22 Nisan 2010 01:00

Çevreciliğin iki yüzü!


Bu ülkenin doğasını ve çevresini koruma görevini devlet üstleniyor ama bir yandan devlet eliyle doğa ve çevre sermayeye veya çok uluslu sermayeye peşkeş çekilmektedir veya talan edildiğine şahit olmaktayız.
Gözünü kâr hırsı bürümüş küresel kapitalizm insan gibi çevre ve doğanın da canına okuyor! Çevre talanı, doğa yağması, günümüz dünyasında adeta katliama dönüşüyor. Özellikle bizim gibi az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde yağmanın boyutu devasa bir şekilde artmaktadır.
Devlet bu güne kadar madencilik yasası adı altında orman alanlarını, zeytinlikleri, ağaçlandırma sahalarını, milli parkları, tarım alanlarını, su havzalarını kapitalizm düzeni içinde tabiatı yağmaya ve talana açtı.
Çine’de, Bergama’da, Havran’da, Köyceğiz’de, Marmaris’te on binlerce zeytin ağacı, çam ağacı kesildi. Bu ülkenin yer üstü zenginlikleri, yer altı zenginliklerinden daha fazladır! Anadolu toprakları bereketlidir, her yıl altın verir, bu toprağı katletmek altın yumurtlayan tavuğu kesmeye benzer.
8 yıldır iktidar olan bu hükümet Uşak’da, Bergama’da altın avcılarına karşı çıkan köylülere saldırırken, bir yandan da doğa ve çevreyi TÜSİAT ile işbirliği yaparak koruduğunu söylemektedir. Yeni dağıtılan AB çevre ödüllerini de Arçelik ve EnerjiSA’ya takdim etmeleri düşündürücü değil midir?
Bu hükümet çoluk çocuk mu kandırıyor? İnsanlara nasıl inandıracak ülkeyi vatanı koruduğunu!
Tabii ki inandırması asla mümkün değildir.
AKP Hükümeti, dış güçlerin yani ABD ve uluslararası güçlerin himayesinde ve işbirlikçisidir. IMF ve Dünya Bankası’nın dayatmasıyla talanı, yağmayı önleyen yasaların hemen hemen hepsini değiştirdi!
Ege’de, Aydın’da ve Çine Mardan Dağı’nda çevre ve doğa tahribatının boyutları her geçen gün daha da artarken, küresel sömürü düzeni yeni talan alanları peşindedir. Tema Vakfı’nın masum bir çevreci olduğunu biliyorduk(!). Bu Tema ise geçtiğimiz günlerde Çine’de bir akaryakıt istasyonunu doğa ve çevre ödülü ile ödüllendirdi.
Bu akaryakıt istasyonunun patenti, arması Shell!..
Shell’in dünyayı en çok kirleten on sanayi şirketi arasında yer aldığını okuyor ve öğreniyoruz. Buna ne demeli?
Dense dense ‘Kel başa şimşir tarak’ denir.
Bu ve buna benzer ödül ve plaketlere halk gülüp geçmektedir ve halkın kafasının karıştırılmaya çalışıldığını bazı aydın kişiler çok iyi bilmektedir.
Bu vatan bizim!.. Ormanlarımıza, suyumuza, topraklarımıza, kültürümüze eskisinden daha çok sahip çıkmalıyız. Plaket ve ödül almak için değil; bizim için en büyük ödül bu vatandır. Gün gelecek anlayacaklar!
“Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu elbette anlayacak.”
Ahmet Uslu (Çine-Aydın)

Evrensel'i Takip Et