29 Nisan 2010 00:00

Güvencesiz çalışmaya karşı 1 Mayıs’a

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron firmalara bağlı olarak çalışan park bahçe işçileri, 1 Mayıs’a hazırlanıyor.

Paylaş

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron firmalara bağlı olarak çalışan park bahçe işçileri, 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Sürekli bir iş ve sosyal haklardan yararlanma talebiyle alana çıkacak olan taşeron işçiler, 1 Mayıs’a iş elbiseleri ve kendi pankartlarıyla katılacaklar.
Bütün bölgelerden işçilerin seçtiği temsilcilerle oluşturulan Park Bahçe İşçileri Komitesi, 1 Mayıs’a hazırlık çalışmaları kapsamında önceki akşam Tepekule’de bir panel gerçekleştirdi. 350 dolayında işçinin katıldığı panelde 1 Mayıs, taşeron çalışma sistemi ve sendikal mücadele tartışıldı.
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ramis Sağlam, Tek Gıda-İş Genel Başkan Danışmanı Gürsel Köse ve Genel-İş 3 No’lu Şube Başkanı Cafer Konca’nın katıldığı panelin açılış konuşmasını komite üyesi Hüseyin Parlak yaptı.
KORKU YAŞAMAK İSTEMİYORUZ
Parlak, düzenli olarak yaptıkları toplantılarla sorunları ve çözüm yollarını konuştuklarını ifade etti. Önümüzdeki 1 Mayıs’ın taşeron işçileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Parlak, “Örgütlülüğümüzü, inancımızı ve kararlılığımızı göstermenin tam zamanı. Ailemizi, çevre ilişkilerimizi bütün gücümüzle alana taşımak zorundayız. Taşeron işçileri olarak, çalıştığımız yerlerde 2., 3. sınıf insan muamelesi görmek istemiyoruz. Gurur ve onur kırıcı davranış ve yaptırımlar istemiyoruz. İşe çağrılmama korkusu içinde yaşamak istemiyoruz. Sürekli iş istiyoruz. Ekmeğimizi büyütmek istiyoruz” dedi.
HESAP SORMA GÜNÜ
Ramis Sağlam ise işçilerin en geniş örgütlenme aracının sendikalar olduğunu vurguladı. Kölelik sözleşmelerini yırtmanın işçilerin ellerinde olduğunu dile getiren Sağlam, “1 Mayıs, bize kölelik sözleşmesini dayatanlardan, işsizliğe mahkum edenlerden, çocuğumuza harçlık veremediğimiz koşulları yaratanlardan hesap sorma günüdür” dedi.
Gürsel Köse de, TEKEL işçisinin 78 günlük mücadelesinin Türkiye işçi sınıfına çok şey kattığını belirtti. TEKEL işçilerinin tek talebinin iş, aş ve çocuklarının geleceği olduğunu belirten Köse, “Bu ülkede 1982 anayasasının kabulünden sonra ilk kez işçi sınıfı, savsaklamalara ve bürokratik sendikacılığa rağmen bir başka işkolundaki arkadaşı için iş bıraktı. Bunun adı genel grevdir” dedi.
Baskılardan, zulümden kurtulmak için mutlaka örgütlenmek gerektiğini vurgulayan Köse, “Karşınızdaki işveren sosyal demokrat da olsa, patrondur, sermayenin temsilcisidir. Bizim bizden başka dostumuz yok. Ülkesini, insanını seven herkesi 1 Mayıs’ta alanlara bekliyoruz” dedi.
TAŞERONU ÖRGÜTLEMEZSEK SONUMUZ GELMİŞTİR
Cafer Konca da, kendilerinin de park bahçe işçisinin verdiği mücadelelerden geçerek bugünkü konuma geldiklerini belirtti. “1990’ların başında bir şubemizin ikramiyesi 20 gün gecikti diye 10 gün eylem yaptık. Keşke biz o gün İZULAŞ şirketinin kurulmaması için eylem yapsaydık” diyen Konca, 1990’da hiçbir kentin hiçbir belediyesinde şirket yokken İzmir’de kurulduğunu, İzmir’in pilot bölge olduğunu belirtti.
İZELMAN şirketinde 2001 yılında örgütlenebildiklerini anlatan Konca, “Yeni sömürü düzeninin adı taşeronlaştırma. Hangi sendikaya giderseniz gidin, birlikte hareket edin. Sermaye yeterince bizi bölüyor. Bu saatten sonra A Sendikası, B Sendikası demek lükstür. Taşeronda çalışanları örgütlemezsek sonumuz gelmiştir. Duvara dayandık. Şubem adına ben sizin emrinizdeyim” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

İNSAN GİBİ YAŞAMAK İSTİYORUZ
Park Bahçe işçilerine 1 Mayıs’ı sorduk.
Hüseyin Güven: Sosyal demokrat bir belediyede 4. sınıf işçi olarak çalışıyoruz. Bizler 1 Mayıs’ta insan gibi, işçi gibi yaşamak için, sosyal ve maddi durumumuzun düzelmesi için alanlarda olacağız. Taleplerimizi dile getireceğiz. Kendi bayramımızı kutlayacağız. İş devamlılığı istiyoruz.
Yusuf (Buca Bölgesinden): 1 Mayıs’ı kutlayacağız, ama içimizde bir burukluk var. Taşeronlaşma devam ettiği sürece bizler 1 Mayıs’ı buruk kutlayacağız. Ülkenin şartları ortada. Bütün arkadaşlarla beraber taşeron işçileri, arkadaşları alanlarda temsil etmeye çalışacağız.
Mustafa Alpay: Taşeron işçisinin hangi sıkıntısı yok ki. Biz kendi ekmeğimizi arttırmak için, özgürlük ve demokrasi için 1 Mayıs’ta meydandayız. Taşeronun her ayağı bize bir pranga vurmuş. Bu yıl Taksim Meydanı’nı nasıl açtılarsa inşallah biz de yavaş yavaş güvenceli işe doğru gitmemiz bekleniyor. Bu bizim içimizde olan bir şey. Sadece ekmeğimizi arttırmak başka bir şey istemiyoruz.
Erol Uzun: 4 yıldır taşerondayım. Daha önce de Bornova Belediyesi’nde 7 yılım heba oldu. Bu talihsizliği burada yaşamak istemiyorum. İzmir’deki yöneticiler bilmeli ki işçiler kararlıdır. Eğer biz gidersek bizden sonra gelenler bitirecek taşeronu. Onlar için bir şanstır, onlar sosyal demokrattırlar. TEKEL işçilerinin, TARİŞ işçilerinin yanındadırlar. Unutmasınlar tabanlarının yanında olmaları daha doğrudur.
ÖNCEKİ HABER

Hakları için birlik oldular

SONRAKİ HABER

ÖZGÜRLÜKLER

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa