29 Nisan 2010 00:00
Sanayi işyerlerinin yüzde 98.3ü güvencesiz
TMMOBa bağlı Makine Mühendisleri Odası (MMO), 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasında, Türkiyede sanayide işyerlerinin yüzde 98.3ünün iş güvencesinden yoksun olduğuna dikkat çekti.
TMMOBa bağlı Makine Mühendisleri Odası (MMO), 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasında, Türkiyede sanayide işyerlerinin yüzde 98.3ünün iş güvencesinden yoksun olduğuna dikkat çekti.
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar imzasıyla dün yapılan yazılı açıklamada,Ne yazık ki Türkiyede bugüne gereken önemin verilmediğini ve mayıs ayındaki İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası ile konunun öneminin geçiştirildiğini söylemek mümkün denildi.
YÜZDE 5İ ANCAK DENETLENEBİLİYOR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının serbestleştirmeci, piyasacı yaklaşımları nedeniyle yeterli sağlık ve güvenlik önlemlerinin alınmadığı; bu anlayışın İş Sağlığı ve Güvenliği Tasarısında da korunduğu ifade edilen açıklamada, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuatın 50 ve üzeri işçi çalıştıran işyerleri için geçerli olduğu hatırlatıldı. Türkiyedeki sanayi işletmelerinin yüzde 1.6sında bu önlemlerin geçerli olduğu, bunların da yüzde 5inin denetlenebildiği kaydedilen açıklamada, bu yaklaşımın, İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelikte de sürdürüldüğü kaydedildi.
4 MİLYON İŞÇİ DENETİM DIŞINDA
SSKnın 2008 verilerine göre 50 ve üzeri işçi çalıştıran orta ve büyük ölçekli sanayi işyeri sayısının 18 bin 48, çalışan sayısının da 2 milyon 705 bin kişi olduğu kaydedilen açıklamada, 50nin altında işçi çalıştıran küçük ölçekli sanayi işyeri sayısının ise 935 bin 563, çalışan sayısının da 3 milyon 821 bin kişi olduğunun altı çizildi. Açıklamada, Kısaca, sanayi işyerlerinin yüzde 98.3ü ve kayıt içi sanayi çalışanlarının yüzde 58i iş güvenliği önlemlerinden yoksun bırakılmaktadır denildi.
İş kazalarının yüzde 60.5inin, 50den daha az işçi çalıştıran; yani İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi kurulmasının zorunlu tutulmadığı mikro ve küçük ölçekli sanayi işyerlerinde yaşandığı gerçeğinin de uyarıcı olmadığına vurgu yapılan açıklamada, çalışma mevzuatının tüm çalışma alanlarını kapsamadığının altı çizildi.
Açıklamada, mevzuatın ayrıca iş güvenliği mühendisliği ve hekimliğini dışlamaya yöneldiği; iş güvenliği mühendisliği ile tekniker/teknisyenliğin bir tutulduğu; işyeri hekimi, mühendis, teknik eleman, hemşire ve diğer sağlık personeline verilecek eğitim hizmetlerinin dışarıdan satın alınması yoluna gidilerek, bu hizmetlerin danışmanlık hüviyetine büründürüldüğü de vurgulandı. Eğitim ve belgelendirmede özel eğitim kurumlarının devreye konulup, mühendislik ve meslek örgütlerinin zayıflatıldığı ifade edilen açıklamada, bakanlık kadrolarının meslek odalarına karşı kayırıldığının altı çizildi.
Açıklamada, söz konusu düzenlemelerle bir uzmanın birden çok işyerinde danışmanlık hizmeti vermesine olanak tanındığı, tam zamanlı iş güvenliği mühendisliğinin dışlanıp, uzmanın işverene bağımlı kılındığı kaydedildi.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Açıklamada İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağının TMMOB, TTB, Türkiye Barolar Birliği, sendikalar ve üniversitelerin görüşleri alınarak yeniden düzenlenmesi, başta KOBİler olmak üzere 50den az işçi çalıştırılan işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Birimleri kurulmasının yasalarla güvence altına alınması, bu işyerlerinde de iş güvenliği mühendisinin istihdam edilmesi talepleri yer aldı. İş Güvenliği Mühendisliği kavramının, yeni bir yönetmelikle tanımlanması istenen açıklamada, 50den fazla işçi çalıştıran sanayi işletmelerinde tam zamanlı iş güvenliği mühendisi çalıştırılması zorunlu hale getirilmeli; TMMOBa bağlı ilgili odalar, etkin bir denetim işlevi üstlenmeli denildi. (Ankara/EVRENSEL)
Türkiyenin sicili bozuk
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, iş sağlığı ve güvenliği konusunda piyasa koşullarına bağlı faydacı yaklaşımın terk edilmesini isteyerek, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasının, sivil toplum kuruluşlarının katılımının sağlandığı ve görüşlerinin yansıtıldığı bir çerçevede düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. İş sağlığı ve güvenliği konusunda Türkiyenin sicilinin oldukça bozuk olduğunu belirten Çelebi, yıllık ortalama 80 bin iş kazası yaşandığını, 1200 civarında insanın yaşamını yitirdiğini dile getirdi. Çelebi, mevzuatta yapılan değişikliklere bakıldığında mevcut tablonun daha da kötüleşeceğini söylemenin kehanet olmayacağına dikkat çekti. ABye uyum adı altında gerek 4857 sayılı İş Kanununda gerekse bağlı yönetmeliklerde yapılan değişikliklerin, Türkiyedeki iş sağlığı ve güvenliğine dönük sorunların ortadan kaldırılmasına dönük olmadığını vurgulayan Çelebi, aksine; düzenlemelerin, bu alanı piyasaya açma çabası olduğunu vurguladı. (HABER MERKEZİ)