayıda olurlarsa, geri çekilirlerse ortam bozuşturuluyor. Bunun için işçiler 1 Mayıs’a güçlü katılmalı, taleplerini dile getirmeli.
Bu yıl Taksim’in işçilere açılması başarıdır. Evet, Taksim’in manevi yanı önemli ama Gebze’de de 1 Mayıs’ın kutlanması gerekiyor. Gebzeli işçilerin 1 Mayıs alanlarını sahiplenmeleri gerekiyor. Çünkü Gebze’de kutlama yapma sembolleşti, gelenek haline geldi.

1 MAYIS GEBZE’DE KESİN KUTLANMALI
Fırat Güneş (FENİŞ İşyeri Baştemsilcisi/Çelik-İş Gebze Şube Örgütlenme Sekreteri): 25 milyon çalışana karşılık 600 bin örgütlü işçi var. Buradan bakıp, sorunları doğru tespit etmemiz lazım. İşten atmaların yoğun olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bu koşullarda 1 Mayıs’a gidiyoruz. 1 Mayıs’ın tarihini, bugünün işçilerine iyi kavratmamız lazım. tarihte 12-14 saat çalışma koşulları vardı. Amerika’da cenin tarlaları olarak tarihe geçen süreç vardı. Kadınların, ağır koşullarda çalıştırılırken, çocuklarını tarlalara düşürdüğü bir süreç… Bu koşullar altında 8 saat çalışma hakkı ve sosyal haklar edinildi. Bugünün işçilerine bu süreç iyi anlatılmalı. Bugün eksik de olsa birçok haklara sahipsek, 1 Mayıs’ta ödenen bedellerle kazandık. Ben görev sürecim içinde ne yapabilirim sorusunu hep sordum. İşçilerin okuma alışkanlığının geliştirilmesi için kendim ve işçilerin imkanlarıyla işyerimize 600 kitap aldık. Çocukların okuyabileceği 600 kitap aldık. İşçiler sosyalleşmeli, sanattan kültürüne, çevreden kendi tarihine, bilgisine ve bilincine ulaşmalı. 1 Mayıs işçi sınıfının tarihidir. Bizler ülkenin tarihi yerlerini öğrenmek için toplu geziler düzenliyoruz. Ağaçlandırma çalışmalarına katılıyoruz. Organizede 600 bin ağaç diktik. İşçilerin bakış açılarını genişletmek lazım. Önümüzdeki dönem MESS sözleşmesi süreci var. Bu süreçte dayanışma içinde olmak lazım. Taksim’de sınıfın mevzi kazanması çok önemli, Taksim’deki 1 Mayıs’a katılmak önemli. Aynı zamanda Gebze işçi havzası, Gebze’de 1 Mayıs’ın kesin yapılması lazım.
Sendikalar Birliği çok acil temsilciler kurulu yapmalı, güçlü bir 1 Mayıs olması için herkes kendine düşen görevi yerine getirmeli. İşçileri ve halkı 1 Mayıs’a katma çalışmaları bugünden başlamalı. Yeryüzünde ne varsa hepsi işçi sınıfının nasırlı elleriyle ortaya çıkmıştır. Bu bilinçle görevlerimizi yerine getirmeliyiz.
Fikri Çelik (FENİŞ İşyeri Temsilcisi): Krizden etkilendik. İşçi çıkışı olmadı ama siparişler eksildi. Bundan dolayı senelik izinleri kullandık. Sözleşme süreci eylülde başlıyor. İşyerinde sendikaya üye 300 işçi var. Temizlik, yemek taşeronda, sosyal hizmet olarak geçiyor. Taksim’de 1 Mayıs’ın kutlanması sevindiricidir. İstanbul 1 Mayıs’ı işçilerle kutlamalı, biz de Gebze’de kutlamalıyız. Gebze’de 1 Mayıs çalışmalarını, aydınlatma faaliyetlerini başlatmalı ve bu görevleri yerine getirmeliyiz.
Muhammet Uludağ
ÖNCEKİ HABER

EKONOMİ VE POLİTİKA

SONRAKİ HABER

Birlik olmadan hiçbir şey olmaz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...